Peyzaj mimarlığı - 6 - Çölleştiriyoruz...
Fotoğraf: Envato
Bütün kentlerimizi taşlaştırıyoruz.
Yağmur sularının toprağa kavuşmalarını önlüyoruz.
Bu konuda en son kurban (benim gördüğüm) Kuzguncuk… Uyardığınızda sizi dinlemiyorlar bile. Dayattığınızda, azıcık duyarlığı olan biri ise karşınızdaki,
“Biz bize söyleneni yapıyoruz!”
karşılığını alıyorsunuz. Oysa örneğin Kuzguncuk korusu, sarnıçlar düzeneği ile yağmurdan sonra daha en az bir ay kendi kendini suluyor. Yüzden artık yıl önce öyle yapmışlar…
Yolları duvardan duvara taş yapıyoruz. Kediler, köpekler dışkılayacakları toprak bulamıyorlar. Alanları yine kolayımıza geldiği için olacak duvardan duvara taş kaplıyoruz.
Eskiden azıcık genişçe beton dökülse yere, yılanlar yarı yolda kururlardı. Artık yılanlar da yok oldu. Yılanların yapı yerinden göçünü yaşaran gözlerimle gördüm.
Denizli pazarında kedi satın alan köylülere sorduğumda ilginç idi anlattıkları. Tarlalarda fareleri yok etmek için DDT kullanmışlar. Oralarda dolaşan kediler patilerini yalayınca ölmüşler. Köyde kedi kalmamış. Kente gelip kedi satın alıyorlarmış. Bu anlattığım bundan yarım yüzyıl önce neredeyse.
Bir çok kentlerimizde yolları, alanları taş kaplıyoruz ya, Sonra da düşey düşey bahçeler yapıyoruz dış alım çiçeklerle.
Şimdi de, Bay Kissinger’ in tasarladığı siyasaya uygun olarak, insanlarımız besinleriyle ağılanıyorlarmış.
Belediyeler ağaçları boğuyorlar, diplerini betonlayarak ya da taş kaplayarak.
Gemilerin su kesimleri var ya, işte öyle ağaçların da toprak kesimleri vardır. Ondan beş cm daha çok toprak yığsanız dibine, derler ya, ayakta ölürler. Amerika Birleşik Devletleri’nde yaptığım bir yapı sürekli denetlendi bu yönden de…
Japonya’ da, ahşabını dışarıdan getirmezseniz, ahşap ev yapamıyorsunuz. Onların ağacını kesmeyin de kiminkini keserseniz kesin. Yine Japonya’da bir katlı, iki katlı yazlık ev yapamıyorsunuz. Yazlıklar gördüm 25 katlı. Toprak öyle değerli ki, önünüze gelen yeri kazdırmıyorlar size.
Üçüncü köprü için kesilen ağaçların sayısını biliyor musunuz?
Yoksa ilgilendirmiyor mu sizi?
Çocuklarınızı ya da torunlarınızı hiç mi düşünmüyorsunuz?
Zeytin ülkesinde, daha kolay yapı yapabilmek için zeytinlerin dibine asit döküyorlar. Oysa zeytin ağaçlarına 50 sm. ye dek yaklaşabilirsiniz. Araları da en azından 5 metre dir.
Çam insanı sevmez. İnsan da onu sevmez. Çünkü dibine arabalarını bırakırlar her yerde… Çam dibinin çiğnenmesinden hiç hoşlanmaz.
Sulak araziye, bataklığa imar tasarımı yaptırıyorlar seçimden önce. “Beni başkan seçerseniz bu parsellere yapı yapabilirsiniz!” Diyebilmek için.
Şunca yıllık mimarlık yaşamımda tek ağaç kestirmemiş biri olarak bütün bunları söylemeğe yetkim var sanıyorum.
Uzun sözün kısası, şunları peyzaj mimarlarına söylemek istiyorum:
· AĞAÇLARI, ÇİÇEKLERİ, BÖRTÜ BÖCEĞİ, OTLARI, SULARI VANDALLARDAN KORUYUNUZ.
· ÜLKEMİZİ SUSUZ, YEŞİLSİZ BIRAKMAĞA KALKIŞANLARLA SAVAŞINIZ.
· DALINIZIN ÖTEKİ UZMANLIK DALLARININ YARDIMCI DERSLERİ ARASINA GİRMESİNİ SAĞLAYINIZ.
· TARİHSEL, ANIT AĞAÇLARIMIZI KORUMAK İÇİN KUVAY-I MİLLİYE GİBİ ÇALIŞINIZ.
· DİLİNİZİ HALKIMIZIN DİLİYLE ÇAKIŞTIRINIZ.
- Vedat Günyol/İnsancılık -4- 22 Mart 2020 20:40
- Vedat Günyol/İnsancılık -5- 22 Mart 2020 20:39
- Vedat Günyol/ İnsancılık-3- 15 Mart 2020 19:30
- Vedat Günyol / İnsancılık -2- 09 Mart 2020 00:00
- Vedat Günyol / İnsancılık 02 Mart 2020 00:01
- İçin aydınlığı 24 Şubat 2020 00:00
- Süreklilik 16 Şubat 2020 23:30
- Yetmiş beş yıl sonra soykırım 09 Şubat 2020 22:35
- Yine deprem 02 Şubat 2020 22:30
- 25 Ocak 2020 (Bir gün sonra) 27 Ocak 2020 00:05
- Eğitim eğitim eğitim 19 Ocak 2020 22:47
- 24 Aralık 2019/Bruno Taut'un ölüm yıldönümü 13 Ocak 2020 00:08