MEB’in 2023 Vizyon Belgesi: Amaç padişahlık, araç dinci eğitim
Fotoğraf: Envato
Dünyanın güneş etrafındaki bir döngüsünü daha sembolik olarak tamamlamış olacağız, bir yılı daha geride bırakacağız. Yetişebildiğim kadar eğitimde, okul ve üniversitelerde yaşananları takip etmeye, analiz etmeye, görüş ve düşüncelerimi paylaşmaya çalışıyorum.
Eğitim öğretim açısından 2018’de iç içe geçmiş dört önemli dönüşüm yaşandığı söylenebilir:
· Yüzde 90’ını sokağına mahkum eden, elit %10’a nitelikli hizmet vaat eden LGS-Liseye Geçiş Sistemi,
· Cumhurbaşkanlığına bağlı yönetim ve bakanlık sisteminin uygulamaya geçmesi,
· Değerler eğitiminin tüm müfredata yedirilmesi, temel-zemin sayılması,
· 2023 Vizyon Belgesi.
Geçen yıl geçti de gelecek yıl, 2023, 2053, 2071 neler getirecek? MEB; cumhurbaşkanlığı ve bakanlık olarak uzun erimli çalışmasını yapmış ve kamuoyuna da açıklamış bulunuyor: 2023 Vizyon Belgesi neler olacağını öyle örtülü, gizli saklı değil yekten, doğrudan söylüyor.
VİZYON: '1453'E DÖNMEK, '2023'E YETİŞTİRMEK ÜZERE 'AKLISELİM, KALBİSELİM, ZEVKİSELİM' NESİLLER YETİŞTİRMEK
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan adına olan giriş kısmında “yeni bir dönem”, “1071”, “1453” ana modeller olarak gösteriliyor ve eğitimin içeriği de “Türkiye’nin, yeni bir yönetim sistemiyle birlikte, her alanda yeni bir döneme girdiği günlerden geçiyoruz.” “Eğitim-öğretim sisteminin hedefi,aklıselim, kalbiselim, zevkiselim sahibi bireyler yetiştirmek olmalıdır.” “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte etkinliği ve sorun çözme kapasitesi artan her bakanlığımız gibi Millî Eğitim Bakanlığı da, hayata geçireceği 2023 Eğitim Vizyonu’ndaki çalışmalarla Türkiye’nin önünde yeni ufuklar açacaktır.” “2053 ve 2071 Türkiye’sinin liderleri, öncüleri, uygulayıcıları bu vizyonun ortaya çıkaracağı eğitim sistemimizden yetişecektir.
BİLİM VE AYDINLANMA TEK KANATLI
Vizyonun felsefe kısmında, “Toplumlar, 20,30,50 yıllık dönemlerde çeşitli nedenlerle üretilen pratiklerin hükümlere, normlara ve kurallara dönüşmesiyle açıklanamazlar” şeklinde tespit yapılıyor. Yani Aydınlanma, bilim ve akıl çağı, “bilgi toplumu” diye sunulanlar “tek kanatlı” kalmıştır.
'TEKİLLİK' (EŞSİZLİK), BİLİM VE AYDINLANMADAN FARKLILIK DÖNEMİ
Sanayileşmede dördüncü büyük kırılma şeklinde ifade edilen bu yeni tekillik dönemi biyolojik, dijital ve fiziksel olanı tek vücutta birleştirmek gayesindedir. Yapay zekâ konusunda süregelen çalışmalar, makinelerin insandan öğrendikleriyle, insanoğlunun öğrenme ve zekâ üzerindeki tekelini kırma aşamasına geldiğinin iddia edildiği noktaya varmıştır. Ancak, teknoloji alanındaki yenilikleri yaşama kattığı kolaylıklara rağmen, dünyanın tamamen farklı bir yöne sürüklenmeye başladığının yegâne işaretleri olarak koşulsuz kabullenmek doğru değildir. Bu çerçevede, eğitimin muhtevasını sadece endüstrinin ihtiyaçlarını dikkate alarak belirlemeyi öngören yaklaşımın zorlayıcı hâkimiyetini aynen kabul etmek de doğru olamaz. İnsanlığın teknolojiye duyduğu ihtiyaç ve pazar koşullarının dayattığı tüketim alışkanlıkları, insanoğlunun giderek kendine yabancılaşması sürecini tetikliyorsa, eğitim ekosistemimiz bu gidişe esaslı bir şerh düşmek sorumluluğuna sahiptir. İnsanı araçlarda zengin, amaçlarda yoksul kılan bir bakış açısına söyleyecek sözümüz ve verecek daha derin cevaplarımız olmalıdır.”
'EKOSİSTEMİMİZ ŞERH DÜŞÜYOR', 'DERİN CEVAPLAR' VERİYOR
“Bizim tekilliğimiz, insan ve makinenin birlikteliğinden ziyade akıl ve kalbin birlikteliğidir.” “Bilgi toplumu diyerek rekabeti aşırı kutsayan, teknoloji diyerek tüketimi körükleyen, “insanlık” denince kendi toplumu hariç herkesi dışlayan bir uygarlık anlayışını kabul etmemiz mümkün değildir. Bizim medeniyetimizin insan tasavvuru sadece maddi mükemmeliyeti benimsemez; gönlü ve bilimi, mana ve maddeyi, talim ve terbiyeyi birlikte ele alan bir bütünden beslenmektedir.”
LİDER ERDOĞAN
“Sayın Cumhurbaşkanımızın bu süreçte verdikleri destek meselenin bir ülke, bir millet ödevi olduğunun açık bir göstergesidir. Dünya ülkelerindeki eğitim sistemlerinde gözlenen büyük değişimler hep büyük bir liderin imzasını taşımaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu minvaldeki desteği ve ortaya koyduğu irade planladığımız dönüşüme ışık tutan tarihsel bir güvencedir.” Bakan Selçuk, sunu kısmını bu liderlik göndermesiyle ve “Vakit gelmiştir. Kolay gelsin…” sözleriyle tamamlıyor.
MEVCUT PSİKOLOJİ, MEVCUT BİLİMLER EĞİTİME 'ZEMİN' OLAMAZ, ZEMİN DİNCİ EĞİTİM
Yaldızlı boyalı sözler, retoriğin ötesinde safsata tepe yapıyor: “Modern psikoloji ve eğitim, insanı biyo-psiko-sosyal bir varlık olarak açıklamaktadır. Bu yaklaşım, biyolojik, psikolojik ve sosyolojik etkenleri birleştirerek bir insan tasavvuru ortaya koyan; ancak, maalesef insanı yalnızca maddi/psikosomatik bir canlı olarak ele alan, insanın sadece bedensel canlılığına (vitalité) ve somatik yapısına vurgu yapan, manevi/psekospiritüel boyutunu yok sayan bir pratiğe dönüşmüştür. Hâlbuki insan, somato-psikospiritüel bir varlıktır. İnsan varlığı, bedensel (somatik) ve ruhsal (spiritüel) canlılığıyla bir bütündür. Bu bakımdan insanın sadece bir yönünü/kesitini, (psikosomatik) bütünüymüş gibi göremeyiz.”
VİZYON MODEL 'MEDRESE'
Köşe sınırlı, vizyonda yaldızlı sözler çok. Ancak vizyon dönüp dolaşıp bilimsel eleştirel eğitimi eksik ve tek kanatlı buluyor; hedef olarak “spiritual”, “mana”, “kalp” eğitimini yani Gazalici anlayışa dayalı Medreseyi/imam hatibi koyuyor. Bu kadarını anladık da ana soru şudur: Psikoloji, bilimler eksik kalabilir, birlikte bunları eleştirelim, ancak din ve teokrasinin fazladan başardığı şey nedir? Osmanlı dinci eğitim yüzünden, medreseler yüzünden batmadı mı? Bakanlık dinci eğitim/medrese modeli dışında ne söylemektedir? Bunları nasıl temellendirmektedir? Yaldızlı sözlerin arkasındaki büyük bir safsata var, dahası bu safsataları gerçek zannedip tüm çocuklarımızı böyle eğitmek isteyen bir vizyon belgesi var. AKP ve Bakan Selçuk kendilerini çok akıllı sanıp bizleri de kandırdığını sanıyor ama aslında kendi kendilerini, bütün çocuklarımızı kandırıyorlar. Geçmiş yıl geçmiş oldu, 2023, 2053, 2071’imiz geçmiş olmasın. Yeni yılda bilimsel nitelikli eleştirel özgürlükçü “insan, toplum ve doğa yararına” okul ve üniversiteler dileğiyle.
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44