Hayal Tacirleri
Tuhaf bir toplumuz dostlar. Giderek, çeşitlenerek artıyor tuhaflığımız. Mesela demokrasiyi hiç içselleştirememişiz ama konuşmalarımızda eksik olmaz hiç demokrasi sözcüğü. Anayasamız yazboz tahtasına dönmüş ama Anayasa Mahkememiz var. Yazılısı sözlüsü ile basın iktidarın tekelinde ama hâlâ basın özgürlüğü varmışçasına yalandan da olsa sürdürüyoruz gazeteciliğimizi. Hukuk sistemi hızla kan kaybetse de kapı gibi yasalarımız, olağan şüpheliler yaratmada ustalaşmış kimi savcılarımız var. Kültür merkezlerimiz yokmuş ne gam, sayısını belirlemekte zorlandığımız cezaevlerimiz var. Yalanı sermaye edinmiş siyasetimiz, muhbirlikte, itirafçılıkta uzmanlaşmış yurttaşlarımız var. Yaşamın her dalında boy gösteren emek hırsızları var... Ekonomik kriz, çarpık kentleşme, kirletilen doğa pek sıkmıyor insanımızın canını da marketlerde poşetten para alınması en önemli gündem maddesini oluşturabiliyor. Pıtrak gibi açılı açılıveren üniversitelerde bilim yerine, araştırmasız, tartışmasız, ezbere dayalı eğitim veriliyor. Böylece geleceğe okumayan, sorgulamayan, ezberci bir nesil bırakmaya uğraşılıyor. 21.yüzyılın çeyreğine yaklaşsak da at, avrat, silah ülküsünden vazgeçmiyor insanımız. Şiddeti seviyorlar. Şiddet içeren filmleri, dizileri tutkuyla izliyorlar. Gerçeklere gözlerini kapatıyor, kulaklarını tıkıyorlar. Hayal tacirlerinin peşine takılmış gidiyorlar. Tuhaf her şey. Seçime en çok başvurulan ülkelerden biriz ama demokrasi yok. Gazetelerimiz, işitsel, görsel medyamız çok ama haber alma özgürlüğümüz yok, Adalet saraylarımız görkemli ama ülkede adalet yok. Evet dostlar sorunlarımız söz dağarına sığdırılamayacak kadar karmaşık ve tuhaf.
Bencileyin halkların dertlerine, yaralarına çaredir şiir. Mutluluklarına mutsuzluklarına da. Geçmişi unutmayan geleceği de gören kişidir şair. Melih Cevdet Anday da böylesi usta şairlerimizden biridir. Gelin onun yıllar önce kaleme aldığı bir şiirle bitirelim yazıyı. Şiir tuhaf mı yoksa gerçeği mi anlatıyor ona da siz okurlar karar verin…
‘ÇÜRÜK’
Akasya ağaçları akasya kokuyor
Bahçelerde güller, gübreler kokuyor
Geçen otomobil benzin kokuyor
Otomobilin içindeki kadın lavanta kokuyor
Kadının lavantası dehşet kokuyor
Bu lavanta kokusunu koklayan adam ne kokuyor
Rakı kokuyor
Kızlar, oğlanlar ter kokuyor
Hastaların kapanmamış yaraları kokuyor
Sağlamların açılacak yaraları kokuyor
İnsanların elleri, gözleri, kalpleri kokuyor
Açlıktan nefesleri kokuyor
Çürüyen dişleri, derileri, beyinleri kokuyor
Duyguları, düşünceleri, sesleri, sözleri kokuyor
Yazdıkları, okudukları kokuyor
Çürüdükçe kokuyor
Kitaplar, dergiler, afişler, mektuplar kokuyor
Dostluklar, aşklar, arkadaşlıklar kokuyor
Havalandırılmamış odalar kokuyor
Havalandırılmış odalar kokuyor
Sofalar, evler, apartmanlar kokuyor
Mahalleler, şehirler, memleketler, kıtalar kokuyor
Çürüdükçe kokuyor
Duymuyor musunuz kokuyor
Kokuyor, kokuyor, kokuyor, kokuyor...
Evrensel'i Takip Et