Yavuz Donat’ın daveti ve öteki Diyarbakır
Fotoğraf: Envato
Sabah gazetesinden Yavuz Donat, 27 Şubat tarihli ‘Davetiye’ başlıklı yazısında Diyarbakır izlenimlerini kaleme almış. Donat’ın izlenimlerini okurken Diyarbakır’da yaşayan, Diyarbakır’ın son halini bilen birçok insanın aklına herhalde o ünlü ‘Cehennemin Reklamı’ fıkrası gelmiştir.
Hani adamın biri ölmüş de önce cennete götürmüşler. Bakmış orada can sıkıntısı içinde esneyen insanlardan başka bir şey yok. Sonra cehennemi göstermişler her taraf zevk ve neşe içinde eğlenen insanlarla dolu. Sormuşlar “hangisi istersin?” diye. “Cehennemi tabi” demiş. Cehennemin kapısından girince kendisini kaynar kazanlar içinde bulmuş da feryadı basmış. “Bana yalan söylediniz” diye. Başındaki zebaniler yanıtını vermiş “O gördüğün cehennemin reklamıydı.”
Donat, yazısında işe Sur’un yıkılan mahallerinde “aslına uygun” yapılan konutların övgüsü ile başlamış. Oysa Donat’ın “aslına uygun” diye övdüğü bu beton binaların Sur’daki yapıların üçüncü sınıf kötü bir taklidi bile olmadığını/olamadığını öğrenmek için öyle çok uzağa gitmeye gerek yok. Mesela TMMOB’un bu yapılaşma ile ilgili raporları Donat’ın bir tık uzağında. Ya da Sur’un tarihi dokusunu avuçlarının içi gibi bilen Tarihçi-Yazar Şeyhmus Diken bir telefon kadar yakın. Ama Yavuz Donat, gazetecilik etiğinin başka değerlere (öncelikle paraya) tahvil edildiği iktidar destekli medya tekellerinden birinin yazarı. Diyarbakır’a gerçekleri yazmaya değil, devleti temsil eden vali ve kayyımı ‘parlatmaya’ gelmiş/gönderilmiş!
O yüzden Vali Güzeloğlu’nu “Şantiye şefi”ne benzetmiş de bu şantiyenin arka planındaki yıkımı görmezden gelmiş. Sonra mahallelerdeki ‘Aile Destek Merkezleri’ni öve öve bitirememiş de belediyelere kayyım atanmasından sonra kapatılan 43 kadın kurumunu sormak aklına bile gelmemiş.
“Geldik... Gezdik...Gördük…” diye başladığı izlenimine valilikten çıkıp yanı başındaki ‘Yenişehir Muazzez Sümer Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde devam etmiş! Burada ‘aşçılık’ öğrenen öğrencilerin “dışarıdan bile sipariş aldığı”nı söylüyor. Böylece Diyarbakırlı gençlerin gelecek kaygısını da bir çırpıda çözüyor! Oysa birkaç sokak ötedeki DATEM Lisesi, genç işsizler ordusuna her yıl yüzlerce meslek öğrencisi veriyor.
Donat’ın gezisinin liseden sonraki durağı ise, iki sokak ötede bulunan Kayyım Cumali Atilla’nın seçim bürosu. “Cumali Atilla... Kalabalığa...’Karar sizin’ diyor: Bir yanda hezimet... Bir yanda hizmet. Bir yanda gözyaşı, kan... Bir yanda huzur ve güven.”
Evet, karar verin: Bir yanda halkın iradesine darbe vuranlar ve atadıkları kayyım…
Öte yanda halkın mücadele ve değerlerinin temsilcileri…
Yavuz Donat HDP’yi de sormuş da “HDP daha seçim bürosu açmamış” diyor. Diyarbakır’da yaşayan herkes bunun doğru olmadığını biliyor. Ama Donat, herhangi bir HDP seçim bürosuna gitse reklamların bitip gerçeklerin ortaya çıkacağını biliyor. HDP’ye yönelik gözaltı ve tutuklamaları…Seçim bürolarının nasıl polis ablukası altında olduğunu…Çalışmalarının nasıl engellendiğini…
Ülkenin işsizlik oranının en yüksek kentlerinden biri olan, sosyo-ekonomik gelişmişlik bakımından hep son 20 içinde bulunan Diyarbakır sokaklarında Yavuz Donat’ın en çok dinlediği sözler “Huzur olsun gerisi kolay...Açlıktan kim ölmüş?” sözleriymiş.
Yalandan kim ölmüş!
Diyarbakır’da son dönemde yapılan bütün anketlerde kriz ve yoksulluk birinci gündem. Her köşe başına yapılan seyyar karakollarla, yeni inşa edilen kalekollarla memlekete huzur gelmiş ya, “vatandaş gerisi kolay” diyormuş!
Peki, ya işsizlerin iş umudunu istismar edip AKP’ye üye kaydetme bürolarına dönüştürülen İŞKUR’un önündeki uzun kuyruklar ve yapılan on binlerce başvuru?
Bunlar da herhalde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dediği gibi “varlık ve saadet kuyrukları” olsa gerek!
Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. Diyarbakır ve Kürt halkı, kendisine giydirilmek istenen bu deli gömleğini 31 Mart’ta yırtıp atacak.
Ama elbette siz de Diyarbakır’a gelin, gezin ve görün. Çünkü bu zor zamanlarda Diyarbakır’ın yalan tacirlerine değil, gerçek dost eline ihtiyacı var!
- Kürtler arası ‘birlik’ arayışı ve Türkiye’nin müdahalesi 28 Ocak 2025 06:50
- Öcalan’ın mesajı ve Kırmızı Kitap 24 Ocak 2025 14:40
- Trump’ın kabinesindeki ‘dostlar’ ve ABD’nin Ortadoğu politikası 21 Ocak 2025 13:41
- Mesele sadece Erdoğan'ın adaylığı mı? 17 Ocak 2025 05:25
- Adsız süreç, çözümsüz barış! 14 Ocak 2025 05:00
- Trump, Erdoğan’ı niye övüyor? 10 Ocak 2025 04:40
- Türkiye-İsrail rekabeti ve Kürt sorunu 07 Ocak 2025 05:30
- Suriye’deki gelişmeler ve kapısı aralanan yeni ‘süreç’ 03 Ocak 2025 07:30
- Öcalan'ın mesajı ve yeni sürecin işaretleri 30 Aralık 2024 12:47
- HTŞ yönetimi ve Suriye'nin etnik-dinsel fay hattı 27 Aralık 2024 06:20
- Suriye ve yeni Osmanlıcılık 24 Aralık 2024 05:00
- Düğüm yine Kobanê'de çözülecek! 20 Aralık 2024 05:30