06 Nisan 2019 20:03

Yoksulluğun epigenetik izleri

Yoksulluğun epigenetik izleri

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Sosyoekonomik statü, insan sağlığı ve hastalıklarını etkileyen en önemli etmenlerden biri. Daha yoksul ve eğitim alamamış gruplarda ölüm oranları, kalp , diyabet, kanser, depresyon ve bulaşıcı hastalık oranlarının, yüksek gelirli ve eğitim almış gruplara göre çok daha yüksek olduğu biliniyor.   

Doğa mı (yani genler mi), çevre mi tartışması (nature vs. nurture) onlarca yıldır sürüyor. Son on yılda epigenetik kalıtımın bize gösterdiği çok fazla  şey var, onlardan kuşkusuz en önemlisi, çevrenin ya da çevresel süreçlerin genlerin çalışmasını kontrol ederek, genler üzerinde sonraki kuşaklara aktarılabilen kalıcı izler bırakması. Bu kalıcı izleri kanser, metabolik sendrom vb. hastalıkların patofizyolojisi ile ilişkilendiren çok sayıda önemli araştırma yayımlanıyor. Çevre ve çevresel süreçler derken, beslenmeden, hava ve çevre kirliliğine, strese ve maruz kaldığımız tüm kimyasallara kadar geniş bir gruptan bahsediyoruz. Tüm bu çevresel ajanlar, canlıların DNA’sında CpG adaları denilen bölgelerde sitozin bazı üzerinde kalıcı işaretler bırakabiliyor. Bu işaretler sitozin bazına bir metil grubu eklenmesi ile oluşuyor. Böylece DNA’nın belli bölgeleri üzerinde bir çeşit parmak izi bırakılıyor. Bu parmak izleri, o bölgelerde yer alan genlerin aktifleştirilmesinde ya da susturulmasında, bir elektrik düğmesi gibi işlev görüyor, gen etkinliğini açıp kapatıyor.

American Journal of Physical Anthropology dergisinde geçtiğimiz hafta bu konuda önemli bir araştırma yayımlandı1. Çalışmada, bebeklik/çocukluk dönemindeki sosyoekonomik statütünün gençlik ve erken yetşkinlik dönemlerinde DNA metilasyon profilleri (yani epigenetik parmak izleri) üzerinde bir etkilerinin olup olmadığı araştırıldı. Bunun için de Filipinlerde 1983 yılında başlatılmış bir çalışmadaki kohort (denekler) kullanıldı. Filipinler, düşük-orta gelir seviyesine sahip bir ülke. Araştırmacılar 1983’ten bu yana Dünya Bankası verilerine göre gayrisafi milli hasılanın 645 dolardan 2 bin 989 dolara yükseldiğine işaret ediyor. 1983’te ABD’de gayrisafi milli hasılanın 15 bin 561 dolar olduğu göz önüne alınırsa aradaki farkın ne kadar çarpıcı olduğu ortaya çıkar.

1983’teki çalışma, o dönem doğan bebeklerin, bebekliklerinden başlayarak sosyoekonomik statü vb. parametreler açısından takip edilerek kayıt alınması üzerineydi. Yeni çalışma 2005 yılında, bu bebekler 21 yaşına geldiklerinde katılımcılardan toplanan kan örneklerinde yapılan DNA metilasyon analizini ve buradan elde edilen sonuçların sosyo-ekonomik statü belirteçleri baz alınarak karşılaştırılmasını içeriyor. Çalışmada yapılan analizler 1537 gen üzerindeki 2 bin 546 farklı bölgede DNA metilasyon izlerinin, sosyoekonomik statüyle ilişkili olarak değiştiğini gösterdi.

Araştırma, yoksulluğun epigenetik izlerininin genomun (epigenomun) önemli bir bölümüne işlendiğini gösterdi. Araştırmanın güvenilirliğini arttıran en önemli parametreler, örneklem sayısının oldukça yüksek olması ve çalışmada 1983 yılından bu yana sosyoekonomik statü belirteçlerine dair de veri biriktirilmesi. Sıra bu epigenetik parmak izlerinin hangi hastalıklarla ilişkili olduğu ve insan sağlığına olan etkilerini ortaya çıkarmaya geldi.

1- McDade et al. (2019). Genome-wide analysis of DNA methylation in relation to socioeconomic status during development and early adulthood. American Journal of Physical Anthropology.doi:10.1002/ajpa.23800

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa