Neden özelleştirdiniz?
Fotoğraf: Envato
Boşuna demiyoruz Türkiye’de her şey çok hızlı değişir diye. Yakın zamana değin özelleştirmenin başlıca savunucusu olan, en büyük özelleştirmeleri gerçekleştiren iktidar partisi seçim yaklaşırken devlet eliyle sebze satmaya soyundu.
Hatırlayacaksınız yakın zamanda kağıt fiyatlarında yaşanan sert tırmanış SEKA özelleştirmesini bir kez daha kamuoyu gündemine taşımıştı. Gıda fiyatlarındaki önlenemez yükseliş de benzer şekilde gerek AKP gerekse de varisi olduğu sağ siyasetin tarımda ve hayvancılıktaki özelleştirme politikalarının doğrudan sonucudur. Zirai Donatım Kurumunu, TÜGSAŞ’ı, SEK’i, Et-Balık Kurumunu, şeker fabrikalarını ve daha nicelerini elden çıkarıp, tarımın, hayvancılığın belini kırıp bugün gıda fiyatlarında yaşanan yükselişin faturasını kasaba, manava kesmeye çalışırsanız bunun adı olsa olsa seçimi savuşturma çabası olur.
Her yine de, vakti zamanında özelleştirme karşıtlığını “komünist zihniyet” olarak nitelendiren Erdoğan bugün piyasanın doğru işlemediğinden yakınıyor, tanzim satış noktalarını kurmak zorunda kalıyorsa bu temsil ettiği siyasi çizgi açısından önemli bir itiraftır. Hiç kuşku yok ki, uygulama mevcut haliyle sürdürülebilir değildir. Ama kamunun ekonomideki rolünü, piyasanın kusursuz işleyişine dönük ön yargıları tekrar tartışmaya açmak açısından önemli bir fırsattır.
***
Türkiye ekonomisinin içine sürüklendiği durgunluk günden güne derinleşirken Erdoğan hükümetinin bu dönemdeki en önemli şansı hiç kuşkusuz Trump’ın varlığı oldu. Amerikan başkanının ticari korumacılık yönünde attığı adımlar küresel büyümeye dönük endişeleri arttırırken, merkez bankasını hedef gösteren açıklamaları ile birlikte doların baskılanmasında önemli rol oynadı. Fed’in piyasalara faizlerde frene basacağı mesajını verdiği ocak toplantısı Türkiye gibi dış borcunu çevirmekte zorlanan ekonomiler için güzel bir sürpriz oldu. Zira, bu toplantıdan sadece 6 hafta önce 2019 yılında iki faiz artırımı öngörülmekteydi.
Trump başlangıçtan bu yana Fed’in sıkı para politikasından duyduğu memnuniyetsizliği sıkça ifade etmekteydi. Ne var ki, son aylarda tonunu fazlasıyla sertleştirdi. Hatta Powell’ın yerine yeni bir isim geçirmek istediği iddiaları dolanmaya başladı. Fed’in toplantısı işte böylesi bir ortamda gerçekleşti. Toplantının hemen ardından Powell’ın Trump ile buluşması ise merkez bankası bağımsızlığına dair kafalardaki soru işaretlerini daha da arttırdı. Trump’ın tutumunun Fed’in hız kesmesinde ne kadar etkili olduğu konusunda net bir şey söylemek mümkün değil. Ama modern küresel finansal mimarinin temel dayanak noktalarından birinin ABD gibi kurumsal yapının sağlamlığıyla örnek gösterilen bir ülkede dahi tartışılır hale gelmesi göz ardı edilmemesi gereken bir gelişme.
- Kurtarıcı mı, yoksa yeni günah keçisi mi? 09 Haziran 2023 04:18
- Seçim senaryoları ve ekonomiye dönük beklentiler 12 Mayıs 2023 04:19
- Kurda istikrar illüzyonu 28 Nisan 2023 04:21
- SVB krizinin arka planı ve düşündürdükleri 17 Mart 2023 04:52
- Para politikasındaki ayrışma belirginleşiyor 24 Eylül 2022 04:50
- Şimdi solun tam zamanı 12 Ağustos 2022 04:26
- Enflasyon gelir dağılımını bozuyor 08 Temmuz 2022 04:47
- Merkez Bankası şaşırtmadı 27 Mayıs 2022 01:12
- Kehanet çöktüğünde 22 Nisan 2022 00:37
- Enflasyon doludizgin 08 Nisan 2022 00:40
- Faiz politikasının bilançosu 10 Mart 2022 23:31
- Enflasyon geriler mi? 10 Şubat 2022 23:18