Hekimlerden açık mektup

23 Nisan yaklaşıyor: Hani eski zaman çocuklarının bir günlüğüne başbakan, vali, belediye başkanı olmaya imrendiği gün. Hadi bu 23 Nisan'da bir günlüğüne doktor olmayı denesek? Emin misiniz? Suistimal ilaçlarını reçete etmediğinizde, olmayan hastalıkları var gösteren ilaç heyet raporu çıkarmayı reddettiğinizde, ÖTV vergi indirimi ve malulen emeklilik gibi akçeli bahislerde yolsuzluk organizasyonlarının tekerine çomak soktuğunuzda saldırıya uğramaya, kolunuzun bacağınızın kırılmasına, kalbinize hançer sokulmasına, kurşunlanmaya ve hatta bazen ölmeye hazır mısınız?

Hadi empati yapıp hep birlikte doktor gibi hissedelim: “Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) dilekçe yazmayı denesek mi! Misal, sorsak: ‘Ortada hasta yokken kendisini yakını gibi ifade eden ve ilaç talep eden başvuruların talebini kabul etsem hakkımda soruşturma açar mısınız? Bu reçeteyi usulsüz görüp hakkımda dava açar mısınız, ilaç giderini benden almak için icraya verir misiniz?​”

Ya da bir avukata danışalım: Görmediğim, bilmediğim ve doğal olarak gerçekte hasta olup olmadığını dahi bilmediğim bir kişiye gıyabında ilaç yazsam ve biri beni şikayet etse, memursam disiplin cezası alır mıyım, mahkemede ‘SGK kurumunu zarara uğratmaktan’ kaç yılla yargılanırım? Diyelim ki baskıya dayanamayıp “hasta” yokken reçete yazdım, meğerse hasta başka bir kentte imiş ve aynı saatte bir başka kentin acilinde trafik kazası ile yatırılmış. Bu işten sıyrılabilme ihtimalim var mı? 

Ey her gün hekimlere kişi yokken usulsüz reçete için baskı kuran, kurumu eş-dost ile basıp saldıran, sağlıkçıları darp eden “halkımızın bazıları”: Hırsızlık veya cinayete karışan bir “zat-ı muhteremin” yakınının baskısı, tehdidi ile aynı dakikalarda her şeyden bihaber gıyabında reçete yazsam ve bu reçete “kişinin masum olup o saatlerde hasta olarak tarafımdan muayene edildiğinin kanıtı olarak mahkemeye sunulsa, gerçek ortaya çıktığında “yardım yataklıktan” hekim olarak ne kadar ceza alırım? Ya siz ne dersiniz hakkımızda? 

Ve sayın yargıçlar: Toplum baskısı ile hastayı görmeden reçete yazan hekimleri, velev ki kişi öldü, yakınlarının “doktorun yanlış tedavisi ile öldü” dava dilekçesini işleme alır mısınız, hakkımda kaç milyon TL tazminat, kaç yıl hapis öngörürsünüz?

Sağlık alanında hekimlerden usule aykırı talepler giderek artıyor. Dolayısı ile sağlıkta şiddet kar topu misali büyüyor. Hiç tetkik yaptırmadan şeker hastalığı, kalp hastalığı ilaç raporu talebinden olmayan kişiye reçete istemine hekimlere baskı giderek yoğunlaşıyor. Reddedildiğinde sözel veya bedensel şiddet uygulanıyor. Geçen hafta bu kez İzmir’de bir Aile Hekimliği basıldı, sağlık çalışanları yaralandı. Yüzlerce sağlık çalışanı TTB Başkanı Sinan Adıyaman’ın da katılımı ile hafta içinde ilgili kurum önünde basın açıklaması yaptı. Sağlıkçılar “Sağlık Bakanını istifaya davet ettiler”. 

Bugün İzmir’de Aile Hekimlikleri sağlıkta şiddeti gündem yaparak bir günlük iş üretmeyecekler. Sağlıkçılar şimdilik bir günlük grevde.

Ve son bir soru: ‘Türkiye Değerler Atlası’ verilerine göre on yıllardır ‘güven indeksi’ yüzde on civarında seyreden bir ülkede nasıl oluyor da hekimlerin toplumun yüzde yüzüne güvenip her talepte olmayan kişiye reçete, kanıt olmadan ilaç raporu çıkarmasını çok doğal görüyoruz? Bu fazlasıyla “ikiyüzlülük” olmuyor mu?

Sağlıcakla kalın?