28 Ocak 2019 23:30

Venezuela ve Türkiye’nin altınları

Venezuela ve Türkiye’nin altınları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pazar günkü Yeni Şafak’ın birinci sayfa haberi Venezuela’nın İngiltere’deki altınlarıyla ilgiliydi. Başlık, “İngiltere Venezuela’nın altınını çaldı” şeklinde. Bir de kırmızı bant atılmış: “8 Milyar dolarlık altına el koydu”.

Maduro, nedense İngiltere Merkez Bankası kasalarında duran 8 milyar dolarlık altının 1.2 milyarlık bölümünü istiyor. Ancak darbeci J. Guadio’yu destekleyen İngiltere’nin Muhafazakar Hükümeti bu kadarını bile vermeyi reddediyor. İngiltere, “demokrasinin beşiği”! Ama darbeyi destekliyor ve Venezuela halkının altınını vermiyor!

Buraya kadar olağan görünüyor. “Burjuva demokrasisi bu, artık tekellerin demokrasisi; işine gelenin (tekellerin yani) işine geldiği kadar” denip geçilebilir. Sadece burjuva nitelikli “demokrasi”nin güdüklüğünün teşhiri bakımından önemli sayılabilir haber. Bir de “Y. Şafak sanki herkesin hakkını savunmuş da...” denebilir.

Ama “kazın” değişik bir “ayağı” daha var!

Venezuela altınlarını, hem de İngiltere’yi suçlayarak haberleştiren Y. Şafak’ın yandaşı olduğu AKP’nin 16 yıldır yönettiği Türkiye’nin İngiltere’de ne kadar altını rehinde, biliniyor mu? Haydi “rehin” demeyelim. Türkiye’nin İngiltere’de, yine İngiliz Merkez Bankası’nın ya da doğru adıyla Bank of England’ın kasalarında duran ne kadar altını var, bilen var mı?

İngiltere MB kasalarında... O kasalar ki, Parlamento ve Başbakanlık’ın da olduğu Westminster dahil, City ya da “1. Bölge” denen Londra merkezinin altındaki dehlizlerde duruyor...

Ne kadar mı?

Türkiye’nin iki sene önce altın rezervleri toplamı 490 tondu. Bunca dış borçlanma finansmanı ve kriz giderleri dolayısıyla şimdi bir miktar azalmış olmalı. Sıkı durun: Türkiye’nin 490 ton olan toplam altın rezervinin 450 tonu Londra’nın yeraltı depolarında emanette duruyor. Konuyla ilgili açıklamayı, İngiltere’yi çok çok iyi bilip tanıyan bir önceki Ekonomiden Sorumlu Bakan olan Merrill Lynch’ten transfer Mehmet Şimşek 2014’te yapmıştı.

O tarihe kadar Londra’ya transfer edilen Türkiye’nin “yerli-milli” bankalarının rezervlerinin altın karşılıkları,2015’ten itibaren Borsa İstanbul kasalarında Türkiye’de tutulmaya başlandı.

Küçük bir bölümü (% 6’sı) USA Fed’de (Amerikan Merkez Bankası’nda) olan Türkiye’nin altın rezervlerinin İngiltere’deki miktarı ise toplamın % 76’sı. Dolayısıyla yurtdışındaki altın rezervi toplamın % 82’sini buluyor! Geri kalan % 11 Borsa İstanbul ve % 7 TCMB kasalarında.

Üstelik verdiği rakamlar biraz farklı, ama konuyla ilgili bilgilere Yeni Şafak’ın “Derin Ekonomi” dergisinden de ulaşılabilir. Dergi, 118.6 tonu Merkez Bankası’nın, 400 tonuysa banka ve finans şirketlerinin zorunlu altın karşılıkları olmak üzere, Londra’da “emanette” tutulan altınların toplam miktarının 518.6 ton olduğunu yazmıştı.

Bir ayrıntı: Dergiye göre, 2011’den 2015’e Londra’daki MB rezervleri aynı kaldı. Ancak banka ve finans şirketlerinin Londra’daki altınları tam 4.5 kat arttı.

Sorun orada ki, altınlarını geri alamayan sadece Venezuela değil! Orada darbe oluyor ve darbecileri destekleyen Muhafazakar İngiliz Hükümetinin bir gerekçesi olduğu düşünülebilir. Ancak Türkiye de altınlarını geri alamıyor. Ve IMF borcunu kapatmakla olduğu kadar yerli ve milli olmasıyla da öğünen Erdoğan-AKP yönetimi bu konuda bugüne kadar tek kelime etmedi. Açıklaması yok! Belki istedi ama Venezuela gibi “olmaz” yanıtı aldı. Ya da hiç istemedi. İki ihtimalde anlaşılır ve savunulabilir değil!

Dünyada toplam 6 bin ton kadar altın var. Türkiye dünyanın 12. büyük rezervine sahip. Miktarı, emanetçi İngiltere’ninkinden bile çok!

Peki, bir ülke altınlarını neden başka bir ülkede tutar? Bunun bir bağımlılık ilişkisi olmadan olanaklı olabileceğini düşünmek zor! Ve bizzat altınlarını yabancı bir ülkede emanette tutuyor olmanın kendisi ekonomik ve mali bir bağımlılık göstergesi.

Rivayet, II. Dünya Savaşı sonrası, olası bir “Sovyet işgali” tehlikesine karşı deniz-aşırı “müttefik” ülkelerde tutuldukları yönünde. Almanya’nın altınları da zamanında İngiltere ve ABD’de “garantiye” alınmış. Ancak onlar geri alıyorlar ve geri alma süreci 2020’de bitecek.

Türkiye’ninkilerin hala oralarda olması, 500 milyar doları aşan dış borçlar nedeniyle rehin tutulduğunu akla getirmiyor değil!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa