Asıl gerçek, ‘tanzim kuyrukları’nın yoksulluk kuyruğu olduğudur
Fotoğraf: Envato
“Tanzim satışları" üstünden yürüyen tartışma seçim kampanyası boyunca sürecek görünüyor.
Çünkü iktidarın elinde, önlenemeyen fiyat artışları karşısında domates, biber, patates, soğan fiyatlarının birkaç lira düşürülmesinin ötesinde bir şey yok. Bu yüzden de 17 yıllık iktidarlarının sonunda ülkeyi getirdikleri yeri aklamak için tüm yetkileri elinde toplamış olan “tek adam” dahil cümle iktidar sözcüleri, “tanzim satışları” üstünden atıp tutuyorlar!
Muhalefet de bir yandan“tanzim satışları”nın AKP’nin keşfi olmadığı, eskiden de belediyelerin “tanzim satış mağazaları” açtığını öne sürerken öte yandan mevcut sistemin fiyatları “tanzim etmek”ten (düzenlemekten) uzak olduğuna dikkat çekiyor.
DEMEK Kİ HALKA ‘VARLIK İÇİNDE YOKLUK’ ÇEKTİRİYORSUNUZ
Özellikle de CHP’den gelen eleştirilere çok sinirlenmiş görünen AKP Genel Başkanı Erdoğan (ve elbette bol maaşlı iktisatçı danışmanları), az çok akılcı bir yanıt verememenin sıkıntısını çekiyorlar.
Nitekim, Erdoğan çıktığı bir TV kanalında “tanzim çadırları” önünde oluşan kuyruklar için, az çok akıl yürütebilen her vatandaşı hayrete düşürecek bir yanıt verdi ve “İki tür kuyruk var. CHP iktidarlarında yokluk kuyruğu yaşandı. Şimdi ise atılan adımla varlık kuyruğu oluştu” diye buyurdu!
Yani Cumhurbaşkanı; “tanzim satış noktaları”na getirilen malların bol olduğunu ama aracılar tarafından bunların halka çok pahalı iletildiğini, tanzim satışlarla bu bolluğu tüketiciye taşıyarak sorunun çözüldüğünü iddia etmektedir.
Bir an için Erdoğan’ın bu tezinin doğru olduğunu kabul etsek bile, bu durumun birinci dereceden sorumlusunun 17 yıldır ülkeyi yönetenler olduğu, AKP tarafından kafası karıştırılmamış her vatandaşın bildiği bir gerçektir!
Bu yüzden de “varlık kuyruğu” övünülecek bir şey değildir. Tersine bu, vatandaşa; “Seni varlık içinde yokluğa mahkum ettim. Şimdi de tanzim satış kuyruğuna sokarak bir kez daha mağdur ediyorum” demektir. Eğer dürüstçe söylense iktidarın burada vatandaşa söyleyeceği şey, “Kusura bakmayın biz hükümet olarak, var olan meyve sebzeyi bile dağıtamayarak, beceriksizliğimizi ve aczimizi gösterdik. Özür diliyoruz” cümlesi olabilirdi. Ama onlar, her konuda olduğu gibi kendi aciz ve beceriksizliklerinin faturasını halka çıkarırken, “yeni bir başarı hikayesi” daha çıkarmayı amaçlayan bir propaganda yürütüyorlar.
‘TANZİM SATIŞLAR’IN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİ VAR MI?
Tanzim satış noktalarındaki kuyrukların “varlık kuyruğu” olduğu, dolayısıyla “iyiye alamet kuyruklar” olduğu propagandasının yarattığı toz dumanın etkisi azaldıkça sahadaki gerçekle Erdoğan’ın söyledikleri ya da “havuz medyası”nın kurgu haberlerinin iddialarının pek de uyuşmadığını görüyoruz.
Çünkü;
En başta “sebze meyve bolsa” da kış soğuğu ve karla karışık yağmur altında saatlerce kuyrukta kalmaya katlananların “yokluk içinde” insanlar olduğu bir gerçekliktir. Aynı şekilde bu kuyruklar, sebze meyve bakımından “varlık kuyruğu” gibi gözükse de kuyruktaki insanlar için bu kuyrukların “yokluk-yoksulluk kuyruğu” olduğu da bir gerçektir. Nitekim bugüne kadar bu kuyruklarda bir tek varlıklıya rastlanmamıştır!Tanzim satış noktalarına yeteri kadar mal gelmediği, gelen mal çeşidi de iyice azaldığı için tanzim satış kuyrukları ilk günlere göre hayli kısalmış olsa da, çok erken saatlerde kuyruğa girenler bile gelen malları alamamaktadır.Tanzim satış noktalarına gelen sebzenin üreticiden alındığı fiyatın altında bir fiyatla satıldığı; vergi, taşıma, harç, kira gibi giderlerden muaf tutulduğu için tanzimdeki fiyatların gerçekçi olmadığı belirtilmektedir. Ki, bu konuda örneğin yerinde 4.5 TL’ye alınan salatalığın tanzimlerde 4.00 TL’ye; 4.5 TL olan domatesin de 3 TL’ye satılmasına dikkat çekilmektedir. Kaldı ki bu konuda bugüne kadar “Öyle değil” diyen bir açıklama da duyulmadı. Tarım ekonomistleri ve üreticilerin temsilcileri ise “Üretim girdi fiyatlarında (enerji, kredi, ilaç, tohum, gübre...) ciddi bir düşüş olmadan ürün fiyatlarının düşmesi olanaksızdır” diyorlar.
Bütün bu belirtiler tanzim satışlarının böyle devam etmesinin bile sürdürülebilir olmadığını göstermektedir.
ASIL SORUN: HALKIN BESLENME VE GIDA GÜVENLİĞİ
Kaldı ki yaş sebze-meyve fiyatları belki çok hızlı arttığı için dahası en yoksul kesimlerin en rahat ulaşabildiği gıdalar olduğu, hele de bir seçimin arifesinde ve kriz tartışmalarının merkezine kaydığı için öne çıkmıştır. Ama gerçek; beyaz eşyadan otomotive, giyimden temizlik malzemelerine, kuru gıdadan ete, süte, eğitimden ulaşıma, sağlığa, doğal gazdan elektriğe, mazota, gübreye, ilaca... akla gelen her mal ve hizmette fiyatların katlanmış olmasıdır!
Yani “tanzim satışı” etrafındaki tartışma sadece sorunun bir yanıdır. Ve burada takılıp kalınırsa bu durumda “Halkın beslenme ve gıda güvenliği sorunu” gibi devasa bir sorunun da üstü örtülmüş olur ki bu da Erdoğan ve onun yönetiminin en haksız olduğu bir konuda bile kazançlı çıkması anlamına gelir.
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44
- Ülke ve halkın sorunlarını çözmeyen iktidar yeni suç ve cezalar ihdas ediyor 13 Kasım 2024 04:58
- Sermaye ve emek güçleri arasında sert mücadeleler dönemi! 10 Kasım 2024 04:46
- İktidar kayyımı muhalefeti ezmenin koçbaşına dönüştürüyor 06 Kasım 2024 04:58
- Tek gerçekçi seçenek yığınların siyasete doğrudan müdahale ettiği bir mücadeledir! 03 Kasım 2024 04:47
- İnsanca yaşayacakları bir asgari ücret için işçiler kendi ölçütlerini koymalı! 31 Ekim 2024 07:58
- Sermaye tüm güçlerini emekçilere karşı seferber ederken sendikalar ne yapıyor? 27 Ekim 2024 04:45
- Erdoğan-Bahçeli ittifakı: Büyük iddialar küçük hesaplarla nereye kadar? 24 Ekim 2024 12:49
- Emek mücadelesi için son derece önemli bir dönemin eşiğinde! 21 Ekim 2024 05:04
- ‘Kürt sorununun çözümü’ konusunda demokrasi güçlerinin inisiyatif alma zamanı! 17 Ekim 2024 05:14