11 Ocak 2019 00:30

Yeniden yapılandırma!

Yeniden yapılandırma!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ülke mart sonunda genel seçim öneminde bir yerel seçimlere gidiyor. Yerel seçimin önemi partilerin alacakları oy oranlarında ve özellikle İstanbul ve Ankara’dan çıkacak seçim sonuçlarında yatıyor. Eğer iktidar partisinin oyu, destekçisinin oyu ve sonuçta toplam oy oranları son başkanlık seçiminin altına düşerse ülke, politik olarak zayıflamış ve artık “yolcu” gözüyle bakılan bir adam ve onun partisi tarafından “yönetilen”, aslında artık her şeyin daha fazla tartışıldığı, istikrarsızlığın arttığı, yönetilemeyen bir ülke haline gelecek. Kısacası bu durum sonrası artık her gelişmeye gebe bir politik ortamda bulacağız kendimizi.

Kuşkusuz iktidar da bu durumu görüyor ve önlem almaya çalışıyor. Son günlerde bu yönde iktidarın attığı iki adım kamuoyu tarafından tartışılıyor. Bunlardan birisi futbol kulüplerinin borçlarının “Yeniden yapılandırılmasına” ilişkin atılan adım, diğeri de bankalara kart borçları bulunan vatandaşların borçlarının yeniden yapılandırılmasına ilişkin atılan adımdır. Bu arada sosyal yardım alanlarının elektrik paralarının bir kısmının karşılanması gibi adımlar da atılıyor. İlk bakıldığında ‘Ne var bunda iktidar zaten 16 yıllık icraatıyla vatandaşın ve kulüplerin batmasından sorumludur, borçlarını ödeyebilecekleri önlemleri alması olumlu olacaktır’ denilebilir.

Ancak kazın ayağı öyle değil! İktidar futbol kulüplerinin borçlarını yeniden yapılandırarak kısa ve orta vadede iki gerici amaca ulaşmak istiyor. Bunlardan ilki tahmin edilebileceği gibi taraftarların oyunu almayı başarmak. Futbol kulüplerinin borçlarının yüzde 86’sını üç büyük kulübün borçları oluşturuyor. Bu üç büyük kulübün İstanbul kulübü olduğu her halde gözlerden kaçmayacaktır! İstanbul’da alınacak sonuç çok önemli ve AKP’nin İstanbul Adayı Binali Yıldırım. Seçim çalışmalarında rahatlıkla ‘GS, FB, BJK batmıştı, onları kurtardık’ propagandasını yapıp, taraftarın oylarına talip olabilir vb.

İktidarın ikinci hedefi ise bu üç kulübü “Yeniden yapılandırma” üzerinden rehin almak, yönetim mekanizmaları üzerinde denetim sahibi olmaktır. Bu kulüpler kendi güçlü gelenekleri olan, kendi içerisinde demokrasiyi uygulayan, direk yönetim olarak olmasalar bile iktidar için çıbanbaşı olan taraftar kitlesine sahipler. Muktedir ilk kez GS stadının açılışında yuhalandı, FB taraftarları kendi üzerlerine oynanan oyunları biliyorlar ve gerekli tutumu alıyorlar, Çarşı ise BJK taraftarlarının nabzının nerede atması gerektiğini tutumu ile gösterdi. Bu kulüpler yeni bir Başakşehir olur mu? Tecrübeler olmayacağını gösteriyor ama iktidarın hedefi bu.

Kuşkusuz kulüplerin borç batağına batmasında yöneticilerin sorumsuz harcamalarının, yanlış yönetimlerinin de küçümsenmeyecek bir payı var. Ama futbol bugün bütünüyle endüstrileşmiş durumda ve şirketleşme giderek yayılıyor. Kulüpler futbolun ana aktörleri ama kulüpler borç batağında yüzerken federasyon onların sırtından para denizi içinde yüzüyor! Yani kulüpleri aşırı sömüren onları borç almaya ve faiz içine batmaya zorlayan bir sistem var. Ülkenin borç batağına batmasına, faiz ödemelerine gömülmesine paralel bir tablodur bu! Yani ülke ne ise kulüpler de odur.

Vatandaşın durumu farklı değildir. Vatandaş uygulanan ekonomik ve sosyal politikalarla banka kartları arasında “aktar, döndere” mahkum edilmiş, batmıştır. Son yapılan zamlar bu durumu iyice perçinlemiştir. Şimdi suyun dibini boylamış vatandaşa bir kamış uzatılmakta, ‘orada kal, bu kamışla ölmeyecek kadar nefes al” denilmektedir. Karşılığında elbette vatandaştan oylarını AKP’ye vermesi istenmektedir. Seçim dönemleri vatandaşın oyuyla hesap sorduğu dönemlerdir. Vatandaş hesabı başka türlü sorma konusunda olgunlaşıncaya kadar bu iş böyledir. Kuşkusuz vatandaşın “kazanımını” cebine koyması, ama kendisini bu hale getirenden de hesap sormayı başarması beklenir bir şeydir.

Kısacası iktidarın hesapları bunlardır. Ama evdeki hesabın çarşıya uymadığı da bilinen bir şeydir. Vatandaş kendisini perişan eden iktidardan hesap sormayı, taraftarlar da kendi kulüplerinin Başakşehir yapılmak istenmesinin hesabını sormayı kuşkusuz başaracaklardır. Çok ilginç bir dönem yaşayacağız!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa