23 Mayıs 2019
DİĞER YAZILARI
Rüyada diploma 13 Mart 2025
Kaybettiniz 6 Mart 2025
Örgüt 27 Şubat 2025
Mehmet Türkmen 20 Şubat 2025
Güç bende artık 13 Şubat 2025
Hadi yine iyiyiz 6 Şubat 2025
Sorun modelde 30 Ocak 2025
Tan ile Bulu 23 Ocak 2025
İkinci çocuk 16 Ocak 2025
Pislik 9 Ocak 2025
YAZI ARŞİVİ

Puslu bir İstanbul sabahında Balat’tayım. Duvarlara tebeşirle yapılmış oklar, bıraksak bizi “Çukur”a götürecek. Biraz yukarıda, Draman’da Dilmaç sokakta doğduğumdan, Balat çarşısındaki turşucudan turşu aldığımdan, İzak amcadan alınan buzdolabını mahalle sütçümüzün arabasıyla eve getirdiğimden buraları biraz bilirim. İçinde çukur geçen Çukurbostan var. Bir de Çukurcuma, o da karşıda. Karşı dediğim sandalla geçtiğimiz çocukluğumun karşısı, Haliç’in öte yakası. Boğazın öte yakası ise emekli Melahat ablanın, annemin halasının yaşadığı, bilmediğimiz başka bir dünya.

Niyazi’ye bir çay söylüyorum eski Balat’ın kahvehanelerinin yerini almış modern(?) kafenin demir sandalyesinde. Niyazi mahcup sesleniyor içeriden,

- Abi çay yok, kazan patladı. Türk kahvesi vereyim istersen.

“İstersen” lafı öylesine. Niyazi üniversite bitirmiş, yüksek lisans bile yapmış ama iş yok. Burada

hem aşçı, hem garson, hem temizlikçi, hem her şey. Ara sırada hukukçu işte diplomalarına güvenerek. Laflıyoruz öylesine.

- Çukur neresi Niyazi?

- Arka sokak abi. Dizi çekiyorlar. Bizim Balat’a hiç yakışmıyor. Millet dizide birbirini boğazlıyor.

Bizim buralarda olmaz öyle şeyler. Ama dizi tutuldu. Meraklısı çok. Gelip sokağa bakıp gidiyorlar.

Önümüzden geçen birilerine kulak kabartıyoruz.

-O Kurtlar vadisinde de Muro’ydu.

-Yamaç, işte şu duvara yaslanmıştı.

-İdris’e bu dizi yakışmamış. Adam doktor. Hükümet kadında ne kadar anlamlıydı rolü.

“Seçimler ne olacak Niyazi” diyorum. Kendine de bir kahve yapıp oturuyor yanıma.

- Abi bak şimdi bu iktidar 2002’de başa geldi mi?

- Evet.

- O zamanlar FETÖ’cülerle bunlar kan kardeş değiller miydi?

- Öyle miydiler?

- 2002’den bu yana bu ülkede yapılan üniversiteye giriş, askeri okullara giriş, KPSS ve bilumum sınavlar “şaibeli” ilan edildi mi?

- Edildi.

- Bu sınavlarda soru çalanlar, başkasının hakkını yiyerek o kurumlara yerleşenler tespit edilip

İçişleri, Adalet Bakanlıkları dahil diğer kamu kuruluşlarından temizleniyor mu?

- Eh işte.

- Peki bu adamlar geçen 17 yıl içerisinde kaç yerel, genel, başkanlık, referandum gibi seçim yaptılar? Bu seçimlerde kimler seçildi?

- …

- Şimdi “2 yüz küsur sandıkta usulsüzlük yapıldı, tutanaklardaki rakamlar kaydırılarak bilgisayara girildi” diyenler bu 17 yılda her şey ve tüm teknolojinin yönetimi ellerindeyken ve bu kadar sınavda ne biçim teknik hileler yapmışken seçimlerde kim bilir ne kaydırmalar yapmışlardır. O seçimlerle bir yerlere gelenleri neden bulundukları yerden atmıyorlar.

“Oğlum Niyazi” diyorum, “Hukuk okumuş, hatta yüksek lisans yapmışsın ama boşa. Biat edip hukuk değil de kanun öğrenseydin, kanunun bilmem hangi cümlesinden menfaatine uygun kelimeyi yakalamayı becerebilseydin şimdi kim bilir hangi televizyon kanalında her gece kim bilir neler saçmalayıp para kazanıyordun. Böyle sorular sorarsan kafede garson olursun işte.”

Gülüşüyoruz. “Kahveler bitti, yap bir çay şimdi” diyorum.

Sigarasından bir nefes çekip gözlerini kısıyor.

- Kazan patladı abi. 

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Vergide sahte sefer

Vergide sahte sefer

Maliye Bakanı Şimşek’in servet sahiplerinin vergi ödememesine tepkiler üzerine ilan ettiği “vergi denetimi seferberliği”nden koca bir hiç çıktı. Müfettiş yetersizliği nedeniyle şirketlerin sadece yüzde 2’si denetlendi. Sınırlı denetimde bile kaçırıldığı tespit edilen vergi tüm şirketlerin ödediği kurumlar vergisinin yarısına erişti. Vergi yükü her zaman olduğu gibi bordro mahkumu emekçinin sırtında kaldı.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Suriye’de Aleviler hem katledildiler hem de “Esed artığı”, “mezhepçi fitne”, “provokatör” gibi suçlamalara maruz kaldılar.

Evrensel'i Takip Et