‘Yeryüzü, bize atalarımızdan miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık’*
Fotoğraf: Envato
"yık duvarları çocuk / yazılı yazısız kuralları
yasalar bozulmak için yapılır
yap boz / boz yap / yık parçala dağıt
kendi doğrunu bulana değin
mihenk taşı kalbinde gizli
göklerde arama çocuk’’
( Şiir: Adil Okay)
Çocuklar ve gelecek, çocuk hakları, mülkiyet ilişkileri, miras hukuku hak, adalet bla bla...
Her biri önceki yıldan kalan konular. Yeni yıla girmek üzereyiz. Hem bir yeni yıl yazısı hem de güncel mevzulara bir göndermesi olsun istedim. Bu hafta beni etkileyen Sema Balila’nın Çocuklar ve İstanbul fotoğrafından söz edeceğim. Fotoğrafı görünce dostlarım Adil Okay’ın, desenleri Ressam İsmail Yıldırım’a ait ‘’Ah çocuk’’ adlı şiir kitabı aklıma geldi. Paylaşmak istedim. Bu vesileyle güzel bir şeyler söyleyerek giriş yapmak gerek ki geleceğe yatırım olsun.
"Eskiyi yıkacak, yeniyi kuracak olan çocukların özgür, mutlu bir dünyada yaşayacağı güzel günlere umutların hep var olması dileğiyle yeni yılınız kutlu olsun’’
Bu fotoğrafta ne var? Üç çocuk, belli ki ötekilerden, belki çıraklıktan, belki hayta bir varoş okulundan kırmışlar günü. Ayağı toprağa basarak büyüyen çocukların sağlıklılığı var. Belli ki şehrin kilometrelerce uzağında gidecekleri bir plaj veya havuz keyfi yapacakları ne halleri ne durumları var. Muhtemelen bu deniz keyfini Beşiktaş civarında yapmaya karar vermişler. Çizdikleri kompozisyon, yüzlerindeki muzurluk içimizi ısıtıyor. Fotoğrafçı kadrajını oluşturmuş ve bu mutlu anı kalıcılaştırmış. Sıcak, içten ve olduğu gibi bizlere aktarıyor. Görüyor musunuz mutluluğu der gibi.
Başka ne gösteriyor? Bir kenti. Hem bize yakın hem bizden çok uzak bir kentin iki yakasını. Muktedirlerin ve ötekilerin dünyasını yani. Kısacası yalnızca bir fotoğraf ama bir çok hikaye anlatıyor. Bakıyoruz onlar bize neredeyse alay ederek bakıyorlar. Fotoğrafta dolaşmamızı sağlıyorlar. Aralarından arkalarındaki İstanbul’u görüyoruz, kentin asıl sahipleri bizleriz demenin rahatlığı sanki. Fotoğrafa bakanın vereceği anlam önemli tabii. ‘Belediye-zabıta mabıta yok mu denize girilmez yerde güzel İstanbul’un görüntüsünü bozan varoş çocuklarını engellesin.’ Aklıyla bakan için bu söylediklerim tabii ki geçerli değil. Çocuklar bize İstanbul’u sorgulatıyorlar öyle ya da böyle. Bunu görüp hem güzel hem de iyi çekmek önemli, Sema bence bunu başarmış.
Varsın muktedirler dikey kentleşmeyi rantsal dönüşümle birleştirip dedelerinden miras aldıklarını zannede dursunlar. Ardından yatay matay kentleşme diyerek alay etsinler. Galataport, sanat kültür mültür derken kentin çivisini çıkarsınlar. Çocuklar var oldukça umut hep olacak.
(*) Kızılderili atasözü
- AFAD ve 13 kare fotoğraf ve sanat festivali 11 Aralık 2024 12:35
- Ekim Devrimi'nin 107. yılında fotoğraf 16 Ekim 2024 04:10
- Kültür yolları nereye çıkar? 09 Ekim 2024 04:20
- Yurttaş meclisleri 04 Eylül 2024 04:15
- 19 Ağustos 1839 21 Ağustos 2024 04:31
- Özgürlük ve sanat 14 Ağustos 2024 04:20
- Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi 31 Temmuz 2024 04:15
- Dayanışmaya çağrı 10 Temmuz 2024 04:29
- Tez büyür çocuklar mahkeme kapılarında 03 Temmuz 2024 04:15
- Fotoğraf endüstrisi gelişiyor, ya insanlık? 26 Haziran 2024 04:36
- Evrensel’in 29. yaş günü vesilesiyle… 19 Haziran 2024 04:15
- Bellek, hatırlama ve unutturmama… 22 Mayıs 2024 04:20