Özgürlüğün arkasına saklanmak
Önce öylesine okuyup geçiverdim. Sonra birden okuduğum cümledeki fikir cisimleşti, kafama donk donk vurmaya başladı: “Düşünce özgürlüğünün arkasına saklanıp…” diyordu cümledeki fikrin sahibi ve düşünce özgürlüğünün arkasına saklanmakla olumsuzladığını düşündüğü yabancı devleti temsil edenin açıklamalarını karşı ithamla eleştiriyordu. Cümledeki fikrin yabancı devleti itham eden ve eleştiren kısmı beni pek ilgilendirmedi; ancak bir “Özgürlüğün arkasına saklanmak” fikrindeki özgürlüğü korkaklığın kalkanı gibi görüp onu kötüleme becerisine takıldım kaldım.
“Bir özgürlüğün arkasına saklanmak” ifadesini tekerler buldum kendimi; tekerleme aklıma düştü, sonra dilime indi. Ve art arda okuduğum kısa haberleri tekerlemedeki fikriyat nakaratıyla tamamlamaya başladım.
“Savaş bir halk sağlığı sorunudur” diyerek barışı savunan TTB Merkez Konseyi üyelerine hapis cezaları verilmiş: Demek ki mahkeme ‘Sağlık hakkının arkasına saklanarak’ savaşa karşı çıkmayı uygun görmemiş.
Tecride karşı açlık grevinde olan çocukları için nöbet tutan annelere polis müdahale etmiş. Demek ki polis ‘Analık hakkının arkasına saklanan’ kadınların gösterisini haklı bulmamış.
Bir milletvekili “KHK’liler direnmeye, dayanışmaya devam edecekler ve sonunda kazanacaklar” demiş. ‘Çalışma hakkının arkasına saklanan’ milletvekilinin temennisi gerçekleşir, umarım.
Aynı milletvekili “Bir cezaevinde gardiyanlar oldukça kötü muamele yapıyormuş” diye açıklama yapmış. Bu kez ‘Kötü muameleye maruz kalmama hakkının arkasına saklanmış’ milletvekili.
“Çocuklar ölmesin” dediği için hapis cezasına çarptırılan Ayşe Çelik “Çocuklar ölmesin demeye devam edeceğim” diyerek ‘Yaşam hakkının arkasına saklanmaktan’ geri kalmayacağını bildirmiş.
İzmir TARİŞ fabrikasında işten çıkarıldıkları için ‘Çalışma hakkının arkasına saklanarak’ direnişe geçen işçiler ile destek veren sendika yöneticilerine hapis cezaları verilmiş.
Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nde “Türkiye dünyadaki 180 ülke içinde 157 inci sırada” denilmiş ve ‘Basın özgürlüğünün arkasına saklanılarak’ Türkiye’nin 23 ülkenin önünde olduğu gerçeği saklanmış.
Anayasa Mahkemesi çoğunluk kararıyla Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının ve Ahmet Altan ile Nazlı Ilıcak’ın uzun süre tutuklu kalmalarını hak ihlali olarak görmemiş. ‘Tutuksuz yargılanma hakkının arkasına saklanmak’ Anayasa Mahkemesi üyelerinden dokuz tanesine sökmemiş.
Bir cezaevinin bir koğuşu çok kalabalıkmış, üç kişi bir yatakta yatıyormuş ve psikolojileri çok bozukmuş, sabrediyorlar ama dayanamıyorlarmış. Cezaevi kurallarına ‘Sağlık hakkı ve özel yaşam güvencesi haklarının arkasına saklanarak’ karşı çıkmanın faydası olmamış.
Akbank’ta ‘Sanat özgürlüğünün arkasına saklanılarak’ düzenlenen İnsanın Yeni Gündemi başlıklı sergi 25 Mayıs’a kadar devam edecekmiş.
Mahmut Oral “Bir kere otosansüre başvurduğunuz zaman kendinizi en derindeki hapishanelerden birine hapsediyorsunuz” diyerek ‘Susma hakkının arkasına saklananları’ eleştirmiş.
‘Mülkiyet hakkının arkasına saklanan’ bir yarış atına icradan alıcı çıkmamış.
Hayko Bağdat ‘Düşünce özgürlüğünün arkasına saklanarak’ “Uyumadım” diye tvit atmış.
Avrupa Komisyonu Başkanı Junker “Libidomuzu kaybettik” demiş. Hangi ‘özgürlüğün/hakkın arkasına saklanmış’ bilemedim.
Her haberi ‘Özgürlüğün arkasına saklanarak’ nakaratıyla okumaktan sıkıldım; ‘Tembellik hakkının arkasına saklanarak’ şöyle bir dolanmaya çıkmayı daha akıllı buluyorum.
Evrensel'i Takip Et