19 Mart 2019 19:00

100. yılda hekimlik yargılanıyor

100. yılda hekimlik yargılanıyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Biz hekimler uyarıyoruz:

Barış doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur” desek nasıl olurdu? Ya, “Her çatışmasızlık hali, her barış; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir” deseydik? Veya hekim meslek örgütü TTB “Yaşatmaya ant içmemiş bir mesleğin mensupları olarak, ölümü savunmanın, savaş iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Barışla baş etmenin yolu, adil olmayan, antidemokratik, eşitlikçi ve özgür olmayan savaşçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır. Barışa hayır, savaş hemen şimdi!” diye bir basın açıklaması yapsaydı nasıl olurdu?

Kestirmeden soralım: Barış karşıtlığını soruşturma / dava konusu yapan bir mahkeme ile son yıllarda hiç karşılaştınız mı? Ya savaş karşıtlığı?

Yaklaşık bir yıl önce yüz bini aşkın hekimin meslek odası TTB  Merkez Konseyinin başkan dahil tüm üyeleri “Savaş bir halk sağlığı sorunudur’ başlıklı basın açıklaması gerekçesi ile gözaltına alınmışlardı. Bugün yeniden duruşmaları var. Onlar ne demişti yeniden hatırlayalım: “Biz hekimler uyarıyoruz: Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur.

Her çatışma, her savaş; fiziksel, ruhsal, sosyal ve çevresel sağlık açısından onarılmaz sorunlara yol açarak büyük bir insani dramı da beraberinde getirir.

Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz. Savaşla baş etmenin yolu, adil, demokratik, eşitlikçi, özgür ve barışçıl bir yaşam kurmak ve bunu sürekli kılmaktır.

Savaşa hayır, barış hemen şimdi!”

Roland Barthes “Faşizm konuşma yasağı değil söyleme mecburiyetidir (la fascisme ce n’est pas l’inderdiction de dire c’est l’obligation de dire)” demekte. “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” yerine başka cümleler kurmamızı mecbur kılma gayreti kabul edilemez.

TTB tutumu, Dünya Tabipler Birliğince ekim 2017’de 68. Genel Kurul toplantısında kabul edilen “Silahlı çatışmalarla ilgili tutum belgesi” ile uyumluydu oysa. İlgili tutum belgesi şöyle demekte: “Hekimler, siyasetçilerin, hükümetlerin ve güç sahibi başka kesimlerin, silahlı çatışmaların başlatılması ya da sürdürülmesiyle ilgili kararlarında bu kararların sağlık dahil çeşitli alanlarda yol açabileceği sonuçların farkında olmaları için çalışmalıdır.”

Bir yanda ceza kıskacında barış akademisyenleri, bir yanda barışçıl tutumu nedeni ile yargılanan TTB.

Onlar ‘Barış için bizler yeterince çaba harcayamadığımız için’ yargılanıyorlar. Barış akademisyenlerini ve TTB’yi yargılayabilme cesaretleri bizim görece sessizliğimizdendir. Kendi adıma mahcubum. Ankara Adliyesinde bugün günlerden “barış”. “Bu suça ortak olmayacağız” diyen tüm barış imzacısı hocalarımız gibi TTB konsey üyelerinin yüreği de bu coğrafyanın son yüz yılının en güzel anıtı.

Tıp Bayramı’nın 100. yılında “iyi hekimlik” yargılanıyor. Oysa Mehmet Uzun’un bilgeliğinden bugüne miras “Barış imkansız bir yol haritası değil, imkansızı gerçeğe dönüştürecek bir yol haritasıdır” sözü hâlâ usumuzda.

Sağlıcakla kalın.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa