Eğitimde "yeni sistem", gençliği AKP ideolojisine kazanmanın versiyonu
Fotoğraf: Envato
AKP’nin iktidara geldiği 2002’den beri bu kaçıncı “eğitim reformu”dur, konunun uzmanları bile tam bilemiyor!
Bu kervana önceki gün, “tek adam yönetimi”nin ilk hükümetinin Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk da katıldı.
Bakan Selçuk, arkasında bir eğitim felsefesi olduğu intibaı uyandırmak için kurulmuş cümlelerle bu son sistemi “Lisede Ne Yaptık?/Ortaöğretim Tasarım Tanıtım Toplantısı”nda tanıttı.
Selçuk’un açıklamasına göre, yeni ortaöğretim sistemi, 2020-2021 eğitim öğretim döneminden itibaren 9’uncu sınıflarda uygulanmaya başlayacak. Bu sisteme uygun ilk üniversite giriş sınavı ise 2024’te yapılacak!
Bakan, kuracakları sistemin 2040 yılına hazırlık için yapıldığını iddia ediyor. Ama selefleri gibi Selçuk’un “reform”unun ömrünün de birkaç yıl bile olmayacağını söylemek daha gerçekçidir.
EĞİTİMİN İÇERİĞİNİ EGEMEN SINIFIN İDEOLOJİ VE SİYASETİ BELİRLER
Elbette eğitim gibi, bir sistemin oturması ve sonuçlarının ortaya çıkmasının yıllar alacağı bir alanda, birkaç yılda bir sistemin tepeden tırnağa değiştirilmesi sistemin başındaki kişilerin bilgisizliği, yeteneksizliği, ellerindeki imkanın yetersizliği gibi nedenlerle açıklanamaz.
Tersine burada belirleyici olan iktidarı elinde tutan egemen gücün politik ve ideolojik tutumudur.
Her ne kadar egemenlerin sözcüleri, “Eğitim konusu her tür siyaset ve ideolojinin dışındadır” iddiasını bir slogana dönüştürmüş olsa da gerçek tam tersidir. Eğitimin amacı; egemen sınıfın yeni kuşakları kendi ihtiyaçlarına uygun bir zihniyete ve bilgiye sahip olarak yetiştirmesidir. Bu yüzden de egemen sınıflar gençliği, kendi düzenlerini savunacak bir zihniyetle ve ucuz işgücü kaynağı olarak yetiştirmek ister.
Yani eğitimin neyi öğreteceği bizzat egemen sınıfların siyasi temsilcileri tarafından ortaya konan hedefleri gerçekleştirmek üzere belirlenmektedir. Eğitim sistemi de bu içeriğin pratiğe geçirilmesi için biçimlendirilmektedir.
AMAÇ: YENİ KUŞAKLARI AKP ZİHNİYETİYLE EĞİTMEK
Yani eğitimin, neyin nasıl öğretileceğinin her birkaç yılda bir “sistem değişikliği” yapmak zorunda kalınmasının asıl nedeni, iktidarı elinde tutan sınıfın ve onların siyasi temsilcilerinin yeni kuşaklara güvenli bir gelecek sunamaması, yeni kuşakların “sistemin bekası” olarak yetiştirilmesindeki başarısızlıklarıdır.
AKP iktidarının, eğitim sistemindeki değişiklikleri motive eden zihniyeti;
- Kurtuluş Savaşı’nı keşke Yunan kazansaydı! (Kadir Mısıroğlu, Fesli Kadir namlı tarihçi)
- Muhafazakar bir toplumun inşası için “dindar ve kindar nesiller” yetiştirmeliyiz. (Erdoğan)
- Cihadı bilmeyene matematik öğretsek ne olacak ki? (Erdoğan’a çok yakın bir AKP milletvekili)
- AKP’ye verdiğiniz oy, mahşerde cennete giriş belgeniz olacak! (AKP’li sözcülerin seçim kampanyası konuşmaları)
- Midelerini doyurduk ama neticede durum böyle. Karnını doyuruyorsunuz, her türlü ihtiyacını karşılıyorsunuz ama yine de oy vermiyor. Mideye değil (kafasını göstererek) artık buraya bakacağız” (Erdoğan)
- Cami merkezli bir sosyal yaşam kurmalı, çocuklar ve kadınları da bu cami merkezli yaşamın içine çekmeliyiz! İstanbul (seçimini) Yunanistan kazandı! (AKP’li İstanbul-Esenler Belediye Başkanı)
AKP’nin eğitimde yapmak istediği onca girişimin amacı; yakın geçmişte çok yönlü olarak tartıştığımız AKP zihniyetinin itirafı olan bu ifadelere yansıyan zihniyetin gençliğimize mal edilmesidir!
Ötesi laf kalabalığıdır.
LAİK, DEMOKRATİK, BİLİMSEL, ANA DİLİNDE, PARASIZ EĞİTİM MÜCADELESİ GÜÇLENECEK
Önceki gün Bakan Selçuk’un açıkladığı “sistem”, son yıllardaki, muhafazakar toplum inşası hedefine uygun dinci, cihadist kuşaklar yetiştirme anlayışının eğitimdeki yansımalarının “Ziya Selçuk versiyonu”dur.
Siyasetteki gelişmelerle birlikte ele alındığında bu sadece Ziya Selçuk’un değil “tek parti tek adam yönetimi”nin “yeni eğitim sistemi”ni, gençliğimizin ve halkımızın reddedeceğini, bu sistemin arkasındaki zihniyete giderek artan bir dirençle karşı duracağını şimdiden söyleyebiliriz.
- Erdoğan’ın her vesileyle eğitim ve kültür alanında başarısız olmaktan söz etmesi,
- İmam Hatipler üstünden orta öğretimin maniple edilmesi girişiminin “geri teptiği”nin iktidara yakın kesimlerce bile artık kabul edilmesi,
- Mevcut eğitim sisteminin toplumun her kesimi tarafından reddedilmesi,
- “Ziya Selçuk sistemi”ne daha ilk günden başlayan “gerici, ideolojik, özelleştirmeci” gibi ciddi eleştirilerin olması, bu sisteme karşı “toplumsal direncin” süreceğinin ilk işaretleridir.
Bu direncin; yarım yüzyıldan fazla bir zamanda beri süregelen laik, demokratik, bilimsel ana dilinde, parasız eğitim mücadelesini ilerletmenin vesilesi olacağı, dolayısıyla eğitim alanında süren mücadelenin zeminini genişletip keskinleştireceği de tartışmasızdır.
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44
- Ülke ve halkın sorunlarını çözmeyen iktidar yeni suç ve cezalar ihdas ediyor 13 Kasım 2024 04:58
- Sermaye ve emek güçleri arasında sert mücadeleler dönemi! 10 Kasım 2024 04:46
- İktidar kayyımı muhalefeti ezmenin koçbaşına dönüştürüyor 06 Kasım 2024 04:58
- Tek gerçekçi seçenek yığınların siyasete doğrudan müdahale ettiği bir mücadeledir! 03 Kasım 2024 04:47
- İnsanca yaşayacakları bir asgari ücret için işçiler kendi ölçütlerini koymalı! 31 Ekim 2024 07:58
- Sermaye tüm güçlerini emekçilere karşı seferber ederken sendikalar ne yapıyor? 27 Ekim 2024 04:45
- Erdoğan-Bahçeli ittifakı: Büyük iddialar küçük hesaplarla nereye kadar? 24 Ekim 2024 12:49
- Emek mücadelesi için son derece önemli bir dönemin eşiğinde! 21 Ekim 2024 05:04
- ‘Kürt sorununun çözümü’ konusunda demokrasi güçlerinin inisiyatif alma zamanı! 17 Ekim 2024 05:14