23 Aralık 2018

Bir yanlışlık olmuş kusura bakma, serbestsin

EVE DÖNÜŞ (2006)

Yönetmen/Senaryo: Ömer Uğur

Oynayanlar: Memet Ali Alabora, Sibel Kekilli, Altan Erkekli, Savaş Dinçel, Perihan Savaş, Erdal Tosun, Cengiz Küçükayvaz, Hasan Mullaoğlu, Civan Canova...

O tarihe kadar yapılan ‘12 Eylül Filmleri’nden ayrı bir yerde duran Eve Dönüş’ filmi bütün bu filmlerden farklı olarak kahramanını siyasal bir oluşum içinde yer almayan kesimden seçiyor ve yine farklı olarak darbe günlerine odaklanıyordu.

Filmin öyküsü 1980 yılında geçmektedir. Mustafa ve Esma ikisi de işçi olan karı-kocadırlar. İkisinin de mütevazı bir hayatları vardır. Politikayla, sağ ve sol görüşle ilgileri yoktur. Aldıkları televizyonun taksidi bütçelerini fazlasıyla sarstığı için, yaklaşık bir aydır ikisi de fazla mesaiye kalmaktadırlar. Vardiyaları çakışmadığı için birbirlerini fazla görememekte, evin içinde birbirlerine notlar yazıp bırakarak haberleşmektedirler. Mustafa’nın fabrika dışında yaptığı tek şey okey ve at yarışı oynayıp futbol takip etmektir. Esma da her tavrıyla Mustafa’ya uyduğu için iyi anlaşmaktadırlar. Tek sorunları kendilerini evden çıkarmak isteyen ev sahipleri ve eve aldıkları renkli televizyonun taksididir. Televizyonları, çocukları ve kendileriyle mutludurlar. Yıl 1980, ay eylüldür.

Sokaklarda sürekli olarak olaylar çıkmakta, geceleri silah sesleri yankılanmaktadır. Mustafa ise bu olaylara karışmayan kendi halinde bir işçidir. Mustafa, Esma’yla vardiyalarının çakışacağı müşterek tatil günleri olan cuma gününe arkadaşlarıyla Gülhane’de bir piknik organize eder. Ancak, gün bekledikleri gibi geçmeyecektir. Cuma günü uyandıklarında, onları sabahleyin radyoda Hasan Mutlucan, sokakta askerler karşılar.

Darbe olmuştur. Memleket kurtulduğu için sevinmişlerdir. Mahallede tutuklamalar, gözaltına alma olayları söz konusudur. Ama Mustafa, tutuklanan her kişinin mutlaka olaylarla bir bağlantısı olduğunu düşünmektedir. Elbette ki bu durumda suçlular cezalarını çekecektir. Ama bir gece bağlantısı olmadığı halde Mustafa’yı da alırlar. Artık o Mustafa değil, Örnektepe Halk Komitesi Başkanı Şehmuz kod adlı siyasi bir suçludur. Ardından sorgulamalar, soruşturmalar, yüzleştirmeler başlar. Her şey Mustafa’nın Şehmuz olduğunu göstermektedir.

Mustafa artık içinden çıkamayacağı bir dünyaya girmiştir. 22 gün sonra serbest bırakıldığında, Mustafa da artık kim olduğunu bilmiyordur. Mustafa mı, Şehmuz mu? Artık yalnız ve yitiktir. Bir ‘eylülzede’dir o. Üstelik içeride tanıştığı Hoca kod adlı Nurettin’e verdiği bir söz, yerine getirmek zorunda olduğu bir görevi vardır. Mustafa, Hoca’nın verdiği adrese gider. Bu sırada, kendisinin gözaltına alınmasına sebep olan kişinin de ev sahibi olduğunu öğrenir. Ancak Mustafa, artık yorgundur. Onun mücadele edecek, olanların hesabını soracak gücü kalmamıştır.

Film, Türkiye’de insanların seksenlerdeki trajik durumunu anlatmaktadır. Mustafa’nın ‘eve dönüş’ öyküsü, 1980 dönemi Türkiye’sinde yaşananların perspektifinden anlatılmaktadır. İşkence sahnelerinin yanı sıra, filmde, polisin tavrı ve bakış açısı aralarında geçen konuşmalardan anlaşılır.

Polis: Şefim ya bu adam ‘Şehmuz’ değil ya da çok iyi eğitilmiş.
1.Polis: Bence yanlış adamla uğraşıyoruz. Bu adam resmen saf; ben bacanak diyorum baldızım yok diyor.
Polis Şefi: Kardeşim bu adamın ‘Örnektepe Halk Komitesi Sorumlusu’ olduğuna dair elimizde ihbar yok mu? İstihbaratın yolladığı eşkâle uymuyor mu?
2. Polis: Evet, uyuyor.
Polis Şefi: O zaman ne yapayım ben. İyi rol yapıyor artistlik yapıyor diye salayım mı?

Esma’nın babası ise ülke yönetimini haklı görmektedir. O, Cumhurbaşkanı Kenan Evren’in konuşmalarını haklı bulur. Kore Gazisi kayınpederin tavrı hesaplaşmanın siyasal ve sınıfsal zemininin ipuçlarını verir.

Kenan Evren yaptığı televizyonda konuşmasında “Tutuklulara işkence yapıldığını ileri sürebiliyorlar. Sevgili vatandaşlarım biz işkencenin karşısındayız. Bu insanlığa da aykırıdır. Vicdana da aykırıdır” der.

Esma’nın Babası: Gördün mü? Şubenin önünde anlattıkları doğru muymuş işkence mişkence. Koskoca paşa yalan mı söyleyecek? Yokmuş işte işkence.

Esma’nın, hiçbir gerekçe gösterilmeden ve tazminat verilmeden işten atılmasının sorumlusu, suçlusu da Mustafa’dır.

‘Örnektepe Halk Komitesi Sorumlusu Şehmuz’un yakalanması ve sonrasında öldürülmesiyle, Mustafa’nın suçsuzluğu ortaya çıkmış olur. Polis şefi tarafından Mustafa’ya son kez sorulur ‘Şehmuz’ olup olmadığı. Ancak o, benliğini yitirmiş gibidir. Mustafa, yaşadığı tüm eziyet ve çektiği işkencelere rağmen, karakoldan çıkmadan önce polis şefi ile çay içerler.

Polis şefi: Söyle bakalım, kod adın Şehmuz mu değil mi? Söylesene oğlum, Şehmuz musun değil misin?
Mustafa: Şehmuz’um. Valla billa Şehmuz’um.
Polis şefi: Hayır, değilsin.
Mustafa: Bilmiyorum, siz ne derseniz oyum.
Polis şefi: Sen Şehmuz değilmişsin. Hakkında yapılan ihbar asılsızmış. Geç otur.
Mustafa: İhbar mı?
Polis Şefi: Otursana oğlum, korkma. Otur. Biz sadece vatan millet düşmanlarına karşı acımasızızdır, sertizdir. Bakma sen. Senin bu işlerle pek ilgin olmadığı anlaşıldı. Ama emin olmak zorundaydık değil mi Mustafa? Bu yüzden de seni biraz üzdük. Mustafa kızın doğum gününe gidemedim geçen gün. İki aydır buradayız neredeyse eve uğradığımız yok vallahi kokuştuk neredeyse kolay mı bizim işimiz... Hadi iç çayını. Aç mısın, kebap söyleyeyim mi sana yoğurtlu? Kolay mı oğlum bizim işimiz. Allah’ın itiyle kopuğuyla, teröristiyle, bölücüsüyle, yıkıcısıyla uğraş dur. Hepsi de eğitimli, işi sağlam tutmak zorundayız. Bunlar bu vatana dinamit koyanlar. Biz de insanız, yoruluyoruz. Ara sıra da hata yapıyoruz tabi. Yani özet, bir yanlışlık olmuş kusura bakma, serbestsin. Arkadaşlar seni istediğin yere bırakacaklar.

Mustafa, polis şefi tarafından kendisine söylendiği üzere yaşadığı olayları kimseye anlatmamalıdır. O, eve döner. Esma’nın babası, Mustafa’ya yaşananların sebebini sorar.

Esma: Nasıl adamların iyi bakmışlar değil mi baba?
Esma’nın Babası: Nereden benim adamlarım oluyorlarmış be... Peki, sebep neymiş?
Mustafa: Sebep yok. Bir yanlışlık olmuş.

Mustafa’nın 12 Eylül öncesi yaşanan olayların, politik yapılanmaların uzağında yer alan apolitik bir karakter olması, 12 Eylül’ün ‘sıradan’ insan hayatına olan etkisini de göstermek açısından önemlidir.

İşkence sonrası, eve dönen Mustafa’nın, fiziksel ve psikolojik acı çektiği anlaşılır. Yemek yiyebilmek için çatalı güçlükle tutar. Yaşadığı işkencenin sarsıntı yaratan etkileri baş gösterir. Eşi Esma ile gece yattıkları sırada, karısının en ufak bir hareketi onu korkutabilmektedir. Mustafa için günler, takip edilme hissiyle geçmektedir. Halüsinasyonlar görmeye başlar. ‘Şehmuz’ ismi, belleğine kazınmıştır.

Evrensel'i Takip Et