İşsizlik Fonu’nun krize kurban edilmesine izin vermeyelim
Fotoğraf: Envato
“İşsizlik Fonu”nu hükümet, kuruluşundan beri “yağma hasanın böreği” olarak kullanıyor. Bazen hükümet bu fondan doğrudan Hazineye piyasanın üçte biri düzeyinde bir faizle para aktarıyor; bazen patronlara teşvikin kaynağı olarak kullanıyor. Hükümetin GAP’a bile bu fondan 5 milyar lira TL aktardığını bizzat hükümet açıklamıştı.
“İşsizlik yardımı” söz konusu olduğunda çok cimri davranan hükümetin, patronların fondan yemlenmesi söz konusu olduğunda her vesileyle fonu tırtıklamayı bir alışkanlık haline getirmiş olması artık herkes tarafından biliniyor.
Dahası fonun milyarlarca lirasının nereye harcandığının bilinmediği Sayıştay raporlarına kadar geçmiş durumda. Ama bunu da kimse umursamıyor!
Arkadaşımız Birkan Bulut’un haberinden öğreniyoruz ki, önceki gün gece yarısı AKP’li vekiller tarafından Meclisteki “torba yasaya” gece yarısı eklenen bir madde ile İşsizlik Fonu, bir kez daha patronların yağmasına açılmış.
CHP ve HDP’li milletvekillerinin, “Fonun yağmalanması” ve “Patronların istismarına çok açık” olacağını belirterek, karşı çıkmalarına karşın, bu itirazlar umursanmamıştır.
Nitekim HDP Milletvekili Garo Paylan, “Bir patronun eşini, dostunu işe almış gibi gösterip kaynak transferi yapabileceğini” belirterek, “istismarın” nereye kadar varabileceğine işaret etmektedir.
Her sıkıştığında fonun etrafında dolaşıp, fondan birkaç miyarı daha patronlara aktaran hükümetin, fonun 130 milyar TL’yi aşan büyük birikimine ağzının sulandığını söylemek yanlış olmaz. Hükümetin bu amacına varmak için krizi vesile olarak kullanabileceği de bilinen bir diğer gerçektir. Hele de fonun, hükümetin dışında bir denetleyicisinin olmadığı dikkate alındığında!
Belki, bir ölçüde Sayıştay bir denetim yapıyor ama bunu da kimse umursamıyor.
Kısacası bu fonun, bir denetçisi olmadığı gibi, birikiminin nereye, nasıl, hangi gerekçelerle harcandığı konusunda bir “şeffaflık” yok. Hükümet de bu dumanlı ortamdan yararlanarak patronların fonu yağmalamasına fırsatlar yaratmayı en istikrarlı tutumu haline getirmiştir.
Burada İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki harcamaları denetleme sorumluluğu sendikalara düşmektedir.
Evet, fonun kuruluş yasası belki sendikalara bir denetim yetkisi vermiyor ama işçi sınıfının haklarına az çok saygı duyulan rejimlerde işçilerin birikimlerinden oluşan bir kaynağın denetlenmesi, hatta kullanılmasında en önemli söz işçilerin örgütlenme merkezleri olan sendikalardadır. Çünkü böyle bir fonda biriken her kuruş, “patronun prim payı” ya da “hükümetin payı” olarak ifade edilen bölümü de dahil tamamı işçinin alın teri, hatta kanıdır!
Bu yüzden de şu anda işçilerin az çok örgütlü oldukları ve işçilerin gözünde de meşruiyeti olan kurumlar olarak sendikaların fonun doğal denetçileri olması kadar akla uygun bir şey yoktur.
Bu yazıyı okuyan sınıf bilinçli işçiler, “Bunu bu sendikalar mı yapacak?” diye sorabilirler. Ama şu anda başka daha iyi bir seçenek olmadığına göre, ileri işçiler ve mücadeleci sendikacılar burada inisiyatif alıp sendikalar içinde konuyu gündeme getirerek bu konuda bir mücadele başlatabilirler.
Çünkü işçiler kendi birikimlerine sahip çıkmadıkça, patronların ve hükümetlerin bu açık ve iğrenç yağma oyununu bozmak için harekete geçen bir perspektife sahip olamadıkça da başka alanlardaki talepleri konusunda da gerekli uyanıklığa sahip olmaları çok güçtür.
İşçiler bugün, “Krizin yükünü biz ödemeyeceğiz” diyorlarsa İşsizlik Fonu (ve benzeri birikimlerini de) krize kurban etmemelidir. Aksi halde patronlar ve hükümetleri, “krizi fırsata çevirerek”, işsizlik fonunun dibine darı etmekten çekinmezler.
- Metal TİS'i ve bir kez daha sendika bürokrasisine karşı mücadele sorunu 08 Şubat 2020 00:08
- Şimdi gözler 5 Şubat’ta başlayacak metal grevinde! 31 Ocak 2020 00:12
- Grev komiteleri etrafında örgütlenme günleri 25 Ocak 2020 00:30
- Örgütsüzlük bir işçi sağlığı sorunudur! 22 Ocak 2020 00:21
- Şimdi zaman, gerçek bir grev için birleşme zamanıdır 18 Ocak 2020 00:00
- Din ve milliyetçilik istismarcılığı artık eskisi kadar etkili değil 15 Ocak 2020 00:40
- İşçiler siyasetle uğraşmadan kazanılmış haklarını bile savunamaz! 07 Ocak 2020 23:31
- İşçiler, iki 2020’den birini tercih edebilir! 03 Ocak 2020 00:29
- 2021 asgari ücretinde de aynı oyun sahnelenmesin diyorsak... 28 Aralık 2019 00:45
- "Asgari ücret"te bu yıl da aynı oyun sahnede! 21 Aralık 2019 00:36
- Ya işçiler devreye girerek kazanacak ya da hiçbir şey! 14 Aralık 2019 00:42
- MESS’in TİS’i YHK’ye götürmesi önlenmek isteniyorsa... 11 Aralık 2019 00:45