Hiçbir şey değişmesin diye bir şeyler olsun
“Hiçbir şey olmasa da kesinlikle bir şeyler olduğuna emin” Ali İhsan Yavuz, önceden fark edemeyip şimdi idrak ettiği o bir şeylerin peşinde, bitmiş seçimlerin gündemini kaynatmaya devam ediyor. Birtakım kişilerin birtakım belgelerle, muhtemelen ve kesinlikle, bir şeyler yaptığı iddiasıyla Yavuz, YSK prosedürünün dibini eşeledikçe eşeliyor. Halüsinasyonlarla gerçeklerin birbirine karıştığı böyle iyi kafalarda iyi saatte olsunlarla kanlı canlı YSK divan kurup istişare edebilir. “Biz demiyoruz ki CHP yapmıştır, ama birileri CHP yararlansın diye bir şeyler yaptı” diyor genel başkan yardımcısı, AKP’nin YSK işlerinden sorumlu kişisi. YSK’nin 1999 yılındaki kararına istinaden “Seçim hizmetlerinin düzenli ve sağlıklı yürütülebilmesi için sandık kurul başkanı ve üyelerinin tarafsız kimselerden oluşması gerekmektedir” diye hatırlatıyor. Meğer değilmiş! Ama zaten olmadığını biliyoruz. Çünkü o sayede atı alan Üsküdar’ı geçiyor, trafoyu kediler basıyordu. Ama seçim sistemini, sandık kurullarını, oy sayma sürecini önceden belirleyen irade iktidarda ve onun kurduğu oyunun kurallarına göre oynanan son oyunda biri kazandı. Gerisi mızıkçılıktan ibaret. “Partilerin denetleyemeyeceği yerlerde kesinlikle bir şeyler oldu” demekten başka bir şey yapmayan bu etkili ve yetkili şahsın her şeyi yutan bir kara delik, derin bir karanlık, gizli güçler iması ve çeşitli şayialarla “murdar” etmeye çalıştığı seçim ve süreci gökten inmedi tabii ki; gayet el ve ev yapımı bir mamul olarak seçmene pazarlandı. Bütün kurumlar önceden ve zaten bahşedilmiş, kazanmaya ve kazanana yarayan yetkilerini kullandılar ve olan oldu. Bitti!
Şimdi el feneriyle birtakım usulsüzlük ve kanunsuzlukların peşinde güya adalet arayan güya Diyojenlerin seçim köpürtmesine maruz kalmaktan kurtulabilsek de mevcut sonuçlarla baş etmek için “kesinlikle bir şeyler” yapmaya çalışanların mevzuatı nasıl kastıklarını takip etsek. Önce savcılıkların müdahalesiyle KHK’li olup da seçilenlerin mazbataları toplandı. Başvurularına “göz yumulan”, seçildikten sonra ne hikmetse KHK’li oldukları fark edilenlerin uzaklaştırılmaları Yavuz’un tarif ederken karnına kramp giren kara delik sayesinde mümkün olabildi mesela. O delik her yasayı, kuralı içine içine emiyor, yok ediyor. Şimdi ilçe seçim kurullarını kanun koyucu yerine koymakla suçlayan kişi, fiili duruma göre yasa çıkarmanın, yasa esnetmenin, bir kanunla ötekinin önünü kesmenin pek de marjinal olmadığı bir ülkede konuştuğunu unutsa da kendi ektiğini biçtiğini fark etmiştir aslında. “Fark ettik” diyor ya, öyle bir şey bu. Bu nereye çeksen uzar durumu partisi yarattı, işine yaramadığı halinden bile siyaseten bir şeyler oldurmaya çalışıyor şimdi de!
Muhalefete kaptırdığı belediyeleri çalıştırmamak için Büyükşehir Yasası ile belediye yasasını değiştirmeyi gündemine alan AKP; imar başta olmak üzere büyük şehrin yetkilerini elinden almayı, metro gelirlerini tırpanlamayı, belediyelerin 5 yıldan uzun süre borçlanmasının önüne geçerek mali kaynaklarını daraltmayı, belediye yetkilerini bakanlıklara dağıtmayı ve nihayet belediye başkanlarının Belediye Meclislerindeki yetkisini tırpanlamayı gündemine almış görünüyor.
Belli, belediyeleri öyle bırakmayacak. Seçim yenilense de yenilenmese de kazanan hep kendisi olsun diye dolanacak da dolanacak. Kesinlikle bir şeyler oldurulacak, illa ki!
Kayyum cumhuriyetlerinde egemenliklerinin ilelebet payidar kalacağını zannederek belediye binalarını altın kaplamalı banyo eklemeleriyle rezidansa çeviren baş memurların haleflerine yığdığı borçlar har vurup harman savurmanın tek örneği değilmiş. Bunlar Kürt’ün parası deniz, yemeyen domuz muamelesi çekerken kendilerini son derece haklı görüyorlardı. Emeksiz itibar elde edip hazıra konanlar kendilerini haklı çıkarmanın çeşitli yolunu bir şekilde bulur. Ama şimdi bir AKP’li başkandan sonrakine intikal ederek belediyeleri zora sokan borçlar da birer birer ortaya çıkıyor ve bu “yeme” işinin genlere işlemiş bir şey olduğu iyice göze sokuluyor. Birbirine siyasi bir zincirle bağlı olanların ödünç konfordan vazgeçmesi de kolay olmuyor.
AKP’nin YSK’den sorumlu kişisi olan bitenin, belediye rantlarıyla kalkınan tufeyli bir kastın altın varaklı muslukta yıkasalar da temizleyemedikleri kirli icraat sayesinde gerçekleştiğini söyleyecek değil. Biz bu konforu terk edemeyiz diyecek değil. O seçmeni de siyaseti de kendi mistik şehadetiyle oyalasın ki diğerleri bir kurum nasıl işletilmez ona kafa yorabilsinler. Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şeyler olsun. Hiçbir şeyin değişmemesi için bir şeyler değişsin…
Faydası olur mu? Kendileri de emin değil. Çünkü geliyor gelmekte olan… Hani çok korktukları.
Evrensel'i Takip Et