Karabasana dönmeden ay

Fotoğraf: Pixabay
Unut geceyi, karanlığı da. Bulutların arasından başını gösterdi ya ay. Artık bir demet ışıktır bulanık sularda yansıyan. Yolunu aydınlatarak. Geceye inat, karanlığı aydınlatan ay.
UNUTAMIYORUM
Düşler de olmasa karşılaşamayacağız. Arkamdan heyecanla üstüme atılarak bütün gövdenle sarılmanı unutamıyorum. Yüzünün yüzüme değişini, saçlarının kokusunu, soluğunun ılık bir bahar esintisi gibi ensemi okşayışını, yüreğimde duyduğum yürek çarpıntısını, diri memelerinin tenimi yakışını. Bir de kireçlenen omuz başlarımın geceleri azıtan ağrısının sıcaklığınla şıp diye kesildiğini. Unutamıyorum.
KARA KALABALIK
Öylesine bağrışılıyor ki kulaklarım bütün ezgilere kapandı. Ne bir kuş cıvıltısı, ne bir sevgi sözcüğü, ne de inceden bir ninni duyuluyor. Öylesine kalabalıklaşılıyor ki gözlerim karardı. Gökyüzünün mavisi, binbir renkli çiçekler, her tür yeşille bezeli ağaçlar görünmez oldu. Yalnızca ne dedikleri anlaşılmayan kara bir kalabalık.
YENİDEN
Gökyüzü, karanlığından sıyrılıp parıldadığında, katılaşmış toprak kabarıp ağaçlar çiçeklendiğinde yeniden başlayacaktır yaşamak. Tek düzeliğinden, aynılıklardan sıyrılmış olarak. Yepyeni, apayrı biçimiyle yeniden.
AYDINLIKTA
Kimsenin yaşamına kimse dokunamaz. Her türlü tehdit, korkutmalar boşuna. Gün aydınlandıkça/aydınlatıldıkça özgürleşecektir insan.
KARABASANA DÖNMEDEN
Ekmeğe uzanıyorum, değmiyor elim. Suya da öyle. Bir güle uzansam ne rengi kalıyor, ne kokusu. Bir kuş cıvıltısına, bir sinek vızıltısına bile ulaşamıyorum. Sana uzansam elim eline değmiyor. Bir düşteymiş gibi yaşıyorum her gün. Bir düşteymişiz gibi. Karabasana dönüşmeden engellemeliyiz hep birlikte...
GÜNEŞ DOĞACAK
Kimsenin bilmediği, görmediği bir aydınlıkla doğmalı güneş. Karanlıkların ortasından fırlayacak bir kızıl ateş. Buza kesmiş dünyamızı yeniden ısıtıp aydınlatarak. Karanlıkları yırtarak gövdelerimizi yeniden saracak sokulgan bir güneş doğacaktır.
Evrensel'i Takip Et