DİĞER YAZILARI

Ülkemde yapılagelen siyaset üzerine kalem oynatmayı öteden beri sevmem. Ne var ki işin içine halkın haber alma hakkını kısıtlayan yasaklar girince siyasetçilere ilişmeden, iktidarları eleştirmeden duramıyorum. İşte ‘bizim gazeteci milleti’ aslında siyaseti benimsemekten öte bir siyasetçi gibi konuşmaya, yazmaya alışmıştır. Bu alışkanlık giderek onlara gazeteciliğin tarifini, evrensel kurallarını unutturmuş, iktidar erkinin halk üzerinde oluşturduğu algı operasyonlarının aracısı haline getirmiştir.

Dün sabah ana akım medyada gördüğüm bir başlık bunları yeniden düşünmeme neden oldu. Şöyle bir başlık: “Venezuela’da Demokrasi Nöbeti” Adama demezler mi demokrasiyi bu denli seviyorsunuz da ülkende temel hak ve özgürlüklerin askıya alınmasından hiç mi rahatsız değilsiniz? Çok sesliliğin, düşünceyi ifade özgürlüğünün, hukukun, adaletin işlemediği, yasaklarla sarmalandığı bir rejimde demokrasiden söz edilebilir mi? Ne zaman emperyalist güçlerin dünyanın her hangi bir yerine ‘demokrasi’ götürmeye kalkıştıklarını duysam ürkerim o ülke halkı adına, insanları adına... Arap Baharı’nı, Irak’ı, Libya’yı, Afganistan’ı anımsayın. Çoluk çocuk ölen insanları, yıkılan-yakılan aileleri, ülkesinden göçe zorlanan insanları... Tarihçi, yazar Eduardo emperyalizmin silahlı güçlerinin demokrasi götürüyoruz diye Irak’ı işgal ettiğinde şu soruyu sormuştu: Irak’ta petrol yerine yalnızca turp bulunsaydı, ABD Irak’a yine demokrasi götürür müydü?

Venezuela’nın da petrolü olmasa ABD ve ortakları bu denli ilgilenirler miydi? Maduro’yla ya da ambargo altında tuttukları Venezuela halkıyla... Dedim ya insanları birbirine kırdıran, yurtlarından koparan, halkları birbirine düşman eden siyaseti sevmiyorum. Her zaman olduğu gibi şiire sığınmak en iyisi. Ölümünün 38. yılında bir şiiriyle Özdemir Asaf ustamızı analım. Barış dolu günlere...

Adalet
İnsansız adalet olmaz
Adaletsiz insan olur mu?
Olur, olmaz olur mu!
Ama, olmaz olsun

EVRENSEL'İNMANŞETİ

101 milyarlık gasp

101 milyarlık gasp

Enflasyonla mücadele adı altında uygulanan Erdoğan-Şimşek programı, enflasyonu düşürmüyor ama ücret ve maaşları acımasızca ezmeye devam ediyor. DİSK-AR’ın araştırmasına göre sadece iki aylık enflasyon nedeniyle işçilerin, memurların ve emeklilerin cebinden en az 101 milyar lira çalındı. “Enflasyonun nedeni ücret zamları” yalanının foyası da açığa çıktı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek imzasıyla taşıt alım satımı hariç ülkedeki tüm alım satım işlemlerinde dövizle ödemenin önü açıldı.

Evrensel'i Takip Et