2019’da Başımıza Neler Gelecek: Devrimcilerin Cezası Akıntıya Karşı Kürek Çekmek
Fotoğraf: Envato
Yeni yıl; iki yüzlü hatta çok yüzlü yüzsüz polemik ve siyasetle, belediye başkan adayları, YSK, ittifaklar, ordu üst yönetiminde yer değiştirmeceler, güvenlik ve arşiv soruşturmaları, Taksim’de ÖSO bayrağı, Suriye meselesi, eğitim tartışmaları, vergi artışları, doların yükselmesi, din iman ile başladı.
“Bir yıla nasıl girilirse öyle geçirilirmiş” deniyor. Bunun elbette bir doğruluk payı var. Yıl dediğiniz üç-dört günü yani yüzde biri şimdiden geçmiş olan kısa bir zaman dilimi. Nasıl girmişseniz tümden değilse de büyük oranda öyle geçeceği söylenebilir.
Öyle geçmesini isteyenler için pek de sorun yok. Öylece geçsin. Ya öyle geçmesi iyi değilse, en azından biz öyle geçmesini istemiyorsak? Dünya ve yaşam toplamında bir sene küçük bir dilim ama insan için ömrünün 70-80’de biri, olgunluk-yetişkinlik çağının 40’da biri. Aktif çalışma yaşamının 25’de biri yani her birimiz için her yılın yaşamımızda çok önemli bir yeri var.
Yaşlılar için belki de ölünecek olan kısa bir dilim.
Yani her an, her yıl önemli.
Yani “öyle geçmeyecek” kısmı hepimiz için çok önemli. Hele de öyle geçmesini hiç arzulamıyorsak.
Öyle geçeceği daha muhtemel olan bir yılda öyle geçmemesini sağlayabilirsek, insanlığın başarısı bu olacak. Örneğin dört tekerli girdiğimiz bir yılı raylı tamamlayabilir miyiz? Beton yığınlarında yaşarken betonsuz bir yaşam kurabilir miyim? Kirli bir havada başladığım bir yılı tertemiz bir iklimde, temiz bir coğrafyada tamamlayabilir miyim? Dünyadan, coğrafyadan anlamayan bir nesli fizikten kimyadan anlar hale getirebilir miyiz?
Muhtemelen bunların çoğu olmayacak, yani başarı başarılamayacak.
Eskisi gibi olması, hele de kötülük genelde elimizde olmayan sebeplere bağlansa da bizim yapmadıklarımızdan, çaba göstermediklerimizden, başarmadıklarımızdan olacak.
İyilik bizim başarımız olacak, iyi bir şeyler yapabilirsek bu insanlığın başarısı olacak.
İnsanlığın başarısı; mevcut akıp giden kötü yanlara karşı çıkmakla, onları değiştirmekle olacak.
Yani akıntıya karşı kürek çekmek “iyilerin” mahkum olduğu kürek cezası sayılabilir.
Akıntıyla beraber gidenlerin ödülü rahatlık olacak, rahat edecekler ama bir şey başarmış olmayacaklar. O halde, akıntıyla gidenler “bir şey başarmamaya” mahkumlar.
Analize dayalı öngörü daha reel gözüküyor, akıntıyı görmek ve öylece pozisyon almak gerçekçi ancak çok da tutucu bir tutum. Analiz şart ancak analiz ettiğimize mahkum olmamak için, insanca bir şeyler başarmak için, analiz edileni değiştirip dönüştürmek için analizin ötesinde bir de “irade” gerekiyor.
Bu Dünyada her ne yapılmışsa öbür dünyada birebir karşılığı olacak, iyiler iyi, kötüler kötü olacak.
Geçtiğimiz sene kötü geçti, bu sene kötüler kötülüklerinin karşılığını bulacak. Keşke öyle olsa da iyilerin ödüllendirilmesini, kötülerin cezalandırılmasını ne öbür dünya, ne de bu sene garanti etmiyor.
Başkasından beklenen umutlar; kötülüğe katlanmayı, iyilik için bir şey yapmamayı getiriyor; iradesiz çabasız umutlar iradeyi körleştiriyor. O halde kötüler varlıklarını sürdürüyor, iyiler de ezilmeye devam ediyor. Biz irade göstermezsek bu sene de geçen sene gibi geçecek gözüküyor.
Anomi, Çaresizlik, Egoizm, Spekülasyon, Kumarbazlık: “Yıl Sonunda Ne Olacak?”
Çoğumuz mevcudu kotarmayı değil de ertelemeyi bir çaresizlik çaresi haline, boş bir umut haline getirdiğimizden yılsonunda ne olacak merakındayız. Çocuğumuz ne olacak? Evliliğimiz ne olacak?
Yılsonundan önce belediye başkanları kimler olacak?
Dolar ne olacak, enflasyon faiz ne olacak, ev fiyatları ne olacak? Böyle gidersek, yılsonunda hiçbir halt olmayacak. Güçlü pozisyon alanlar biraz daha zengin, zayıf pozisyon alanlar biraz daha fakir olacak.
Peki fakir veya zengin dünyanın hali, insanlığın hali ne olacak, artık onları soran bile yok. Sular, kuşlar, börtü böcek ne olacak? Tüm yıl ne yapmış, nasıl bir yıl geçirmiş olacağız?
Bu akıntının dışına çıkabilecek miyiz? Aynı akıntıda akıyor mu olacağız?
Gerçeklik Olabilirlerden Olanlar, Öngörü Olabileceklerden Bu Sene Olacaklar, İrade Olabileceklerden Bizim Belirleyebileceklerimiz
Yılmaz Öner; pozitivizmi eleştiriyor, gerçekliği olabilirlerden olanlar olarak tanımlıyordu. Öngörü de olabileceklerden olacakları ifade ediyor. O halde olabilirleri ve olabilecekleri, hele de insana topluma ait olanları bizler belirlemiş olmuyor muyuz?
Herşey zorunlu veya kendiliğinden olmuyor. Olabileceklerden bizim belirleyeceklerimiz bu senenin sosyal, insani realitesini oluşturacak. Biz yoksak, bize rağmen belirlenecek ve olacak, akıntıyla akıp gedeceğiz.
İnsanlık, başarılarını ise bu sene de akıntıya karşı kürek çekenlere borçlu olacak.
- MEB’in başarısı muhteşem tıklanma rekoru: İnsanın iyi ki pandemi ve deprem olmuş diyesi geliyor 10 Ocak 2025 04:58
- 22 yıllık, 72 yıllık gerileme: MEB’in, AKP’nin, milli görüşün ‘Milli Maarif’ ve ‘MESEM’ başarısı 03 Ocak 2025 04:26
- Türkiye ve Suriye yüzyılı mütaşerik maarif ve rejim modeli 27 Aralık 2024 04:43
- İsrail ve Suriye örneğinde bilimin ve bilimsel eğitimin anlamı ve önemi üzerine 13 Aralık 2024 04:40
- MEB açık öğretim okulları istatistiklerinde bir gariplik mi var? 29 Kasım 2024 04:15
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15