İner misin, çıkar mısın?
Televizyonlardaki şovların geçmişi çok eskiye dayansa da ülkemizde bu “kültür” tek kanal çağından sonraya dayandığı için yeni bile sayılır. Ekranda görülen her şeyin ‘gerçek’ kabul edilmesi ise hâlâ aşılamamış bir tabu adeta. Malcolm X’in “Eğer dikkatli olmazsanız gazeteler mazlumlardan nefret etmenizi, zalimleri ise çok sevmenizi sağlar” sözünü okur yazarlık oranının düşüklüğünden mütevellit, televizyona uyarlamamız pekala mümkün. Sanal bir gerçeklik inşa edilerek her şey yolundaymış veya orada görülen figürlerin hepsi zaten ‘öyleymiş’ imajı oturtulmaya devam ediyor… Buna son yılların yükselen medya platformu Youtube’u da dahil edersek uzun süre bunun böyle gideceğini söyleyebiliriz.
Benzer bir sanal gerçeklik, Bölgesel Amatör Lig’e de hakim. BAL statülerinden pek çok kez bahsettim, özet geçmeye çok da gerek duymuyorum ama il kontenjanı mevzuunu kısaca anımsatayım. İl kontenjanına göre her şehre belli sayıda takım hakkı tanınıyor ve bu rakama göre kendi şehir takımları arasında son sırayı alan kulüpler düşme hattında olmasa dahi, bir alt lige düşebiliyor.
Geride bırakmaya hazırlandığımız 2018-2019 sezonunda düşme hattında olmadan BAL’dan düşen kulüplere bir göz atalım mesela…
BAL 1. grupta Bingöl takımı Karlıova Yıldırımspor; 10. sırada olduğu ve doğal olarak düşme hattı ile arasına iki takım bırakabildiği halde il kontenjanı gereği küme düştü.
BAL 3. grupta ise grubunu altıncı olarak bitiren, üstelik bir üst sırasındaki Yakutiye ile aynı puanda, iki üst sırasındaki Tonya Doğanspor’un ise bir puan altında olan Araklı 1961 Spor; Süper Amatör Lig’e düştü.
BAL 6. grupta grup dokuzuncusu, bir üst sırasındaki aynı şehrin takımı 1926 Polatlı Belediyespor ile aynı puanı toplayan Ankara DSİ; statüler gereği bir alt lige düştü.
BAL 7. grupta ise 11. ve 12. sırada yer alan Didim Belediyespor ile Kuşadasıspor il kontenjanı nedeniyle küme düşerken, bir dip not belirtmek lazım; örneğin grubu 5. bitiren Sökespor bir üst lige çıkacak konumda olsaydı Didim temsilcisi en azından baraj maçı oynayacaktı.
Benzeri şekilde BAL 8. grupta grup ikincisi Maltepespor 3. Lig’e yükselebilseydi, grubu 9. sırada ve düşme hattının 11 puan üstünde bitiren Gaziosmanpaşa küme düşmeyecekti.
BAL 10. grupta bir puanla kümede kalan Beylerbeyi ile düşme hattına beş puan uzaktaki Sakarya temsilcisi Karasuspor; il sıralamalarında en alt basamakta yer aldıklarından sebeple Süper Amatör’e yolcu oldular.
Statüler gereği küme düşen takımların en çok olduğu grup ise BAL 11. grup oldu. Dokuz puan fark atmasına rağmen küme düşme hattının sadece üst basamağında yer alan Çorlu 1947, grubu sekizinci bitiren Biga Adaspor ve liderin sadece beş puan gerisinde olup grup beşincisi olan Kartalspor; il kontenjanı kuralı gereği doğrudan bir alt lige düştü.
Başarı ve başarısızlık kavramlarını bu denli dans ettirmeye ne gerek var, yıllardır çözemiyorum. Belirli bir puan kotası veya en azından sıralama hakkı tanınarak ligde belirli konuma gelebilen kulüplerin il kontenjanından muaf tutulması gibi en azından daha “insani” uygulamalar neden getirilmez?
Futbolcu yetiştirme şovunun arkasına sığınıp, yıllardır bir tane futbolcunun parlayamadığı bir ligde at koşturmak kolay olduğu için mi?
Evrensel'i Takip Et