27 Ocak 2019 00:08

'Muz cumhuriyeti, Şemşamer prensliği' meselesi (3)

'Muz cumhuriyeti, Şemşamer prensliği' meselesi (3)

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kirvem,

Önümüzdeki günlerde memleket sathında gerçekleştireceğimiz yerel seçimlerle ilgili haberlere bakılırsa; anlaşılan o ki, cennet vatanımızın her tarafında giderek birer beton yığınına dönüşen şehirlerimizin yanı sıra, keza kuş uçmaz kervan geçmez beldelerinde sandık başlarına marş marş komutuyla koşuşturup, daha önceki bilumum seçimlerde olduğu gibi yine “demokrasi” adına aynı nakaratı milletçe yüksek sesle haykıracağız:

“Dağ Başını Duman Almış, Yürüyelim Arkadaşlar...”

Vakti zamanında, yani “dağ başlarını duman aldığı” o tarihlerde, “gümüş derelerin durmadan akıp, güneşin ufuktan doğduğu” o günlerin ardından şimdilerde, gele gele nihayetinde her zamanki gibi “dön baba dönelim, yerimizde sayalım” hükmünce çakılıp kaldığımız bu durakta, karlı kışın bu ayazında gözlerimizi ufka dikmiş tıpkı “sabreden dervişler” misali “otobüs” beklerken, diğer yandan da ülkemizin haliyle,  ahvalinin muhasebesine mi dalıp gitmişiz acaba?

Eriyle dişisiyle, el ele tutuşup bir ağızdan haykırdığımız “yürüyelim arkadaşlar...” söyleminin pabucunu çoktan dama fırlatıp, bunun yerine yalpalaya yalpalaya geldiğimiz şu zaman diliminde, canımız ciğerimiz Suriyeli din kardeşlerimizi dillere destan misafirperverliğimizle bağrımıza bastıktan sonra, gari giderek seksen milyonu sollayan nüfusumuzla neredeyse hemen hepimiz, birer “vatandaş” olarak “yerli ve milli” işkembemizin çapına, kendi fıtratımıza göre kesip, biçip, böylece kuşa, saksağanın kuyruğuna dönüştürdüğümüz “demokrasi” masalıyla özü özümüzün kahyası kesilip, kendi borumuzu tatara titiri makamında öttürmekle mi meşgulüz ne!?

Öyle ya da böyle, yine de Tanrı’nın her kuluna kolay kolay bahşetmediği böylesine güzel bir coğrafyada, bu denli güzel bir diyarda kurulup oturduğumuz sofralarda iştahla lüplediğimiz ganimetlerin tümü önümüzde, burun kıvırıp yemediklerimiz çöp tenekelerini boylarken, ayrıca eloğlu açken, açıkken; hatta bir baş kuru soğanın hasretiyle yanıp tutuşurken, bizler, bu arada sanki yapacak herhangi bir işimiz yokmuşçasına durduk yere kimi Muz cumhuriyetlerine, Şemşamer prensliklerine özenip, dolayısıyla illa da demokrasi, illa da halkın iradesi lafazanlığıyla sandıkların peşi sıra koşuştururken, acaba gereksiz yere zaman mı harcıyoruz, bunu da istersen haftaya konuşalım Kirvem!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa