07 Mart 2019 20:10

Hükümetin açmazı

Hükümetin açmazı

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Yerel seçimlere üç hafta kadar bir süre kaldı. Halk her ne kadar yerel yönetimleri seçecek olsa da gündemin merkezinde hükümetin ekonomi politikaları ve günden güne derinleşen ekonomik kriz yer alıyor. Ne adaylar geçmişte olduğu gibi mega projelerle ortaya çıkıyor, ne de halkın bunları tartışmaya mecali var. 2009 yerel seçimlerinden gereken dersi çıkaran hükümet ise elinden geldiğince dikkatleri ekonomiden uzaklaştırmaya çabalıyor. “Vatan müdafaası” konseptli bir yerel seçim çalışması yürütüyor.

Seçimler öncesi son düzlüğe girdiğimiz şu günlerde merkez bankasının faiz politikasında bir gevşeme olup olmayacağı son haftalarda sıkça tartışılmaktaydı. Enflasyondaki sert tırmanışın hız kesmesi ve günden güne derinleşen ekonomik durgunluk bu yöndeki beklentileri beslemekteydi. Diğer yandan, ağustos ayındaki kur faciasına değin Merkez Bankasının faiz politikasını yerden yere vurmaktan asla imtina etmeyen Erdoğan’ın bu konudaki sessizliği aksi yönde önemli bir göstergeydi. Faizlerdeki ufak bir gevşemenin dahi geleceğe dönük bir sinyal olarak algılanıp kurda sert bir tırmanışı tetiklemesi olasıydı. Seçimler öncesinde hükümetin böylesi bir kumara girişmesi akla yatkın değildi. Nihayetinde Para Politikası Kurulu temkinli davranmayı seçti. Politika faizini yüzde 24 seviyesinde sabit tuttu.

Sıkça vurguladığım gibi ekonomide hükümetin hareket alanı gün geçtikçe daralıyor. Kuru tutmak için yüksek faiz gerekiyor, yüksek faizler ise ekonomideki durgunluğun şiddetlenmesine yol açıyor. Tüketim ve yatırım talebini baskılıyor, kredilerin çevrilmesini zorlaştırıyor. BDDK’nin son olarak yayımladığı aralık ayına ilişkin rapor kredilerdeki sert daralmayı tüm ayrıntılarıyla ortaya koyuyor. Yılın son çeyreğinde kredilerde toplamda yüzde 7.5’lik daralma yaşanırken bu oran ticari kredilerde yüzde 9.2’yi, KOBİ kredilerinde ise yüzde 7.6’yı buluyor. Ticari krediler içerisinde en büyük paya sahip sektör yüzde 8.70 ile inşaat sektörü. Bireysel kredilerin gelişimine bakıldığında ise 2018’in son çeyreğinde konut kredilerinde yüzde 4.5’luk ihtiyaç kredilerinde ise yüzde 3.3’lük bir daralma göze çarpıyor.

Yine aynı dönemde takipteki kredilerin yüzde 12.7 oranında arttığı görülüyor. Bu büyük patlamada takipteki KOBİ kredileri yüzde 22’lik artışla başı çekiyor. Bu oran ticari kredilerde yüzde 9 düzeyinde kalırken, tüketici kredileri ve kredi kartlarında belirgin bir değişim yaşanmadığı dikkat çekiyor. Sektörel kredilerin takibe dönüşüm oranlarına baktığımızda ise toptan ticaret ve komisyonculuk yüzde 5.63, inşaat sektörü yüzde 5.47, perakende ticaret ve kişisel ürünler sektörü yüzde 5.23 ile ön plana çıkıyor.

Rapor 2018 yılının son çeyreğini kapsamakla birlikte yeni yılda da bu tablonun pek değişmediğini hatta daha da kötüleştiğini söylemek mümkün. Yıl başından bu yana takipteki alacaklar yüzde 6 oranında arttı ve 103 milyarı aştı, takibe dönüşüm oranı ise yüzde 3.88’den 4.25 seviyesine tırmandı. Günlük veriler sadece şubat ayının son haftasında 2.5 milyar TL’yi bulan kredinin takibe düştüğünü gösteriyor. Halihazırda takipteki kredilerin yüzde 95’i TL cinsi kredilerden oluşuyor.

Derler ya yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal. Hükümetin durumu da farksız.  Esnaf, tüccar borcunu çeviremiyor, kredi bulamamaktan, yüksek faizlerden şikayetçi. Diğer yandan seçime kadar yeni bir enflasyon dalgasını tetikleyecek hareketlerden olabildiğince kaçınmak durumunda. Zira sandıkta bunun maliyeti çok daha büyük olacak. E hal böyle olunca da patlıcanın fiyatını sorduğunuzda ‘Vatan millet Sakarya edebiyatı’ ile karşılaşmanız kaçınılmaz oluyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa