Krizin yükünü reddetme mücadelesi nereye doğru?
Fotoğraf: Envato
Gazetemizde; emek mücadelesi alanında; ücretlerine yeteri kadar zam yapılmadığı, ücretleri zamanında ödenmediği, sendikalaştıkları için... işten atılan işçilerin eyleme geçip direndiklerini izliyoruz. Elbette “Kriz var” denilerek işten atılan işçilerin de eyleme geçip direndikleri de sıkça karşılaştığımız örneklerden.
Daha yakından baktığımızda bu uygulamalar karşısında işçilerin tepkilerinin, krizin kendisini bir finans dalgası olarak ortaya koyduğu ilk büyük işareti ve sonrasındaki gelişmelerle adım adım krizin reel sektörü de etkisi altına aldığına tanık olduk.
Yine ağustostan beri işsizliğin tedricen artarak, ocak ayında yüzde 13.2’yi bulduğunu biliyoruz ve resmi işsizlik ilk kez 4 milyonu, gerçek işsizlik de 7 milyonu aşmış bulunuyor.
Hazine ve Maliye Bakanı bu gelişmeleri; “Aldığımız ekonomik önlemler hedeflerine varmıştır” diyerek sahiplendi!
Ancak son aylarda yeni bir durumla karşı karşıya olduğumuz kesin!
Şöyle ki; 2018’in son çeyreğinde ekonomi yüzde 3 küçülmüştür. Bu dönemde sanayi üretimindeki küçülme yüzde 6.4 olurken imalat sanayindeki küçülme de 7.4’ü bulmuştur.
Bu tablonun işçiler açısından anlamı ise;
1- Ekonomideki küçülmenin 2019’da da süreceği,
2- Patronların krizin yükünü işçilere yıkmak için daha kitlesel ve daha sistemli işten atmalara başvuracağı,
3- Hemen her iş kolundaki TİS’lerin sermaye sınıfı lehine sonuçlandırılması için patron örgütleri ve hükümetin seferber olacağı,
4- Sonucu ne olursa seçim korkusu da ortada kalkacağı için hükümetin, seçimin sonuçlarından bağımsız olarak her bakımdan patronların arkasında yer alacağı ve krizin yükünün işçilere yıkılması için gerekli düzenlemeleri yapmakta artık tereddüt etmeyeceği demektir.
Burada kalındığında işçiler için tablo karanlıktır. Ve bu kadarıyla da “Krizin yükünü reddetme” mücadelesinde işçiler arasında karamsarlık yaymaya yarayacak bir tablodur.
Ancak işçiler çaresiz ve seçeneksiz de değildir.
Tersine işçiler, eğer talepler etrafında birleşerek mücadele ederse, ne patronlar ne de arkasındakiler amaçlarına ulaşabilir; krizin yükünü işçilere çıkararak krizi kedileri için fırsata çeviremezler. Tersine işçiler, bu vesileyle örgütlülüklerini sağlamlaştırarak, sendikalarını sendikal bürokrasinin elinden kurtarmak için krizin faturasını patronlara yıkacak bir fırsata dönüştürebilirler!
Demek ki ileri işçiler ve mücadeleci sendikacılar için bugün asıl olan; krizde patronların hangi hesaplar içinde olduklarını sayıp döküp kara kara düşünmek değil, patronların muhtemel girişimlerine karşı işçileri birleştiren, işten atmalar başta olmak üzere her saldırı biçimine karşı mücadeleyi örgütlemektir.
Bunun için de sınıf partisinin üyelerinin, taraftarlarının, ileri işçi kesimlerinin ve mücadeleci sendikacıların;
- Patronlar ve hükümetin emek düşmanı girişimlerini teşhir etmeyi ara vermeden sürdürmeyi,
- Her işyerindeki az çok dikkate alınacak her direnişin, her mücadelenin sınıfın mücadelesi olduğu bilincini yaymak, bu amaca uygun olarak yerel mücadeleyi o eylem etrafında “Yeniden örgütlemek” için gerekli girişimleri yapmayı,
- TİS’leri bu mücadelenin örgütlenmesinin dayanağı olarak değerlendirmeyi,
- Sendikal bürokrasinin etkisizleştirilerek mücadele için işyerlerinde ve yerellerde gerekli girişimleri yapmayı,
- İşyerinde bu amaçla mücadele örgütleri oluşturmayı
- İşletmeler ve OSB’lerde, iller çapında (sendika ve emek platformları gibi) mücadeleyi birleştirme ve ilerletme amaçlı girişimleri yaratıcı biçimde hayata geçirmeyi başarmak için gerekli inisiyatifi almaları mücadelenin başarısı için belirleyici önemdedir.
Başka bir söyleyişle önümüzdeki dönemde mücadelenin seyrini (Ve elbette saldırıların nasıl sonuçlanacağını) belirleyecek olan sadece patronların ve hükümetin amaç ve girişimleri değil, ondan da fazla ileri işçilerin ve mücadeleci sendikacıların işçileri ne ölçüde mücadeleye çekebilecekleridir.
Bu da inisiyatif alıp en ileri bilinçle birleşerek hareket etmeyi temel bir tutum olarak benimsemeyi gerektirir.
- Metal TİS'i ve bir kez daha sendika bürokrasisine karşı mücadele sorunu 08 Şubat 2020 00:08
- Şimdi gözler 5 Şubat’ta başlayacak metal grevinde! 31 Ocak 2020 00:12
- Grev komiteleri etrafında örgütlenme günleri 25 Ocak 2020 00:30
- Örgütsüzlük bir işçi sağlığı sorunudur! 22 Ocak 2020 00:21
- Şimdi zaman, gerçek bir grev için birleşme zamanıdır 18 Ocak 2020 00:00
- Din ve milliyetçilik istismarcılığı artık eskisi kadar etkili değil 15 Ocak 2020 00:40
- İşçiler siyasetle uğraşmadan kazanılmış haklarını bile savunamaz! 07 Ocak 2020 23:31
- İşçiler, iki 2020’den birini tercih edebilir! 03 Ocak 2020 00:29
- 2021 asgari ücretinde de aynı oyun sahnelenmesin diyorsak... 28 Aralık 2019 00:45
- "Asgari ücret"te bu yıl da aynı oyun sahnede! 21 Aralık 2019 00:36
- Ya işçiler devreye girerek kazanacak ya da hiçbir şey! 14 Aralık 2019 00:42
- MESS’in TİS’i YHK’ye götürmesi önlenmek isteniyorsa... 11 Aralık 2019 00:45