'Mızıka' meselesi
Fotoğraf: Envato
Kirvem,
Yerel seçimlerin nasıl noktalanacağı henüz tam anlamıyla kesinleşmediği için memleket sathında yine hafiften hafife bir huzursuzluğun eşiğinde debelenip duruyoruz...
Hayli zamandan beri yerel seçimlerden ziyade nedense genel seçimler havasına bürünen bu patırtılı, gürültülü, sazlı, sözlü, hakaretlerin yağıp gürlediği tozlu, dumanlı ortamın ardından, ehh gari çok şükür bu seçim faslının da sonuna nihayet gelip dayandık, “Harç bitti yapı paydos” kuralınca bundan kellim herkes inşallah kendi işine gücüne bakıp, kendi nafakasının peşinde koşacak, ortalık sessiz, sakin bir sütlimana kavuşacak derken, maalesef daha yolun başındayken ne hikmetse sil baştan çıkmaz sokaklara doğru dümen kırmaya başladık...
Yıllar yılı her fırsatta birlik ve beraberlikten dem vururken, şimdilerde neredeyse tamı tamına ortasından ikiye bölünmüş bir karpuz misali, kimilerimiz kendimizce karpuzun kan kırmızısı, albenili tatlı kısmını sözüm ona temsil ederken, buna mukabil kimilerimiz de hesapça aynı karpuzun sararıp solmuş, kabaktan farksız tadıyla ortalık yerde “biçare” kalmış haldeyiz...
Aslında aynı bostanda, aynı güvercin gübresiyle yetişen karpuzların tümü sadece dış görünüşleriyle değil, keza siyah veya kahverengi çekirdekleriyle de neredeyse birbirlerinin kopyası oldukları halde, yine de ortalıkta bitip tükenmeyen bir didişme sürüp gidiyorsa, o zaman kabahati bu tarla da mı, yoksa tarlayı ekip biçen “bostancı başı”nın beceriksizliğinde mi aramak gerekir acaba?..
Atalarımız “Ne ekersen onu biçersin” deyip buyurduklarına göre, demek ki kabahat tarladan ziyade, tam aksine arpa ektiği halde, buna rağmen mahsul olarak illa da buğday toplamayı inatla sürdüren, bunu da bir marifetmiş gibi huy edinen “acemi çiftçiler”in bu çarpık davranışları sanki ayan beyan açıkça mı sergiliyor ne!
Nitekim ülkemizde eksiğiyle gediğiyle de olsa yine de elhamdülillah yürüyen bir demokrasimiz var; zamanı gelip dayandığı için yerel seçimler doğrultusunda belediye başkanlarımızı, muhtarlarımızı seçip yolumuza halkın vereceği karar doğrultusunda devam edeceğiz diyerek milletimizin kahir ekseriyetinin onayına baş vurmak İçin sandıklara yönelip böylece bu bapta “irade”mizi beyan ettik ama, ortalıkta dönüp duran fırıldaklara bakılırsa; anlaşılan o ki, on yedi yıldan beri ektikleri tohumların gari içinin puç ya da tümüyle kof olduğunu nihayet ister istemez gören gözler bu gerçeği efendice kabullenmeleri gerekirken, bunun yerine “mızıkçılık” edip, böylece kendi keyiflerince yine istedikleri makamda “mızıka” çalmaya kalkıştıkları için, bu seçim faslının önümüzdeki günlerde gerçekten de halkımızın iradesi doğrultusunda mı, yoksa bu gidişle doğrudan doğruya Cibali Karakolunun yolunu tutup, dolayısıyla affedersiniz zamanı yine “piç”mi edeceğiz, bunu milletçe hep beraber izleyip göreceğiz Kirvem!..
- Bitmeyen yazı* 05 Nisan 2022 00:14
- ‘Saltanat kayıkları’ meselesi 19 Mart 2022 23:23
- 'Ayıp' meselesi 12 Mart 2022 23:00
- ‘Yamuk beyinler’ meselesi 05 Mart 2022 21:31
- ‘İp ipullah sivri külah’ meselesi 26 Şubat 2022 23:05
- ‘Laklakiyat’ meselesi 19 Şubat 2022 20:45
- ‘Saz çalıp çığırmak’ meselesi 12 Şubat 2022 22:00
- ‘Demirkazık’ meselesi 05 Şubat 2022 23:20
- ‘Minik serçe’ meselesi 30 Ocak 2022 02:15
- ‘Enkaz’ meselesi 23 Ocak 2022 02:43
- ‘Rektifiye’ meselesi 16 Ocak 2022 03:40
- "Aç tavuk" meselesi 09 Ocak 2022 02:30