Acı reçete seçimden sonra

CHP ve İmamoğlu, önceki seçim kampanyasındaki yaklaşımdan saptı. YSK kararı üzerinden kampanya yürütmek AKP’yi fazla etkilemiyor. AKP’nin “Oyumuzu çaldılar” kampanya sloganı kendi tabanının dağılmasını önlüyor.

CHP ve İmamoğlu’nun ve tüm muhalefet parti ve örgütlerinin seçim kampanyasının merkezine koyması gereken konu işsizlik ve pahalılıktır. AKP’nin seçim sonrası yürürlüğe koyacağı acı reçetedir.

AKP, seçimlerden sonra, ekonomik krizin bütün yüklerini işçi sınıfı ve emekçi halka yüklemek için gerekli hazırlıkları yapmıştır. Bu hazırlığın varlığı Erdoğan ile TÜSİAD arasında yaşanan gerginlikten dahi anlaşılabilir.

TÜSİAD ve diğer patron örgütleri AKP iktidarından İMF’li ya da İMF’siz bir kemer sıkma politikası programının uygulanmasını istemektedir. Patronlar bunu altı aydır talep etmektedir. Fakat, yerel seçimler nedeniyle “kemer sıkma programı” 31 Mart yerel seçimlerine kadar kerhen ertelenmiştir. 31 Mart yerel seçimlerinde; AKP’nin İstanbul, Ankara, Adana, Antalya gibi şehirleri kaybetmesi sonrası; Erdoğan’ın ilk anlarda sonucu kabul eder gibi görünmesinin nedeni “kemer sıkma programının” yürürlüğe sokulmasının acil olmasındandır. Fakat, Erdoğan ve AKP kurmayları daha sonra, İstanbul kaybedildiğinde AKP iktidarının da sallanmaya başlayacağı fikrine dönmüşler ve “kemer sıkma programı” 23 Haziran seçimleri sonrasına ertelenmiştir.

TÜSİAD ile Erdoğan arasındaki gerginliğin nedeni de budur.

TÜSİAD, daha YSK kararı açıklanmadan, 1 Mayıs’ta (Böyle bir günde görüşmenin riskini de göz önüne alarak) Erdoğan’a gitmiş ve bir an önce “kemer sıkma programı”nın yürürlüğe sokulmasını aksi takdirde ekonomiyi rayına oturtmanın daha da zor olacağını anlatmış ve dolaylı olarak (belki de doğrudan) YSK’nin yeni seçim kararı vermemesini istemişlerdir. Erdoğan da onlara “kemer sıkma programı”nı en kısa zamanda uygulayacaklarını, merak etmemelerini söylemiştir. Buna rağmen, YSK’nin seçimin yenilenmesine karar vermesi ve “programın” bir elli gün daha ertelenmesi TÜSİAD’ın tepkisini kamuoyuna açıklamasına yol açmıştır.

TÜSİAD ile AKP Hükümetinin tepişmesine kayıtsız kalıp, yesinler birbirini diyebiliriz. Ama kayıtsız kalamayacağımız husus, seçimlerin hemen ertesi günü yürürlüğe konacak İMF programıdır.

İmamoğlu ve muhalefet bu durumu halka anlatarak, ekonomik kriz karşısındaki tutumlarını ve önerilerini tartışmalıdır. İşçi ve emekçilere, işsizlere belediye olanakları ile bazı yardımlarda bulunulacağını söyleyerek işi geçiştirmek doğru bir tutum değildir. Kaldı ki, milyarlarca dolar borcu olan ve merkezi hükümetten kaynak aktarılmayacak belediyelerin, kendi günlük işlerini yürütmesi ve çalışanlarına ücretlerini ödemesi bile güç olacaktır.

Ekonomik kriz, krizin sonuçları ve krizin emekçileri daha da ezmemesi için yapılacaklar seçim kampanyasının temel konusu olmadıkça halk aldatılmış olur.