25 Şubat 2019 23:30

"Güvenli bölge" ve seçimler...

"Güvenli bölge" ve seçimler...

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Kriz laf dinlemiyor. Başını alıp gitti. Ne "tanzim" kar ediyor ne hamaset.

"Tanzim" denen şey zaten anlaşılmaz bir gayya kuyusu! Açık açık 31 Mart'a kadar sürüp seçimler yapılınca biteceği söyleniyor. Yanı "seçimlik" düzenlendiği itiraf ediliyor. Ve Ticaret Bakanı denetimlerde 9 kat yüksek fiyatla satış yapıldığını açıklamıştı hal baskınların ardından. Şimdi ise övünülerek tanzimlerde patlıcanla salatalığın vatandaşa yarı fiyatına satıldığı söyleniyor. Peki, diğer katlar nerede? Yeni başka aracılar mı sebepleniyor yoksa halcilerin 9 kat karı masal mıydı?

Tanzim türü önlemler para etmiyor, çünkü kriz sadece patlıcanda patlamış değil. O medarı iftiharları inşaatın hali içler acısı. Sadece İstanbul'da konut stoğu yüzde 68 artmış durumda. Yani yapılmış da yapılmış ve satılmıyor. Elde kalmış. Ne demek bu? Sermaye dönmüyor, devrini tamamlamıyor, yatırıldığı betonda betonlaşmış demek. Ama üretim gerçekleşmeyince, yani üretilen tüketilmeyince sermaye birikmiyor; müteahhit kar bir yana zarar ettiği gibi, yeni yatırım da yapılamıyor. Durgunluk… Çöküntü… Kriz işte bu demek. Ve sadece konut satılmasa neyse… Konut satılmayınca, müteahhit demirle çimento, fayansla parke, kapı-pencere vb. de almıyor. Ve konut stoğunun yanına bunların da stokları ekleniyor. Fabrikalar ürettiği satılmadığı için üretimi kısıyor. Nakliyeci nakliye yapamıyor. Müteahhitte kredi veren banka geri ödemesini alamıyor. Bu böyle gidiyor. İlginç olan Denizbank'ın 2.2 milyar kar açıklaması. Hükümet yatıp kalkıp Kemal Derviş'e dua etsin. IMF'ye kat'a gitmeyeceğiz diyorlar, ama gideceklerdir. Çünkü baksanıza, şimdi bile kurtarıcıları IMF ile DB'nın mutemedi olan Derviş! Bankacılık sistemini sağlamlaştırmış!

Sn. C.Bşk. hâlâ şu yolu, şu hanı, şu hamamı yaptık diye övünmeyi sürdürüyor, ama yeni yapılan bir şey olmadığı gibi, patlıcanla biberin, yanı pazarın durumu malum. Tuzu kuru olanlar hariç, kimsenin filesi, midesi yani eskisi gibi dolmuyor da doymuyor da. O nedenle "yaptık-ettik" demenin faydasından çok zararı olur, öyle görünüyor. Tutunacak dallardan biri rakipleri kötülemek, bir diğeri hamaset olarak kalıyor ve bu ikisine yükleniliyor. Çare yok!

Ülkeyi ve halkı kutuplaştırıp yarıya yakınını peşinde toplamak için veryansın ediliyor karşıya alınan Kılıçdaroğlu ve CHP'ye. Yaptığı da suçlanıyor yapmadığı da! Varsa yoksa Kılıçdaroğlu ve CHP! Peki patlıcanla patates, halkın nice zaman sonra yeniden mahkum edildiği kuyruklarla örneğin benzine yapılan son 27 kuruşluk zam? Ne olacak ekonominin hali? Onu da Kılıçdaroğlu'yla CHP mi batırdı? Yoksa ülkeyi onlar yönetiyor da haberimiz mi yok?

Ve hamaset. O açıdan da önler tıkalı görünüyor. Dikkat edilsin, "bir gece ansızın gelebiliriz" şarkısı artık söylenmiyor. Vites küçültüldüğü ortada. Nasıl küçültülmesin?

Amerika'da oyun çok. "200 askerimi bırakacağım" dedi en son. Suriye'den çekmiyor. Üstüne "güvenli bölge"yi kendisi, başına toplayacaklarıyla ve Türkiyesiz oluşturacak. Açık açık söylüyor. Savunma Bakanı Hulisi Bey Amerika'da boşuna dolaşadursun, Pentagon Sözcüsü, "Suriye'deki kritik bölgede Amerikan askerlerinin devriye gezeceğini açıkladı ve ekledi: "Türk ve SDG güçleri bu bölgeye girmeyecek"! Eee, nasıl konuşulacak Mümbiç ve "Fırat'ın doğusu" hakkında artık? Amerika'ya mı kafa tutulacak? Olur mu? Chavez'le Maduro'nun anti-emperyalizmi boşuna desteklenmiyor, bir anti-emperyalizm de Türkiye mi patlatır dersiniz?

Bu krizin ortasında kimse kimseyi güldürmeye çalışmasın! Belki yine Rusya Amerika'ya karşı kullanılmaz mı? Çinli bir ideolog yazar söylemişti, bir olur, iki olur, ama "Türkiye sürekli Rusya ve Çin'i ABD'ye karşı kullanabileceğini düşünmesin." Ve eklemişti: "Bundan Türkiye zararlı çıkar."

Nitekim Çinli haklı çıkıyor. Türkiye yüzünü Rusya'ya dönüp "belki" diye zemin yoklamadı değil. Ama Rusya da "olmaz" dedi ve Membic ve "Fırat'ın Doğusu" yerine İdlib'i işaret etti.

Türkiye içeride kriz belası, dışarıda Suriye'de sıkışıklık, adım atamıyor. Ve seçime gidiyor. Sn. C.Bşk.'na soruyorlar CNN-Kanal D propaganda yayınında, Ankara'da durum ne diye. "Anketlere güvenmiyorum." diyor. Oysa herkes bilir ki C.Bşk. her konuda durmadan anket yaptırır ve ona göre politika belirler. Demek ki şimdi o da geleceği parlak görmüyor!

Ancak kimse AKP-MHP ittifakının teslim olmayı kabulleneceğini sanmasın. Bilgisayar Mühendisleri Odası, 24 Haziran'da YSK'nın kullandığı on-line sistemiyle ilgili yaptığı araştırmada 2000 sandıktan 250'sinde ciddi güvenlik açıkları bulduklarını açıkladı. Dediklerine göre, CHP "küçük kaçaklara" yoğunlaşıp büyüklerini kaçırıyordu. Hile-hurda sadece bir yol! Daha sandık taşıma var, sandıklara müdahale var, sonuçları tanımama var. Var da var!..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa