İktidarın sanatı(!)

On altı yılda çok şey gördük, yaşadık. Siyaset ve sanat alanında gördüklerimize artık şaşırmaz olduk. Mesela, iktidardayken, muhalefetteymiş gibi davranmaya, söylenmiş yalanların günahını yeni yalanlarla çıkartmaya... Bir yandan yoksul halk için mobil tanzim satış noktaları açılırken diğer yandan aynı halktan, elektriği kesildiğinde 36 TL açma-kapama ücreti alındığı gerçeği yaşanabiliyor.

Sanatta olayları, olguları soyutlayarak anlatma becerisi vardır. Mübalağa vardır, metafor vardır. Siyasete baktığımızda sanatta olması gereken her şey mevcut. Küçük yalanlardan tutun, Kabataş gibi büyük yalanlara; retorikleşmiş kalıplarla nasıl devam edileceğini, 8 Mart kadın eylemlerinden çıkartılan ezan/cami düşmanlığı argümanları ile hamaset, hakaret özgürlüğünü kendine hak tanıyan iktidar ve yandaş medyanın yeteneklerinin birleşimini gördük. Arada günah çıkartmalar falan tuz biber oluyor. Yatay mimari denerek hâlâ dikey mimariye devam ediliyor. Acaba ben mi yanlış anladım dedim ve aslında yataydan kastın dikey olabileceğini keşfettim. Ülke yönetmiyorlar da sanki ülke üzerinde resim yapıyorlar. Resim yaparken de gerçekliği hakikatten soyutluyorlar. Ben de soyutlamalarına katkıda bulunayım, nasıl yatay mimari yapılabileceğini göstereyim dedim.