Brexit oylaması: AB’den ayrılmak da zor
Fotoğraf: Envato
İngiltere’nin AB’den ayrılışını öngören anlaşmanın, İngiliz parlamentosu tarafından salı günü açık farkla reddedilmesi Avrupa genelinde “deprem etkisi” yarattı. Gerçi, anlaşmanın kabul edilmeyeceğine dair güçlü belirtiler vardı. Yine de son bir umut olarak parlamentonun geçit verebileceği beklentisi söz konusuydu.
Ama öyle olmadı.
Dolayısıyla AB ile İngiltere arasında yaklaşık iki yol boyunca yapılan pazarlıkların ardından imzalanan 500 sayfalık anlaşmanın ne işe yarayacağı merak konusu. “Boşanma”ya karar veren tarafların, kesin ayrılık günü 29 Mart gelip çattığında nasıl davranacakları henüz belirsiz.
Bu nedenle süreç kontrolden çıkabilir, tahmin edilenden büyük yarılmalara ve sarsıntılara yol açabilir.
İngiltere Başbakanı Theresa May’in altında imzasının olduğu Brexit Anlaşmasını açık farkla reddeden İngiliz Parlamentosu, bir gün sonra May’ın başbakanlıktan azledilmesi için İşçi Partisi’nin verdiği gensoru önergesini ise küçük bir farkla da olsa reddetti.
Tek başına bu durum bile İngiltere’nin ne denli zor bir durumla karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Özellikle de Muhafazakar Parti’nin. Süreci kötü yönettiği tespit edilen bir başbakanın yerine, üzerinde uzlaşılabilecek yeni bir aktör bulunmadığı görülüyor. Bu nedenle “topal ördek”le yola devam edilecek.
Eski Başbakan David Cameron’un seçimleri kazanmak için referandum kartını çekmesi, Muhafazakarlara seçimi kazandırdı, ancak İngiltere’nin dünya siyasetindeki yerini zayıflatacak gibi görünüyor.
Bir zamanların en büyük sömürgeci devletlerinden biri olan, bugün de sömürgeleri olan ve “Güneşin batmadığı imparatorluk” diye bilinen Büyük Britanya Krallığı, biraz daha küçülmeyle karşı karşıya. Bu küçülme şimdilik yüz ölçümü açısından olmasa da siyasi ve ekonomik olarak zorunlu görünüyor. Brexit süreciyle birlikte ülkede artan kutuplaşma, buna bağlı olarak başgösteren siyasi istikrarsızlık, suların kolay durulmayacağı anlamına geliyor.
Zira kıta Avrupasındaki ezeli rakipleri Cermenlerle Franklar fırsatını bulmuşken diz çöktürme niyetindeler.
Anlaşmanın reddedilmesinden sonra Berlin ve Paris’ten yapılan açıklamalara bakılırsa, anlaşma şartlardan geri adım atılmayacak. Aynı mesajlarda “anlaşmasız boşanma” için hazırlıkların yapıldığı da yer alıyor.
Hatta, Avrupa Parlamentosu önümüzdeki şubat ayında, İngiltere tarafından reddedilen anlaşmayı oylayıp, yürürlüğe koymayı gündemine almış durumda.
Bu, AB’nin egemen ülkeleri Almanya ve Fransa’nın “Bildiğimizi yaparız, gerisi bizi ilgilendirmez” tavrı içinde olacağını gösteriyor. Süreçten olumsuz etkilenmesi beklenen tekeller ve sektörlerin korumaya alınması gündemde.
İngiliz kaynaklara göre, Brexit İngiltere’ye 40-60 milyar avroya mal olacak. 2020 yılına kadar ayrıldığı halde AB bütçesine tam üyeymiş gibi katkı sunacak. Anlaşmaya karşı çıkanlar Kuzey İrlanda’nın durumunun yanı sıra bunu sert şekilde eleştiriyorlar. Bu iki durum bile AB’nin ayrılıktan maddi olarak kârlı çıktığını gösteriyor.
Almanya ve Fransa’nın şimdilik İngiltere’ye karşı geri adım atmama yönünde yaptığı açıklamalar ve İngiltere’nin en kısa zamanda tavrını netleştirmesi konusunda yaptıkları baskı aynı zamanda gelecekteki ayrılıklara da bir mesaj olarak okunabilir. Ancak bu baskının tepkileri yatıştırmaya yaramayacağı da bugünden görülebilir. Tersine AB’ye bu kibirli, katı ve dayatmacı durumundan dolayı öfke daha da artacak.
Nitekim, Alman Süddeutsche Zeitung da dün bu tehlikeye dikkat çekiyor. AB içinden bazı ülkelerin İngiltere ile müzakerelerin yeniden yapılması yönünde tutum alabileceğini, bunun da yeni bir bölünmeye yol açabileceğini yazıyor.
İngiltere özgülünde olanlar, AB’nin ülkelerin gönüllü birliği olmadığını bir kez daha gösteriyor. Üyelik şartlarının yanında ayrılma şartlarının da ağır olduğu anlaşılıyor. Her iki durumda da belirleyici olan büyük ülkelerin çıkarları. Bu nedenle, Avrupa ve İngiliz emekçilerinin yaşam koşullarını daha da aşağıya çeken, tekellerin çıkarlarını öne çıkaran dayatmalara karşı çıkmak gerekiyor.
- Kiev'deki hesap Moskova'ya uyacak mı? 22 Kasım 2024 04:30
- Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik 15 Kasım 2024 04:12
- Trump Pandora’nın kutusunu açtı, Avrupa panikte 08 Kasım 2024 12:17
- 5 maddede ABD seçimlerinin Avrupa’ya etkileri 03 Kasım 2024 04:30
- 'Ekonomi mucizesi' Almanya'ya ne oldu? 01 Kasım 2024 04:48
- Almanya Rusya’ya karşı karargah oluyor 25 Ekim 2024 04:17
- Almanya-Türkiye ilişkileri: Yeni bir başlangıç mı? 18 Ekim 2024 04:50
- Biden'ın ertelenen Almanya ziyareti ve Ukrayna senaryoları 11 Ekim 2024 04:19
- Savaş döngüsü, barış umudu 04 Ekim 2024 04:32
- BM’nin mecalsiz hali, çelişkiler ve savaş planları 27 Eylül 2024 06:08
- İsrail Batı’nın desteğiyle savaşı bölgeye yayıyor 21 Eylül 2024 05:51
- Almanya'nın Orta Asya hamlesi tutar mı? 20 Eylül 2024 04:09