Bölücülüğün hası, ‘beka’ bölücülüğüdür!
Fotoğraf: Envato
Yerel seçimde süreç ilerledikçe, 17 yıllık iktidarın yerel yönetimleri elde tutmak bakımından elde fazla dayanaklarının kalmadığı daha net görülüyor. Fakat ülkenin aşırı milliyetçilik tarafından nasıl bölündüğünü de açıkça görüyoruz.
Yerel seçime 25 gün kaldığı şu günlerde, “Cumhur İttifakı” ve bu ittifakın iki lideri Erdoğan ve Bahçeli, tüm seçim kampanyasını, hatta yakın ve uzak hedeflerini (2023, 2053, 2071 vizyonlarını) “beka sorunu” üstünden yeniden tarif ediyorlar.
“Tek parti tek adam rejimi” inşası doğrultusunda atılan adımların bugün geldiği yer; “Türkiye’nin bekasının tehdit altında olduğu”ndan ekonomi ve kültüre, iç ve dış siyasetten yargıya ve savunmaya kadar tüm alanlardaki hedeflerin buna göre yeniden biçimlendirilmesidir!
‘BEKA’ ÖZGÜRLÜKLERİN TASFİYESİNİN GEREKÇESİ YAPILDI
“Bugün ülkenin en önemli sorunu beka sorunudur” diyenler; “Ülkenin bölünme, 16’ıncı Türk devletinin yok olup gitme” tehdidi altında oluğunu iddia ediyorlar. Bu tehdidi alt etmek için de halka AKP-MHP’nin merkezinde olduğu Cumhur İttifakında birleşme çağrısı yapıyorlar.
Daha da ileri giderek Erdoğan-Bahçeli propagandası, Cumhur İttifakına muhalefet eden herkesi “ülkenin düşmanları”, “Ülkenin iç ve dış düşmanlarının iş birlikçisi”, “Terör örgütlerinin destekçisi”, “Kandil’den Pensilvanya’dan gelen emirler doğrultusunda hareket edenler”... olarak görüyor, göstermeye çalışıyor.
Son 4-5 yıldaki gelişmelere daha yakından baktığımızda, aslında “beka sorunu”nun Erdoğan-Bahçeli İttifakı için yeni bir argüman olmadığını da görüyoruz. Çünkü son yıllarda “tek parti tek adam rejimi”nin inşası adına insan haklarına, demokrasi ve özgürlüklere yönelik saldırılar zaten ayyuka çıktı. Yargıdaki partizanlaştırmadan devlet kurumları ve üniversitelerin AKP teşkilatlarının uzantısına dönüştürülmesine, seçimlerde hile hurdanın sıradanlaştırılmasından medyanın devlet imkanlarını da kullanarak ele geçirilmesine kadar bu böyle oldu. Şimdi de bu saldırı furyası “beka tehdidi”ne dayandırılarak “meşrulaştırılmaya” çalışılmaktadır.
CUMHUR İTİFAKI ‘BEKA’YI SEÇİMDEN SONRA DA KULLANACAK
“Beka sorunu”nun son aylarda böyle diğer etkenleri silecek kadar öne çıkması; (Arka arkaya gelen genel ve yerel seçimler ve ekonomik krizle birlikte düşünüldüğünde) Cumhur İttifakının elinden halkın gözünü boyayacak malzemelerin işe yaramaz hale gelmesindendir.
Öte yandan Cumhur İttifakı “beka sorunu”nu yerel seçimde sadece kullanmamış, ona daha çok sarılmak zorunda kalmıştır. Bu yüzden bugün “beka” üstünde sürdürülen kampanyayı yerel seçim sıkışmışlığına bağlamak (Hele de seçimden sonra “beka” üstünden yapılan propaganda da geri adım atılacağını iddia etmek), olsa olsa AKP ve MHP’den demokratlık umudunu kesmemiş liberal çevrelerin sayıklaması olabilir. Çünkü bugün Cumhur İttifakı “tek parti tek adam rejimi”nin inşası kapsamında, özgürlükler ve demokratik kazanımların tasfiyesine ancak “Ülkenin bekasının tehdit altında olduğu” gerekçesi arkasında bir “meşruiyet” bulabilmektedir!
Bu yüzdendir ki; “tek parti tek adam rejimi”nin inşası stratejisinin merkezine “Türkiye’nin bekasının tehdit altında olduğu” iddiası konmuştur!Bu yüzdendir ki; Erdoğan ve Bahçeli “İttifakımız pazara kadar değil mezara kadardır” derken sadece günü kurtarmıyor, gerçek amaçlarını da ifade ediyor!Bu yüzdendir ki; Erdoğan-Bahçeli ittifakı, seçimden sonra da, belki gerekçelerini yeni argümanlarla zenginleştirerek, siyasi iklimi “beka tartışmaları”nın belirlemesi için ellerinden geleni yapacaktır!
‘BEKA CEPHESİ’ BÖLÜCÜLÜĞÜN DAYANAĞI
İlk bakışta “beka”nın bu kadar öne çıkarılması, “beka”yı öne çıkaranların ülkenin birlik-bütünlüğüne çok önem verdiği izlenimini yaratıyor. Ama aşırıya götürülmüş her fikir gibi, “beka sorunu” da böylesi abartılı biçimde öne çıkarıldığında tersine dönüp, bölücülüğün, ülkenin gerçekten bölünmesine çanak tutan bir dayanağına dönüşmektedir.
Ülkenin en başında olan Cumhurbaşkanı; eğer ülkenin yarısından fazlasını, “vatan hainliği”, “terör örgütleriyle iş birliği” ile suçluyorsa, bu ülkenin siyasi olarak yukarıdan aşağı en az ikiye bölünmesidir.
Eğer Cumhurbaşkanı ve onun “mezara kadar ortağı” Bahçeli; HDP ve büyük çoğunluğu Kürt olan HDP’lilere, HDP’li olmayan ama yaşadığı bölgeye de “Kürdistan” diyen (Belki bugüne kadar da AKP’ye oy vermiş) milyonlarca Kürt’e, “Kürdistan diyorsanız yallah Kürdistan’a gidin” diyecek kadar şirazeden çıkmış ise bölücülük çizgisinde konuşmaktadır. Ve bu ülkenin “coğrafi olarak” da bölünmesine çanak tutmaktır.
CUMHUR İTTİFAKI ‘BEKA İTTİFAKI’NA DÖNÜŞÜYOR
Kürtler ve HDP; “Bizim binlerce yıllık vatanımız burası hiçbir yere de gitmiyoruz” diyerek “bekacılar”ın “nüfus mühendisliği” hayallerini boşa çıkarsalar da “beka cephesi”nin bölme ve bölünen tarafları birbiriyle çarpıştırarak, “kendi bekalarını” kurtarma hamlelerinin giderek daha da yoğunlaşacağını söylemek yanlış olmaz.
Türkiye’nin yakın tarihini yazacak tarihçiler; Türkiye’deki bölücülük, ayırımcılık ve ülkeyi kaosa sürükleyen girişimlerden söz ederken, Türkiye’de “asıl bölücülüğün” nedeni olarak; ne Kürtlerin “eşit hak temeli”ndeki taleplerini, ne Türkiye’nin etrafındaki din-mezhep çatışmalarını ne de emperyalistlerin bölgedeki girişimlerini göstereceklerdir. Tersine tarihçiler ülkeyi, iç çatışmalara ve bölünme tehlikesine sürükleyen asıl güçlerin, “beka” iddiasıyla ortaya çıkan aşırı milliyetçi, ırkçı-şoven ve maceracılar olduğunu söyleyeceklerdir. Ülkeyi “tek parti tek adam rejimi”ne sürükleyen “beka cephesi”nin güçleri olduğunu yazacaklardır.
Çünkü, son haftalarda daha açıkça görüyoruz ki; “Cumhur İttifakı”, iyice daralıp “beka ittifakı”na dönüşürken, bölücülüğü, “Kürdistan”dan söz edenlere bile “Yallah Kürdistan’a gitsinler” demeye kadar vardırmıştır.
Bu, Türkiye’de aşırı ırkçıların bile bu kadar açıkça ifade etmeye cesaret edemedikleri bir bölücülük söylemidir!
- Yığınların siyasete müdahalesi için... 19 Ocak 2025 04:46
- 2025 yılı emek yılı olacağını gösteren önemli işaretlerle başladı 12 Ocak 2025 04:53
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47