06 Mayıs 2019 20:00

Denizler devrim demektir

Denizler devrim demektir

Fotoğraf: Envato

Paylaş

ODTÜ’lü gençlerin her yıl geleneksel olarak tekrarladıkları “Bahar Şenliği”ni bu kez atanmış rektör, olmadık gerekçelerle yasaklamaya çalıştı. Atanmışlar, bürokrasi yani, oldubitti, ne “aşağı”nın dert ve tasalarını anlamış ne de “aşağıdan”, halktan, halkın evlatlarından gelen taleplerden hazzetmiştir!

Atanmışlar, bürokratlar, bürokrasinin egemenliği halkı ve halkın evlatlarını, halk ve evlatlarıysa onları hiç sevmemiştir. Ne dün, ne bugün, ne yarın!

Bürokrasi, militarizmin yanı sıra, sömürüsü altındaki halka, işçi ve emekçilere kendisini dayatma ve sömürü düzenini sürdürme peşindeki kapitalist tekellerin egemenliğinin aygıtıdır. Dün feodal aristokrasinin aletiydi. Daha önceyse köle sahiplerinin. Ama hiç halka hizmet etmedi, hiç onun egemenliğinin dayanağı olmadı.

Olağan zamanlarda bürokrasi ve militarizmin dayattığı tekelci egemenliğin sözünün geçmesi adettendir. Ancak her zaman değil. Talepler de mücadeleyle dayatılır, yine mücadeleyle haklar kazanılıp alınır. ODTÜ’de de öyle olmuş, yasak püskürtülüp şenlik yapılmıştır.

Atanmış memurun halkın evlatlarının karşısına dikilmesinde anlaşılmayacak şey yoktur. ODTÜ özelinde “sağlam” bir gerekçesi de vardır. Şenliğin önemli bir etkinliği olarak, Moğolların coşturduğu gençlerin toplandıkları stadyumun tribünlerinde büyük harflerle DEVRİM yazmaktadır. Aralarında Deniz olmadan Denizler yazmışlardır. Çünkü Denizleri tanımlayıcı nitelikleridir, devrim.

Denizler devrimcidirler.

Laftan ibaret değildir. Denizler, artık tekelleşmiş olan kapitalist sömürü düzenini değiştirmek için mücadeleye atılmışlardır. Sömürünün ortadan kalkmasını, insanın insan tarafından sömürülüp ezilmesinin son bulmasını istedikleri için tekelci kapitalistler ve bürokratik aygıtları tarafından eşkıya ilan edilmişlerdir. Halk tarafından efsaneleştirilip yüceltilmelerinin, yüz binlerce çocuğa Deniz, Sinan, İnan... adları takılmasının nedeni de aynıdır. Sömürücü zalimler katledilmeleri vaciptir derken halkın onları bağrına basmasında anlaşılmayacak hiçbir şey yoktur!

Denizler bu nedenle karşı çıktıkları emperyalizmi hedef almışlardır. Çünkü emperyalizm, sadece NATO ve 6. Filo ya da ikili anlaşmalarıyla Amerikan üslerinden ibaret değildir. Ama bu siyasal ve askeri saldırganlık aygıtları kadar bütün bunlar tarafından korunup devamı garanti altına alınmaya çalışılan kapitalist tekellerin egemenliğidir. Bankaları ve sınai tekelleriyle ekonomik, mali, ticari... ağlarını Türkiye dahil tüm dünyaya yayan uluslararası kapitalizm –emperyalizm budur. Türkiye ve dünya işçi sınıfı ve emekçilerini sömürü çarkları arasında canından bezdiren, emek-gücüne karşılıksız el koyduğu kadar yer altı ve yer üstü kaynaklarını yağmalayan emperyalizm... Yürüttüğü sömürü ve talanda kendisine yerli işbirlikçiler de bulduğu kuşkusuz olan emperyalizm.

Sömürü düzenine son vermek için mücadeleye girişen Denizlerin hedefi bu açıdan tartışma götürmeyecek türdendir: Emperyalizm ve yerli işbirlikçileri. Emperyalist tahakküme son vererek tam bağımsızlığı sağlamak ve işbirlikçilerin egemenliğini devirerek gerçekten demokratik Türkiye’yi kurmak. Ya da bağımsızlık ve halk iktidarı.

Ya emperyalistler ve işbirlikçileri egemen olmaya devam edecek ya da devrimle bu egemenliğe son verilerek halkın egemenliği sağlanacaktır. Ortası yoktur!

Emperyalizmle uzlaşma yoktur. Pazarlık yoktur!

Son sözler manifestodur. Yürünecek yol gösterilmiştir. Amaç sosyalizmdir. Emperyalistler, işbirlikçileri, NATO ve Amerikan üslerinin bekçileri mahkum edilmiştir. Devrim, işçi ve emekçilerin eseri olacaktır.

Emperyalizme karşı ayağa kalkmak ilk adımı atmaktır.

Devrimci olmak ve kapitalist tekellerle mali sermayenin egemenliğini devirmeyi şiar edinmek, emperyalizme karşı çıkmanın şartıdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa