S-400 Türkiye'ye ne kazandıracak?
Fotoğraf: Envato
Bugünlerde Türkiye iç meselelere kilitlenmiş olsa da Türkiye’nin Rusya’dan S-400 hava savunma sistemi alıp almayacağına ilişkin oldukça sert tartışmalar sürüyor.
ABD ve batı bloku ile gerginliği tırmandıran S-400 meselesinin Türkiye açısından tam olarak nasıl bir fayda sağlayacağı konusunda net yorum yapmak pek mümkün değil. Malum Türkiye bir NATO ülkesi olmasının yanı sıra ABD ve AB ülkeleri ile girift ve derin ilişkileri olan bir ülke.
Gelişmeleri Türkiye lehine değerlendiren ve hem ABD hem de Rusya ile dengeli ilişkiler yürütmeyi sağlayan bir dış politika mümkünken iki ülke arasına sıkışmak en azından şimdilik pek Türkiye’nin lehine görünmüyor.
Yerli ve yabancı basında günlük gelişmelere ve resmi açıklamalara geniş yer veren haberler öne çıksa da S-400 meselesi “Türkiye eksen mi değiştiriyor?” sorusu etrafında tartışılıyor. Özellikle ABD ve Batı basınında bu konu Rusya’nın Ortadoğu başta olmak üzere genişleyen nüfuz alanı çerçevesinde işleniyor.
ABD’den Türkiye’nin S-400 sistemini almaktan vazgeçmemesi halinde yaptırım uygulanabileceği yönünde açıklamalar geliyor. Henüz ne tür yaptırımlar uygulanacağı konusunda netlik yok ancak Türkiye’deki ekonomik durum ortadayken böylesi bir krizi göğüslemenin ülkeye ne kazandıracağını da sorgulamak gerekiyor.
Geçtiğimiz günlerde “S-400’ü alırız ama kullanmayız” gibi akla ziyan öneriler de basında yer aldı.
Diğer taraftan Rusya’nın S-400 sistemi ile birlikte teknolojisini de Türkiye ile paylaşıp paylaşmayacağı kesin değil. Aslında Rus basınında yer alan değerlendirmelerden anladığımız kadarıyla Rusya’nın buna pek niyeti yok.
S-400 meselesi bir tarafa jest, diğerine rest şeklinde gerginliği tırmandıran bir tartışma olarak devam ediyor. Türkiye’den yapılan açıklamalarda Rusya ile yapılan anlaşmadan vazgeçilmeyeceği belirtiliyor.
Ancak bütün bu tartışmaların gölgesinde kalan önemli bir soru var; S-400 sistemi Türkiye’yi kime, neye karşı koruyacak?
“Türkiye’nin eksen değiştirdiği” şeklinde yorumlanan bu hamle sonrasında Türkiye, ABD ve batı bloku ile ilişkilerini hangi zemine kaydırıp nasıl bir çizgide yürütecek?
Tartışmanın diğer tarafında yer alan Rusya açısından her şartta avantajlı olduğu bir gidişat söz konusu.
Rusya’nın Suriye’deki sürece Ortadoğu’ya açılmak üzere dahil olduğunu ve uzun vadeli bir ajanda doğrultusunda hareket ettiğini biliyoruz. Yine Suriye’de silah sanayiini uygulamalı olarak sergileme şansını çok iyi kullanan Rusya, son 2 yıldır ilişkilerinin az veya kötü olduğu Arap ve bölge ülkeleri ile yoğun temaslar yürütüyor. Bazı Arap ülkelerinin Rusya ile silah anlaşmaları yapmaya hazırlandığı da biliniyor. Silah anlaşmaları yeni müttefiklik ilişkilerini de şekillendiren, kırılması en zor anlaşmalardan. Bununla birlikte Rusya’nın Ortadoğu’da giderek artan nüfuz alanı ve derinleşen müttefiklik ilişkileri ABD ve batı bloku tarafından giderek artan şekilde hoşnutsuzlukla karşılanıyor.
Her ne kadar 2011’den beri Rusya’yı Suriye eksenli konuşuyor olsak da kısa süre sonra Lübnan’dan Filistin sorununa, Mısır’dan Libya’ya kadar geniş bir bölgeye dair gelişmelerde Rusya’yı daha sık ve aktif olarak göreceğiz muhtemelen.
Haliyle Türkiye’nin S-400 meselesi bölge ülkelerinde de yakından takip ediliyor. Türkiye gibi bölgenin güçlü ve NATO üyesi bir ülkesinin ABD ve Batı blokunu karşısına alarak Rusya’ya yaklaşması bölgede de “eksen değişikliği” olarak yorumlanıyor. Arap basınında bu gelişmelere ilişkin yorumlarda farklı tahminler ve senaryolar öne çıkıyor. Ancak genel olarak bu durumun Rusya’nın bölgedeki nüfuzunu daha da güçlendireceği yorumları yapılıyor. Türkiye’nin S-400 satın alarak aktive etmesi halinde yeni bir dış politik kulvara geçeceği ancak bunun esaslarının neler olacağı konusunda belirsizlik olduğu şeklindeki yorumlar dikkat çekici. Öne çıkan bir başka soru ise; Türkiye, ne kazanmayı planlıyor? Bunun cevabını biz de bilmiyoruz!
Sorgulanan nokta, Rusya’dan S-400 vb. sistemler satın alınması veya ikili ilişkilerin maksimum düzeye çıkarılması değil; Türkiye’nin hem ABD hem de Rusya ile dengeli ilişki yürütmek yerine sert dönüşlerle iki ülke arasında dost-düşman gibi mantıksal ve politik zemini olmayan pozisyonlara savrulması.
Türkiye’nin ABD ve Rusya ile ilişkileri bölgedeki rolünü ve manevra alanlarını da doğrudan etkiliyor.
Diğer taraftan dünya değişiyor, Arap ayaklanması bölgedeki siyasi yapıları yeniden kurmaya zorlayan bir dönemin başlangıcı oldu. Rusya, ABD, Türkiye, İran; velhasıl bütün ülkeler yeni şartlara göre yeni fırsatları değerlendirme yarışında. Ancak Türkiye’nin yürüttüğü politik hamleler ani çıkışlar, sert ve bazen kısa sürede kendini yalanlayan açıklamalar, duygusal ağırlıklı değerlendirmeler ile yeni şartlara göre pozisyon almaktan çok amacı belirsiz/anlaşılması güç, gürültülü savruluşlar gibi görünüyor.
Türkiye’yi ilgilendiren bir başka konu ise Suriye ve özellikle İdlip... Kısa süre önce Suriye’nin BM Temsilcisi Beşşar Caferi BM’de yaptığı bir konuşmada bir fotoğraf gösterdi. Fotoğraf, aralarında Türkiye’nin açıkça desteklediği bazı grupların liderlerinin olduğu silahlı grupların Suriye el Kaide’si olan Heyet Tahrir-u Şam ile bir toplantı yaparlarken çekilmiş. HTŞ’nin radikallerden oluştuğu ve Türkiye dahil birçok ülke tarafından terörist olarak kabul edildiğini belirtmek gerek.
Rusya bir taraftan Türkiye’ye karşı Suriye ve İran tarafından fazla esnek olmakla suçlanan bir politika yürütürken diğer taraftan Suriye ordusunun İdlip operasyonunu desteklemeye devam ediyor.
Türkiye’nin İdlip konusunda Rusya’dan bağımsız hareket etmesi giderek zorlaşırken S-400 meselesi başta olmak bazı gerginlikler Suriye sahasındaki ABD’nin Türkiye’ye yaklaşımını doğrudan etkiliyor.
Muhtemelen önümüzdeki haftalarda Suriye sahası İdlip nedeniyle bir kez daha ısınacak ve Türkiye’yi doğrudan ilgilendiren birçok gelişmeye sahne olacak. Suriye’deki gelişmeleri anlamaya çalışırken S-400 tartışmalarını da göz önünde bulundurmak iyi olacak gibi görünüyor.
- Ruslar Şam'da 30 Ocak 2025 06:25
- Lazkiye’de neler oluyor? Aleviler ne istiyor? 23 Ocak 2025 04:10
- Suriye'de doğru bilinen yanlışlar, yanlış bilinen doğrular! 09 Ocak 2025 05:13
- Suriye: Korku ve ümit iç içe 02 Ocak 2025 03:00
- Suriye bıçak sırtında! 27 Aralık 2024 06:15
- Şam'da neler oluyor? 20 Aralık 2024 05:35
- Her şeye rağmen ateşkes sağlandı! 28 Kasım 2024 06:30
- Trump başkan ama gözler Putin'de 21 Kasım 2024 05:00
- Enkaz altında Ali'nin yarım bacağı! 15 Kasım 2024 04:44
- Trump'ı değil Lazzarini'yi dinleyin! 08 Kasım 2024 12:17
- Lübnan Şiileri ve Türkiye’nin Kürt açılımı! 24 Ekim 2024 04:42
- 7 Ekim ve bölgenin yeniden dizaynı! 17 Ekim 2024 05:45