02 Mayıs 2019 19:20

Cumhurbaşkanlığı, sendikacılık ve seçimler: Araçsal düşünmenin bölücülük rolü

Cumhurbaşkanlığı, sendikacılık ve seçimler: Araçsal düşünmenin bölücülük rolü

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cumhurbaşkanı Erdoğan sanki sendikalı olmuş, ayrımcılık ve işçi kıyımlarını eleştirmiş: “31 Mart seçimlerinin ardından kimi belediyelerde sendika üyelerine veya işe giriş tarihine bakılarak ayrımcılık yapıldığına, hatta insanlarımızın aşıyla işiyle oynandığına dair üzücü haberler alıyoruz. (…)  Kimi sendikaları makbul, kimi sendikaları öteki olarak gören kafa, 28 Şubat dönemi kafasıdır. Birileri bu kafayı yeniden hortlatmaya çalışıyor. Biz hiçbir sendikaya kendi arka bahçemiz olarak bakmadığımız gibi kimsenin de sendikaları arka bahçesi haline getirmeye çalışmasına da rıza göstermeyiz. (…) Şimdi bu zihniyetin belediyelerdeki işçi kıyımına varan uygulamalarıyla karşı karşıyayız. Bir yerde kimin çalışıp, kimin çalışmadığını en iyi oradaki emekçiler bilir. Gidersiniz onlara sorarsınız, çalışana hakkını verirsiniz, çalışmayana da yol verirsiniz. Böyle bir tasarrufa kimse de karşı çıkmaz ama evine ekmek götürmek dışında bir çabası olmayan insanları sırf siyasi veya ideolojik sebeplerle mağdur etmenin, ekmeğiyle oynamanın vebalinin altından da kimse kalkamaz.”

MEMUR-SEN: AKP DÖNEMİNDE 42 BİNDEN 1 MİLYONA

AKP döneminde, eğitimde özelleştirmeleri bile savunan Memur-Sen'in üye sayısı 42 binlerden 1 milyonlara çıkıyor. Kamu-Sen'in üye sayısı 329 bin iken 394 bin oluyor.

TÖS'den bu yana sendikalaşmayı ana ilke edinmiş ve Türkiye'de memur sendikacılığının temel taşı olmuş KESK'in üyeleri yükselme sisteminin neredeyse tümden dışına itiliyor, ağır bir basınç uygulanıyor, üye sayısı 262 binlerden 146 binlere düşüyor.

Memur-Sen'in bu büyümesi, LİYAKAT düzenini bir yana bırakıp gerek ilk atamalarda gerekse yükseltmelerde Memur-Sen referansının esas alınması, diğer sendika üyelerine baskı ve ayrımcılık yapılması yoluyla sağlanmış bulunuyor. AKP döneminde hemen tüm devlet daireleri ve okul müdürlüklerine Memur-Sen üyeleri atanmış bulunuyor. Başkanları AKP milletvekilleriyle ödüllendiriliyor. Memur-Sen Onursal Başkanı Ahmet Gündoğdu Cumhurbaşkanlığı Eğitim Politikaları Kurulu üyeliğine de atanmış bulunuyor.

AKP'NİN ARKA BAHÇESİ MEMUR-SEN

Tüm seçim ve referandumlarda Memur-Sen AKP için çalışıyor. Bunun için tek bir örnek vermek yeterli: 3 Haziran 2018. Seçim öncesi. Memur-Sen'in “Ankara Buluşması” adlı Ankara Tevfik İleri İmam Hatip Lisesinin bahçesinde düzenlenen iftar programında Genel Başkan Ali Yalçın yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceklerini söyleyerek, “Biz 16 Nisan'da Memur-Sen ailesi olarak 350 merkeze inip neye evet dediysek, 24 Haziran’da da abdestimizden hiç şüphemiz yok. Ona evet demek için sandığa gideceğiz” dedi.

‘KURAL İŞİME GELİRSE KURALDIR’ DÜŞÜNCESİ BÖLÜCÜLÜKTÜR

AKP ve ne yazık ki İslami kesimler dine dayandırılmayan her tür normu ve yapılanmayı, ancak kendi işlerine geldiği kadar kullanıyor; liyakate, temel hak ve özgürlüklere, anayasa veya yasalara ve demokratik değerlere bir saygısı bulunmuyor. Din devleti (şeriat ve padişahlık) dışındaki devlet anlayışı da araçsal demokrasi ve sendika söylemi de.

Samimiyetsiz ikiyüzlü bir söylem kalıyor geriye, kendi işime gelirse doğru, işime gelmezse yanlış anlayışı hakim oluyor.

Devlet dairelerinde kendinden olmayan sendika ve memurlar ayrımcılığa uğruyor, seçimlerde kendisiyle iş birliği yapmayan partiler ve üyeleri. AKP lehine çıkmayan seçimler haziran 2015’te de mart 2019’da da yok sayılıyor.

Araçsal akıl insanlığı ve Türkiye’yi yok ediyor. Emperyalizm ülkeleri işgal ederken insan hakları ve demokrasi söylemini nasıl kullanıyorsa AKP aynısını Türkiye’de yapıyor. Kural herkes için aynı değilse ortaya yalancılığın ötesinde grupları kategorize edip ayrıştırdığı için büyük bir kamplaşma, daha da ötesi bölücülük çıkıyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa