Düşün düşü
NEREYE?
-Nereye gidiyorsun?
- Hiçbir yere!
- Nereden geliyorsun?
- Her yerden!
GECELER
Her güne bir gün ekleniyor. Aynı günlerden bir gün. Gün bitiyor, yaşadıklarımız, yaşatılanlar: Gece! Hep gece, hep aynı gece. Bitmeyen/bitirilemeyen gece...
GEL DE
Kışın soğuğu değil bu, ben soğudum. Gel de ılık teninle ısıt beni. Gel de kara uykum aydın düş olsun. Gel de geceler gündüz olsun!
GERÇEK SEVGİ
Seni senden çok seviyorum. Beni benden çok seviyorsun. Ne sen, ne ben var şimdi. Yalnız sevgi. Birleşen, birleştiren sevgi.
YAŞLANMAMAK
Yaşlanmadan gittin sen, hep genç kalan sevgimizle, yaşlanmıyorum ben de...
SEVDAMIZ
Ne sen sensin, ne de ben benim. Sevdamızdır bizi yeden. Hep birlik, hep dirlik eden.
DÜŞÜN DÜŞÜ
Düşler yaşadıklarımızın iz düşümü olmalı. Yaşanan gerçeklerin karşısında direnmenin/direnmemiz gerektiğinin simgesel gerçeklikleri. Çekilen/çektirilen acıların mutluluğa sevince dönüşü/dönüştürülüşü. Yaşamanın özgürce yaşamanın her tür güzelliğiyle zenginliklerinin, doluluğunun sürgit bitimsiz neşesi. Düşün düşü sanki.
SESLENİŞ
Sana seslenirken kendime de sesleniyorum. Sözcüklerim iki kişilik oluyor, çoğalıyor. Sana ulaştıklarında herkes duysun diye sesimizi. Söylediklerimizi...
KIŞ
Kış bastırdı yeniden. Bastırıyor. Güneş uzakta, bulutların ardında yazı arıyor. Olanca gücüyle bastırırken kış, yaz gelmeden.
Evrensel'i Takip Et