Bilim insanı, bilim ortamı
Fotoğraf: Envato
Benim böyle bir yazı yazmam uygun düşmez. Çünkü ben, bir bilim insanı ne yer, ne içer, nasıl düşünür bilemem ki! Çünkü ben Türkiye’de yetişmiş bir insanım. Ben yaşamımın hemen hiçbir döneminde bilim ortamını solumadım ki, bilim ortamı hakkında konuşabileyim. Çünkü bilim insanına ve ortamına geçmişte bir nebze saygı vardı, ancak günümüzde bu alan en ağır hakarete uğramaktadır. İnsanların bilmediği bir ortam hakkında konuşması cehalettir. Siyasetçi bu alanla ilgili fikir beyan edebilir mi? İleri ülkelerde siyasetçi ahlakı bu alanın ilgililere bırakılması gerektiğini düşünür, Türkiye’de ise siyasiler elhak her konuda olduğu gibi, bu konuda da konuşabilir, çünkü onlar bilimin şahikasına ermiş zevattır! Bazı fikir kırıntılarını siz değerli okurlarla paylaştıktan sonra, bu kararı ben her konuya anadan doğma hakim siyasilere bırakayım.
Bilim insanı, bilgili insan anlamına gelmez. Bilim insanı bilgisini, nedensellik ilişkisi içinde, ahlakı ve düşünce yöntemi ile yoğuran insandır. Nedensellik ilişkisine dayandırılmayan bilgi salt yalın malumattır. Sağlanan bilginin kaynağına sebep-sonuç ilişkisiyle ulaşılmadıkça, görüntünün doğruluğu ile yetinilemez. Örneğin, emekçilerin koşullara bağlı olarak olumlu toplusözleşme yaptıklarında huzurlu olmaları, onların gerçekten huzurlu olduğu anlamına gelmez. Sorunun kökeni, iyi sözleşmenin hangi koşullarda, niçin ve patronun hangi merhamet(!) duygusuna dayalı olarak yapıldığı araştırılmalıdır. Böyle bir araştırma, patronun emekçiden çekindiğini ve emek gücünü baskılamaya yönelik olduğunu gösterebilir. Her iki koşulda da emekçi kaybetmiştir. Şöyle ki, yüksek sözleşmeler emeğin mücadeleci gücünü kırmış, emekçiyi gelecekte daha yoğun sömürüye açık hale getirmiş olabilir. Veya işler öylesine yükselişte olabilir ki, patron on kazanırken bunun sadece ikisini emekçiye vermiş, emekçi de bu ikiyi gerçek bir kazanım, belki de zenginleşme olarak görmüş olabilir. Örneğin, var olan hükümetin yaptığı gibi, enflasyonu olduğundan düşük gösterip, düşük hesaplanmış enflasyona göre ayarlı ücret zammı ile emekçilerin enflasyona ezdirilmediği ile övünülmesi, tam bir aldatmaca olabilir. Şu halde, olaylarım görünen yüzü ile yetinmeyip, arka perdedeki oyunları ortaya koymak bilim insanının işidir. Aynı şekilde asgari ücretten vergi alınmasının ne demek olduğunun tüm çıplaklığı ile ortaya koyulması da yine bilim insanının işidir. Bu gerçeği ortaya koyan bilim insanına siyasetçi kızmaz mı?
Bilim insanı böylesi işlerle uğraştığı zaman çevresinde bilimsel ortam oluşumuna bir nebze de olsa katkı yapar, ancak ne sermaye ne de sermayenin yandaşı siyasetçi böyle bir bilim insanına yol açar. Çünkü bu tür araştırmalar emek gücünü biler ve sermayeye olduğu kadar, sermayenin yandaşı siyasete de karşı çıkar. Sermaye ideolojisine ve siyaset politikasına göre, emek gücü Fransa’da sarı gömleklileri methedici yazılarla aydınlatılmamalıdır. O nedenle, Fransa’daki olaylar, salt bilgi olarak, yorumsuz şeklide aktarılmalı ve günlerce Paris’i ayağa kaldıran olaylar karşısında hükümetin neden olağanüstü hal ilan etmediği, hatta bilgim dahilinde, basın yasağı getirmediği yerli ve milli medyada dillendirilmemelidir.
Bu tür siyasi davranış ve baskılar ne bilim insanı yetişmesine ne de bilim ortamı oluşumuna olanak sağlar. Bilim ortamı baskısız, yasaksız bir ortamdır. Bu ortamda, samimi düşünce doğrultusunda ve insanlığa katkı yapabileceği düşünülen tüm fikirler baskılanmadan, yargıya taşınmadan, siyasetçinin bilinç dışını kusarcasına saldırgan tehdidine maruz kalmadan dillendirilebilmelidir. Böyle bir ortam yaratılmadan salt on binler ya da daha yüksek miktarlar bilim adamı görüntülü harisleri çekebilir, fakat içeride sermaye ve siyasetin baskı ve tehdidinden uzak bilim ortamı yaratılmadan ne bilim insanı ülkeye çekilebilir, ne de bilimsel ortam oluşumuna katkı yapılabilir. Zaten, yapılamayan, hatta işlerine gelmediği için, yapılmak istenmeyen durum dillendirilerek sadece halk yanıltılır.
- Ortadoğu: Bataklığın kan gölüne dönüştürülmesi 14 Aralık 2024 04:31
- Asgari ücret konusu hafife alınmamalıdır! 07 Aralık 2024 04:50
- Çöküş ivmesi durabilir mi, durdurulabilir mi? 30 Kasım 2024 04:51
- Sistemin sis perdesi: Bütçe tartışmaları 23 Kasım 2024 05:00
- Akılcılığa yöneliş 16 Kasım 2024 04:51
- TÜYAP konuşmaları 09 Kasım 2024 04:25
- Cumhuriyet halk rejimidir, fakat… 02 Kasım 2024 05:08
- Kaos 26 Ekim 2024 03:57
- Kevork Ağabey, müjde, oğlun Nobel aldı! 19 Ekim 2024 04:46
- Siyasi yalan 12 Ekim 2024 05:00
- İktidarın anayasa histerisine şiddetle karşı çıkılmalıdır! 05 Ekim 2024 04:33
- Boğaziçililer günü 28 Eylül 2024 05:07