Silikozisin pençesindeki maden işçileri
Fotoğraf: İlyas Tekin
Gündüzle gecenin eşitlendiği 21 Mart’ta Çine Yaşam Platformunun kuruluşu ilan edildi. Aynı gün, 8 yıl önce açılan ve açıldığı gün saldırıya uğrayan Çine Doğa Severler Derneğinin ilk ve son başkanı Topçam Köyü Eski Muhtarı Süleyman Yıldız’ın öldüğü haberi geldi. Uzun zamandır kanserle mücadele eden Muhtar Süleyman, tam da Doğa Severler Derneğinin mücadele mirasını devralan Çine Yaşam Platformunun kurulduğu gün son nefesini verdi.
Muhtar Süleyman, Madran’ın, Gökbel Dağlarının maden ve RES şirketlerince talanına karşı mücadele etti. Çine Çayı’nın tertemiz akmasını, içinde yine çay balıklarının oynamasını düşledi yaşamı boyunca. Çine sınırları içindeki kültürel değerlerden İncekemer Köprüsü ile Gerga ve Alabanda antik kentlerinin korunması çabası içinde oldu hep kısa ömründe. Ormanların yok edilmekten kurtarılması, tarlalara enerji santralleri yapılmaması için omuz verdiği mücadele nöbetini devredebilmenin huzuruyla göçüp gitti adeta!
SİLİKOZİS HASTASI MADEN İŞÇİLERİ KURDU
Onun son nefesini verdiği gün, Çine Yaşam Platformu her nefes aldıkça ciğerleri sızlayan silikozis hastası maden işçileri tarafından kuruldu. Kuruluş bildirisini okuyan Platformun İlk Sözcüsü Yazar Arif Ali Uyguç “Emek ve ekolojik mücadelenin iç içe olduğunun en somut örneği maden işçilerinin durumudur” dedi.
Genel Maden İş Sendikanın binasında, benizleri soluk, nefesleri kısık, öksürük nöbetleri arasında Yaşam Platformu pankartının ucunu tuttu işçiler. Daha doğrusu eski işçiler! Maden tesislerinde çalışırken akciğerlerinden hastalandıktan sonra ellerine üç kuruş verilerek işten çıkarılan ve bir daha da aranıp sorulmayan yüzlerce maden işçisinden sadece birkaçıydı onlar.
Çine’de, ülkenin en büyük sermaye gruplarına ait maden şirketlerinde çalışan işçiler bunlar. Dev şirketler maliyeti düşük tutmak için işçilere çalışırlarken işe uygun maskeler vermiyorlar. Geçen zaman içinde hastalanan işçileri ise işten atıyorlar. Bir anda kendilerini hasta ve işsiz bulan işçiler, kaderleri ile baş başa bırakılıp unutuluyor, unutturuluyor. Her yıl, bu durumdaki yüzlerce maden işçisi için üç ayda bir çekilen akciğer filmlerinden sonra yeni bir yaşam mücadelesi başlıyor.
AKCİĞER FİLMLERİ İŞÇİYE GÖSTERİLMEDEN PATRONUN MASASINA GİDİYOR
Çine Yaşam Platformunun kuruluşu toplantısında sohbet ettiğimiz silikozis hastası işçilerin anlattıklarına göre bu filmler kendilerine asla gösterilmiyor. Raporlarla birlikte doğrudan patronların önlerine gidiyor liste. Onlar da akciğerleri lekeli olan işçileri ekonomik kriz bahanesi ile işten çıkarıyor!..
Yüz işçinin çalıştığı Eysim adlı madenci şirketten hastalandıktan sonra çıkışı verilen İlyas Tekin adlı işçi, aynı işyerinde kendisi gibi 10 işçiye daha silikozis tanısı konduğunu söylüyor. 18 işçi ise filmleri şüpheli bulunarak tekrar akciğer filmi çekimine gönderilmiş.
TOZ GÖRÜNMESİN DİYE HAVALANDIRMA KAPATILIYOR
Silikozis tanısı konan 10 işçiden kendisi ve bir arkadaşı işten çıkarılırken, kalan 8 işçinin SGK sevkleri yapılmadığı için halen hasta hasta çalıştığını ileri sürüyor Tekin. İş güvenliği uzmanının maden tesisindeki tozun dışarıdan görünmemesi için havalandırmaları kapattığına dair sözleri ise “Bu kadar vicdansızlık da olmaz!” dedirtecek cinsten! İlyas Tekin’in kuvars paketleme tesisinde çalışırken çektiği fotoğraflar ve videolar anlattıklarının her kelimesinin doğru olduğunu ortaya koyuyor. Yaşam Platformu pankartının ucundan tutan işçilerin çoğu henüz kırklı yaşların başında. Yıllardır çalıştıkları madenlerden tedavisi olmayan bir hastalığa yakalanıp çıkarıldıktan sonra sessiz sedasız bir köşede ‘yaşayabildikleri kadar’ yaşamaları isteniyor kendilerinden!
CİĞERDEKİ LEKELERLE, YENİ İŞ HAYAL
Sağlıkları asla geri gelmeyecek artık! Bunu ve zorlu bir geleceğin kendilerini beklediğini biliyorlar. Yeni bir iş başvurusu için her gittikleri yerden ciğerlerindeki lekeleri gösteren sağlık raporları nedeniyle geri dönüyorlar. Tedavisi olmayan hastalıklarını üzülmesinler diye ailelerine, eşlerine, çocuklarına bile anlatamadan acılarını içlerine gömenler var aralarında.
HASTALIĞINI YAKINLARINA ANLATAMIYORLAR
Çine’nin Çaltı köyünde yaşayan Şenol Girgin bunlardan birisi. 6 ay önce işten çıkarılmış ancak hastalığını ne eşine, ne çocuklarına söyleyebilmiş! 16 yıl Esan Madencilik’te çalıştıktan sonra girdiği Eysim Madencilik’te de iki yıl çalışan Girgin’in akciğer raporları sıkıntılı çıkınca iş yeri doktoru “Seni bu halde çalıştıramayız” diyerek çıkışını vermiş. Çıkarıldıktan sonra ise kendi olanakları ile tedavi olmaya çalışmış. “Madene girerken 63 kiloydum şu anda 57 kiloyum. En küçük bir işte yoruluyorum, takatim kalmıyor. Kulaklarım da iyi duymuyor artık” diye yaşadığı sorunları anlatıyor. Kaltun Madencilik’te çalışırken rahatsızlanıp lenf bezlerinden parça alındıktan sonra silikozis teşhisi konan ve Ankara Meslek Hastalıkları hastanesine sevk edilen 16 yıllık maden işçisi Uğur Aydoğdu şirketten hiç kimsenin kendisine bir telefon dahi açıp halini sormadığını söylüyor.
İŞ KAZASINDA BELİ KIRILMIŞ
Polat Madencilik’te 16 yıl çalıştıktan sonra silikozis hastalığı nedeniyle işten çıkarıldığını söyleyen Sayim İnal da “Bir kere bile arayıp sormadılar” diye patronların vicdansızlığına tepki gösteriyor. Çalışırken geçirdiği iş kazasında beli kırılan Sayim İnal, maden işçilerinin sadece silikozis değil başka birçok sağlık sorunuyla da karşı karşıya kaldıklarını söylüyor. İnal’ın kendisi gibi maden işçilerini anlattığı “Maden işçisi bunlar” şiiri ile bitirelim yazıyı.
MADEN İŞÇİSİ BUNLAR
Gencecik hayatının baharında delikanlılar
Ekmek parası kazanmak uğruna maden işçisi olurlar
Tozlu ortamda çalışmak zorunda kalırlar
Maden işçisi bunlar
Dinmek bilmez durmaksızın öksürükleri
Balgam ve kan getirir eriyen ciğerleri
Oksijen tüpüne bağlı yaşar kimileri
Nefes darlığından tutmaz olur ayakları elleri
Yatağa bağlı yaşar kimileri
Yoktur bu dünyada fazla ömürleri
Ağlar öldükten sonra eşleri, bebekleri
Maden işçisi bunlar...
- COP29 toplantıları ya da "Bir şey yapılıyor tiyatrosu": Tam bir zaman kaybı 18 Kasım 2024 04:20
- Kaz Dağları kardeşliği... 11 Kasım 2024 04:44
- Namlunun ucunda yaşamı savunanlar: Kırılırız ama eğilmeyiz!.. 04 Kasım 2024 04:51
- ‘Etki ajanı yasası’ ve Bergama köylüleri için kaynatılan cadı kazanı 28 Ekim 2024 04:51
- Bilimle dalga geçmenin bedeli 21 Ekim 2024 04:40
- Kapadokya'da balon turizminin görünmeyen yüzü ve balon emekçileri 14 Ekim 2024 04:32
- Mor çiçekli garganlar, arılar, mezarlar... 07 Ekim 2024 04:48
- Gediz bitti!.. 30 Eylül 2024 04:34
- Göreme'yi neden göremedik? 23 Eylül 2024 04:25
- Latmos'a sahip çıkmak 16 Eylül 2024 05:07
- Kazan Gölü küstü bize! 09 Eylül 2024 04:56
- Göl kurudu RES'ler kuruldu! 02 Eylül 2024 05:18