23 yıl sonra, Metin’i daha çok özlüyoruz
Fotoğraf: Envato
Bugün 8 Ocak, Evrensel’in en acı günü!
Ama aynı zamanda bugün, “Gerçeğin peşinde koşan gazeteciler”in, içinde gerçek bir gazetecilik ateşi yanan genç gazetecilerin ve eski kuşaktan gazetecilerin, “Artık yeter bu ölümler. Bu pervasız saldırılar” diyerek, halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğünü savunma mücadelesini yenilemek için “And içtikleri” gün.
***
Metin’in katledildiği haberini, 1996’nın 8 Ocak günü, sabahın erken saatlerinde almıştık.
Ben ve bir grup Evrensel çalışanı gazeteye gitmek üzere bindiğimiz araçtaydık.
Haber, araçta derin bir sessizliğe yol açtı. Ama içimizde kendimizle konuşuyor, “Haberi veren arkadaşımızın “Henüz resmen doğrulanmadı” demesini dayanak yaparak, “İnşallah doğru değildir” diyen iç sesimizin haklı çıkmasını diliyorduk. Gazeteye varıncaya kadar belki bir yarım saat (ama sanki çok daha uzun bir zaman), belki bir saat kimse tek bir söz etmedi desem abartmış olmam.
Sonrası öfke, acı ve gazetenin o gün çıkacak sayısındaki “Susmayacağız” manşetinin altını Metin’in gazetesine yakışan biçimde doldurmak!
Çünkü hepimiz biliyorduk ki, Metin ancak böyle aramızda olmaya devam eder. Ancak, onsuz ilk günden başlayarak böyle uğurlarsak ona sevgimizi, saygımızı, daha da önemlisi de onun adında simgeleşecek olan gerçeği hayatı pahasına savunan bir gazeteciliğin gereğini yapmış oluruz diye düşündük.
Belki o gün ve sonraki günlerde bunu haber masasında hiç konuşmadık, Metin’in gözaltında; sadece gerçeği haber yaptığı için polis tarafından dövülerek öldürülmesi karşısında tüm Evrensel çalışanları aynı duygularda ve amaçta birleşmiştik. Sonradan çeşitli vesilelerle o günlerde çıkan Evrensel’in nüshalarını arka arkaya gözden geçirdiğimizde hep, o günlerde Metin’in bizi nasıl birleştirdiğini, hiç konuşmadığımız konularda bile nasıl bir ortak ruh haliyle ve düşünceyle davrandığımızı apaçık görmüşümdür.
Sadece Evrensel çalışanları değil, her gazeteden pek çok genç gazeteciyi, dönemin Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı da olan Duayen Gazeteci Nail Güreli’ye kadar, her kuşaktan, çürüyen sermaye gazeteciliğine tepki duyan, içindeki gazetecilik ateşi sönmemiş her gazeteden gazetecileri de birleştirdi Metin’in katledilmesi.
Katillerin yargı önüne çıkarılması ve yargılanma sürecinde apaçık görüldü ki, Metin’in, katledilmesi üstünden gelişen halkın haber alma hakkını savunması mücadelesi, her gazeteden pek çok gazeteciyi de gerçek bir gazetecilik amacı etrafında birleştirdi. Ve ülkemiz gazeteciliğinin yüz akı denebilecek bir dönemi de başlattı.
Böyle bir yıl dönümünde, Metin Göktepe davasının halkın haber alma mücadelesine dönüşmesinde önemli bir rol oynayan;
-Nail Güreli başta olmak üzere gazeteciler Celal Başlangıç, (Evrensel’in İlk Yayın Yönetmeni) Ahmet Şık, Nazım Alpman gibi bir çok gazeteci ile basın ve meslek örgütlerinin,
-Metin Göktepe davasını, halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğü mücadelesi ekseninde yüzlerce emekçiyi, aydını, bu davanın takipçisi haline getiren Emek Partisinin,
-“Gerçeğin peşinde koşan her gazeteci biraz Metin”dir diyen ve 23 yıldır sadece Metin’in değil gazetecilerin de anası olan bilge bir Anadolu kadını Fadime Ana’nın katkısını anmadan olmaz.
***
Bugün Metin Göktepe’yi mezarı başında anıyoruz.
O fiziksel olarak 23 yıldır aramızda değil. Ama, onu tanıyan mücadele arkadaşları olarak Evrensel çalışanları olarak bugün de Metin’in savunduğu değerleri savunma sorumluluğumuzun bilincinde olarak ondan güç almaya devam ediyoruz.
Ve bugün gazetecilik yaptığı için terörle mücadele yasası kapsamında “terörle iş birliği” yaptıkları iddiasıyla tutuklanan, cezaevine atılan, mahkemelerde yargılanan yüzlerce gazeteci olarak, elbette ki, bir yanıyla Metin Göktepe’de simgelenen gazetecilik anlayışı etrafında birleşerek, halkın haber alma ve basın özgürlüğünü savunuyoruz.
Ve bugün gazeteciler, pek çok bakımdan sıkıyönetim koşullarından daha ağır koşullarda çalışıyorlar.
Koşulları ağırlaşması, baskıların artması elbette ki halkın haber alma hakkı ve basın özgürlüğü mücadelesini zorlaştırıyor.
Bugünün ağırlaşan koşullarında Metin’i daha çok anıyor, daha çok özlüyoruz; ona sevgimizi daha derinden hissediyoruz.
Senin şahsında sembolleşen mücadeleyi sürdürme kararlılığımızı bir kez daha yineliyoruz.
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44