22 Şubat 2019 00:05

Avrupa "terörist vatandaşlarını" alacak mı?

Avrupa "terörist vatandaşlarını" alacak mı?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

ABD Başkanı Donald Trump’ın Almanya, Fransa ve İngiltere’ye YPG’nin elindeki 800 IŞİD’li vatandaşlarını geri almaları için yaptığı çağrıyla Pandora’nın kutusu da açılmış oldu. Hafta başından beri bu ülkeler IŞİD saflarına katılan, biraz da gitmelerine göz yumdukları, radikal dinci terörist vatandaşlarını geri alıp almayacaklarını tartışıyorlar.

Bugüne kadarki genel eğilim almama yönünde. Ancak, konu tartışıldıkça meselenin hiç de içinden kolay çıkılır bir mesele olmadığı anlaşılıyor.
Alman-Fransız televizyon kanalı ARTE’nin yayımladığı verilere göre, IŞİD saflarında savaşmak üzere yurt dışından yaklaşık 40 bin yabancı savaşçı Irak ve Suriye’ye gitti. Bunların büyük bir bölümünün orada evlendiği, çocuk sahibi olduğu yazılıyor. Ayrıca gidenlerin yüzde 15-20’sinin savaşta öldüğü de belirtiliyor.

Gidenlerin yaklaşık 5 bini Avrupa ülkelerinin vatandaşları. Çoğu Türkiye üzerinden Suriye’ye giriş yaptı. İlk sırayı 1700 ile Fransız vatandaşları alırken, ardından Almanya (970) ve İngiltere (850) geliyor. Tartışmalar üzerine bir açıklama yapan Federal İçişleri Bakanlığı, Almanya’dan IŞİD’e 1050 kişinin katıldığını, 200’ünün hayatını kaybettiğini, üçte birisinin ise geri döndüğünü duyurdu.

Demek ki Alman istihbarat ve güvenlik birimleri kimin nerede ve ne yaptığını çok iyi biliyor.

İşin trajik yanı ise, Süddeutsche Zeitung’da Georg Mascolo’nun yazdığına göre, Almanya’da IŞİD saflarına katıldığı için sadece 18 kişi hakkında arama kararı çıkarılmış. Diğerleri hakkında hiçbir soruşturma başlatılmamış. Sadece 18 kişinin aranması, aynı zamanda geri kalanların elini kolunu sallayarak Almanya’ya “terör turisti” gibi gelebileceği anlamına geliyor.

Sırf bu hesaptan yola çıkıldığında bile Almanya’dan giden 500-600 kişi halen IŞİD saflarında savaşıyor ya da savaştığı güçler tarafından esir alınmış. Bunların bir kısmının Irak’ta olduğu tahmin edilirken azımsanmayacak bir bölümü de Rojava’da YPG’nin kontrol ettiği bölgedeki hapishanelerde tutuluyor.

Normal koşullarda yabancı ülkelerde tutuklanan Alman vatandaşları ülkeye getiriliyor. Ancak mesele Alman vatandaşı radikal dinci teröristler olunca iş değişebiliyor. Federal Dışişleri Bakanı Heiko Maas, terör örgütü saflarına katılanları geri almayacaklarını söyledi. Almanya’da terör işine karışan yabancıları cezalandırıp sınır dışı eden hükümet, mesele kendi terörist vatandaşı olunca almaya yanaşmıyor. Hatta Bavyera İçişleri Bakanı Hermann, Suriye ve Irak’ta savaşmaya gidenlerin çoğunun aynı zamanda başka bir ülkenin vatandaşı olduğunu söyleyerek, bu durumda olanların elinden Alman vatandaşlığının alınmasıyla sorunun çözülebileceğini önerdi.

Peki ya göçmen kökenli de olmayan gerçek Alman teröristler? Örneğin IŞİD’in başkent ilan ettiği Rakka’da istihbarat daire başkanlığı yapan Martin Lemke ne olacak?

Teröristlerin tutuldukları yerlerde, örneğin Rojava’da, yargılanıp, hangi derecede suçlara katıldıklarının tespit edilmesinden sonra ülkeye getirilip getirilmeyeceğine karar verilmesini isteyenler de var. Ancak bunun nasıl olacağı belirsiz. Almanya resmi olarak YPG’yi muhatap olarak kabul etmediği gibi, “terör örgütü” muamelesi yaparak bayrak ve sembollerini yasaklıyor. Rojava diye bir yer ise Alman hükümeti için yok! Üstelik, yıllardır işleyen bir adalet ve güvenlik sistemi olmasına rağmen, bunun kimin suçlu olup olmadığını belirleme konusunda yeterli olmadığının propaganda da yapılıyor.

Bölgede ne bir konsolosluğu ne de temsilciliği var. Benzer bir durum diğer Avrupa ülkeleri için de geçerli. Bu durumda Rojava cezaevlerinde tutulan Avrupa vatandaşlarının hukuk çerçevesinde teslim alınıp getirilmesi bile sorunlu. Avrupa’nın Rojava’yı tanımaya yanaşmaması şimdi yeni bir sorunu da beraberinde doğuruyor.

Hal böyle olunca tutuklu IŞİD militanları arasında açıktan bir ayıklama yapmak da pek mümkün görünmüyor. Bu nedenle daha çok gizli istihbarat üzerinden Rojava ile temas kurma tercihi ağırlık kazanıyor.

Nereden bakılırsa bakılsın; IŞİD dönemi kapandı ve şimdi enkazı kaldırma zamanı. Her ülke Suriye’deki sorumluluğunu üstlenmek zorunda. Kapıları açıp teröristleri tatile gidiyormuş gibi yolcu eden Almanya, Fransa, İngiltere ve diğerleri, şimdi harekete geçip vatandaşlarının hapishanelerinde olduğu Rojava yönetimiyle doğrudan bağlantıya geçerek “terörist vatandaşlarını” geri almalı. Aldıktan sonra insanlık suçuna karışan, Kürt çocuklarını, kadınlarını, gençlerini alçakça katledenlere gereken cezayı vermeliler.

Peki; Avrupa devletleri bütün bu olanlardan ders çıkarıp insanlık düşmanı terör örgütünü bitiren Rojava Kürtlerine bakışlarını değiştirir mi? Bekleyip göreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa