24 Mayıs 2019

YHK kapısında TÜPRAŞ işçisiyle dayanışma ve mücadele

TÜPRAŞ’ta işçiler ve sendikaları TİS’i “masada” bitirmek istemelerine karşın, Koç Holding ve KİPLAS, TİS’i Yüksek Hakem Kuruluna (YHK) götürmek için elinden geleni yapmaya devam ediyor.

TİS’in YHK’nin kapısına kadar gelmesi, patron için bir başarı gibi görünse de patronun amaçları ve yapmak istedikleri konusunda işçiler için de uyarıcı oldu.

Nitekim son günlerde gerek işçiler arasından yapılan haberler, gerekse TÜPRAŞ işçilerinin gazetemize gönderdiği mektuplardan, işçiler arasında, “patron yeni hak taleplerimizi karşılamak yerine, kazanılmış haklarımızı gasbetmek istiyor” görüşünün yayıldığı anlaşılıyor. Dahası bu haberler ve mektuplar, TÜPRAŞ mücadelesinin sadece TÜPRAŞ işçilerinin kazanılmış haklarını gasbetmeyi de geçerek aslında sınıfın kazanılmış haklarına yönelik sermaye saldırısı olduğu gerçeğinin de işçiler tarafından görülür hale geldiğinin de işaretlerini taşıyor.

Daha sözleşmenin üçüncü oturumunda KİPLAS’ın patron koltuğuna oturması ve o zamandan beri de sözleşme görüşmelerinde bir ilerleme sağlanamaması, kendi başına TÜPRAŞ işçilerinin mücadelesini, tüm işçilerin, sınıfın mücadelesine dönüştürdü. Çünkü KİPLAS’ın sözleşmeye müdahalesi; öncelikle tüm kimya iş kolunda, patronların;

1-) TİS’in üç yıla çıkarılması,

2-) Vardiya sitemlerinin yeniden düzenlenmesi izinler, çalışma saatlerini esnekleştirilmesi,... gibi işyerlerinin özelliğine göre değişse de işçilerin çalışma sürelerinin uzatılması, çalışma yoğunluğunu artırılması amaçlı dayatmaları (sömürüyü artırıcı esnek çalışma kuralları) TİS masasına getirileceğini göstermektedir.

Bu dayatmaların elbette kimya iş koluyla da sınırlı kalmayacağı, tersine metal iş kolundaki sözleşmeler başta olmak üzere yıl içindeki ve sonrasında yapılacak tüm sözleşmelerde patronlar için “ilke” haline getirileceği açıktır.

Tabi ki, “sözleşme süresinin üç yıla çıkarılması”, “mazeret izin gün sayısının azaltılması ve 5 vardiyanın 4’e düşürülmesi” dayatmaları TÜPRAŞ işçileri ve sendikalarına kabul ettirilebilirse!

Eğer patron tarafı, TÜPRAŞ işçilerine bu dayatmaları kabul ettirirse, sonraki her iş kolundaki sözleşmelerde işçiler ve sendikaları, sözleşme masalarına 1-0 yenik oturacaklardır.

Tersi olur, Koç Holding ve KİPLAS bu dayatmalardan vazgeçmek zorunda kalırsa, elbette ki diğer sözleşmelerde bu dayatmaları yine TİS masalarına getireceklerdir ama, bu sefer görüşmelere patronlar 1-0 yenik başlayacaktır.

Nitekim Petrol-İş’in Star Rafineri ve PETKİM’de TİS’leri 3 yıllık olarak imzalaması Koç Holding’i 3 yıllık sözleşme için cesaretlendirmiştir. Eğer Patrol-İş bu sözleşmeleri 3 yıllık imzalamamış olsaydı, TÜPRAŞ’ta üç yıllık sözleşme güdeme bile gelmeyebilirdi!

Özet olarak TÜPRAŞ işçileri bugün gelinen yerde, sadece kendileri için değil tüm işçiler, hatta kamu emekçileri için bir mücadele içinde olduklarını fark etmektedirler.

Bu, elbette ki TÜPRAŞ işçisini bilincinin ilerlemesi bakımından önemlidir. Ama bundan da önemlisi, TÜPRAŞ işçilerinin tüm sınıf için mücadele vermesinin, sınıfın geri kalan tarafından anlaşılmasıdır! Çünkü TÜPRAŞ işçisinin mücadelesi hızla, sınıfın diğer kesimleriyle dayanışması olmadan kazanılması zor bir mecraya doğru ilerlemektedir.

Bu yüzden de TÜPRAŞ mücadelesinin her sektör ve işyerlerinden ileri işçilerin gündemine girmesi, işçiler ve kamu emekçileri arasında TÜPRAŞ mücadelesinin tartışılması, dayanışma duygusunun güçlendirilmesi ayrıca önem kazanmış bulunmaktadır.

Bu yüzdendir ki, bu köşeden TÜPRAŞ mücadelesinin belirli bir aşamasından beri dayanışmanın önemine dikkat çekilmektedir.

Öte yandan geçtiğimiz hafta başında Petrol-iş Genel Merkezi’nde rafineri şubeleriyle yapılan ortak toplantı sonrasında, işyerlerindeki eylemlere son verilerek patronun elinin rahatlatılması ve bu ”eylemsizliği görüşmelerin başlaması için bir jest” olarak kullanılmak istenmesi, işçiler arasında tartışmaya yol açtığı, mücadeleci işçilerin bu karardan hoşnutsuz oluğu da gelen haberler içindedir.

Çünkü işçilerin yaşadıklarından çıkardıkları ders; patronların anladığı dilden konuşmadıkça işçilerin isteklerini dikkate almadıkları biçimindedir.

TÜPRAŞ işçileri de bunu yaşayarak görmüşlerdir.

Hele de YHK’nin kapısına gelindiği koşullarda!

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
İSİG Meclisi: 2024'te 71 çocuk çalışma koşullarının kurbanı oldu.

Evrensel'i Takip Et