25 Şubat 2019 23:50

Cumhur ittifakı, ‘beka’ ve inandırıcılığını yitirmenin kıskacında

Cumhur ittifakı, ‘beka’ ve inandırıcılığını yitirmenin kıskacında

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan çok telaşlı! Giderek telaşı öfkeye dönüşüyor. Meydan meydan dolanma temposu; İstanbul’dan Bodrum‘a, Burdur’dan Yozgat’a... Sanki bütün il ve ilçelerde kendisi adaymış gibi koşturup konuşuyor. Bu koşturmaya karşılık bulamadıkça da, konuşmalarındaki “tehdit” ve “kara propaganda” unsurları çoğalıyor. Seçime doğru yaklaştıkça da bu telaşın ve öfkenin artacağı, tehditleri gerçeğe dönüştürecek girişimlerin ortaya çıkabileceği anlaşılıyor.

Bunun için Erdoğan, cuma günü Bodrum’da yaptığı konuşmada, “Maalesef istediğimiz konsolidasyon oluşmuş değil” diyerek MHP ve AKP tabanının birliğini sağlayamadıklarından yakınmaya devam etti.

ERDOĞAN, ‘ARTIK ANKETLERE GÜVENMİYOR’MUŞ! 

Meydanlardaki, devşirme kalabalık ve coşkunun, günübirlik yaptırdığı anketlere yansıyor olmasından çok kaygılı Cumhurbaşkanı.

Bunu da Erdoğan, “Meydanlar gayet iyi ama tabii bütün bu meydanların dilinin yanında, halkın özellikle şu anda seçimi hazmetmesi hangi konumda bunu da bir geneli itibarıyla masaya yatırmak lazım” derken, halkın onun söylediklerini “hazmedemediğini” de söylemiş oldu. Dolayısıyla Erdoğan, halkın önemli bir bölümünün, “terörle işbirliği”, “vatan hainliği” gibi suçlamaları da göze alarak, “beka” üstünden koparılan kuru gürültüye pabuç bırakmadığını da itiraf etmiş olmaktadır.

Erdoğan’ın önceki akşam, CNN Türk-Kanal D ortak yayınında katıldığı programda, “gidişatın iyi olmadığı”na dair söyledikleri bundan ibaret de değil.

Ankara’daki seçimle ilgili anket sonuçlarına ilişkin soruyu da Erdoğan, "Ben çok açık net bir şey söyleyeyim, bu anketler vesaire bunlara pek güvenim kalmadı” diyerek yanıtladı. 

Günübirlik anket yaptıran bir partinin lideri olarak Erdoğan, “O anketler yanlış, doğrusuna yakını biz yaptırıyoruz” diyerek karşı sonuçlar ortaya koyamadığına göre, anlıyoruz ki AKP’nin yaptırdığı anketler de onlar için umut verici değil.

ZEYBEKCİ VE YILDIRIM: SEÇİMİN BEKA İLE İLGİSİ YOK!

Erdoğan’ın sorunu sadece halkın seçimi “hazmedememiş”, yani bu seçimin bir “beka sorunu” olduğunu anlamamış olması değildir. AKP’nin en önemli iki belediyedeki adayları da “beka” konusu etrafındaki tartışmada Erdoğan’ın söylediklerinin açıkça karşısında yer almışlardır.

Tam da Erdoğan’ın, “tabanda konsolidasyon oluşmadı” diye şikayetler dillendirdiği, iddialarını “CHP’ye verilen oy Kandil’e gider” demeye kadar götürdüğü bir ortamda, AKP’nin İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Nihat Zeybekci, Sözcü gazetesinden Özlem Gürses’e şöyle diyor: “Vatandaşın baktığı yerden bir beka sorunu yok, bu bir yerel seçimdir, öyle de olmalıdır.”

”Beka” konusunun abartıldığını düşünen sadece Zeybekci de değil. 

Erdoğan’ın “bir sengine” (bir taşına) bütün diğer illeri feda edebileceği İstanbul’da AKP’nin Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı olan Binali Yıldırım, bu seçimin “beka” ilgili olmadığını, Zeybekci’den de önce söylemişti. Yıldırım, “Ülkemizde beka sorunu ile ilgili bir endişe taşımıyorum. Bu seçimler sadece yerel seçimlerdir, o kadar!” diyerek, bu konuda Erdoğan ile aynı görüşte olmadığını ilan eden ilk aday olmuştu. 

‘BEKA’ TACİRLERİNİN ÇANINA OT TIKAMAKTA ISRAR

Eğer AKP içinde bir görev bölümü yapılıp “Erdoğan ‘beka’ desin ama adaylar ‘Beka yok, yerel seçim var’ desin. Böylece iki tarafın da oylarını toplarız” gibi bir (iyi polis-kötü polis) rol bölüşümü yapılmamışsa; Erdoğan’ın, Zeybekci ve Yıldırım’ı kedisini sırtından bıçaklayan “hainler” olarak göreceği tartışmasızdır. 

Ancak Erdoğan ne düşünürse düşünsün bugün;

-“Vatandaş bu seçimi hazmedemedi” diyerek seçime erteleyemeyeceğine,

-Yıldırım ve Zeybekci’yi görevden alıp yerlerine yeni adaylar gösteremeyeceğine,

-“Biz yanılmışız; meğerse beka sorunu yokmuş, yapılan sadece yerel seçimmiş!” diyemeyeceğine göre, bundan sorası için beklenen; Erdoğan ve Bahçeli’nin “beka” üstünden, gerçekle yalanın ayrılmasının mümkün olamayacağı biçimde gürültüyü artırmaktır. 

Ancak bilim açıkça gösterir ki, insan kulağı belirli frekansın altındaki sesleri duymadığı gibi belirli bir frekansın üstündeki sesleri de duyamaz. Bu yüzden gürültüyü artırarak gerçeği duyulmaz, görülmez hale getirmenin de sınırları vardır. Ki, bunca koparılan gürültüye (medya gücü ve devlet imkanlarının seferber edilmesine) karşın vatandaşın “seçimi hazmedemiyor”, olması, anketlerin “inanılmaz” olması, Erdoğan ve Bahçeli”nin kopardığı gürültünün diğer şeylerin yanı sıra halkın duyma sınırını aştığına da işaret etmektedir.

Ancak Erdoğan-Bahçeli ittifakı yolundan dönecek değildir. Onlar ortamı göz gözü görmez hale getirmek üzere, “beka” üstünden gürültüyü artıracaklardır.

Çünkü girdikleri mecra, “beka” için iç ve dış askeri operasyonlar dahil her maceraya açık (ki, bu konuda nereye kadar gidebileceklerini önümüzdeki günlerde daha açıkça göreceğiz) bir mecradır.

Yerel seçim sürecinin, inandırıcılığını kaybeden Erdoğan-Bahçeli ittifakının “her yolla” amaçlarına varmak isteyecekleri bir aşamaya evrildiğini söylemek yanlış olmaz.  

Bu yüzden demokrasi güçleri bir yandan gerçekleri ısrarla söylemeye devam edip “beka” tacirlerinin çanına ot tıkamayı sürdürürken öte yandan halkın demokrasi talepleri mücadelesini örgütleyen bir çizgide hareket etmek durumundadırlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa