Rekabet artıyor, çelişkiler yoğunlaşıyor
Fotoğraf: Envato
Büyük emperyalist devletler ve tekeller arasındaki çelişkilerin keskinleştiği bir dönemden geçiyoruz. ABD Başkanı Trump’ın Çin’li Huawei telefonlarına karşı açtığı savaş bu sürecin bir parçası. Casusluk vb. gibi gerekçelerle sunulan ambargo aslında bu alanda kendilerini teknolojik olarak geçmiş olan -5 G teknolojisi- rakip tekele karşı kendi tekellerini korumayı amaçlıyor. Bu tutum diğer alanlara da sıçrayarak giderek yaygınlaşma eğilimi gösteriyor.
Emperyalist devletler ve tekeller arasında keskinleşen rekabetin tek yöntemi tabii ki ambargolar değil. Birleşme ve yutmalarda rekabetin ve karşılıklı mücadelenin bir parçası. Şu günlerde İtalyan otomotiv devi Fiat’ın Fransız Renault’ya birleşme teklif ettiği basına yansıdı. Renault’nun en büyük hissedarı Fransız devleti ve o bu birleşmeye olumlu baktığını açıklamış durumda. Eğer bu birleşme gerçekleşirse Fiat-Renault ortaklığı ile dünyanın üçüncü büyük otomotiv tekeli ortaya çıkmış olacak. Renault’nun diğer stratejik ortağı Nissan’da dikkate alındığında bu birleşme ile otomotivde en büyük olma durumu ortaya çıkıyor.
Tekeller bu birleşme ile araç satışlarındaki düşüşle ortaya çıkan sorunları aza indirmeyi, ortak platformlarla maliyetlerini azaltmayı, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini hızlandırmayı vb. hesaplıyorlar. Böylece bu alanda lider durumda olan diğer otomotiv devleri Toyota ve VW ile kendileri için daha uygun koşullarda mücadele etmiş olacaklar. Özellikle elektrikli araba teknolojisindeki ilerleme eski otomotiv tekellerini hızla yeniden yapılanmaya zorluyor.
Kapitalizm üretim araçlarını sürekli olarak yenilemek zorunda olan bir sistemdir. Bu kapitalistlerin bilim ve teknoloji aşkından kaynaklanmaz. Rakiplerle keskin rekabet, pazara egemen olma ve daha fazla artı-değer elde etme, dolayısıyla kâr etme dürtüsü bu teknolojik yenilenmeyi sürekli tetikler. Bunun son örneklerinden birisini otomotiv sektöründe görüyoruz. Elektrikli arabalardaki gelişmenin hızlanması eski teknolojilere sahip üretim araçlarını, makineleri, dolayısıyla sabit sermayeyi hızla değersizleştiriyor ve onu çöp seviyesine doğru iteliyor.
Örneğin dünyanın en iyi arabalarını üretmekle ünlü Alman tekelleri şimdi büyük bir hızla elektrikli araba teknolojilerine milyarlarca avro yatırım yapmak ve teknolojilerini yenilemek zorunluluğu ile karşı karşıya. Eğer bunu yapamazlarsa veya gerektiği kadar hızlı hareket edemezlerse, bu alanda geri kalmak ve pazarı rakiplerine kaptırmak tehlikesi ile karşı karşıya kalacaklar. Çünkü bu alanda ABD’li tekeller -Tesla vb.- ve Japonlar -Toyota vb.- genel olarak da uzak doğulu tekeller -Hyundai gibi- hızlı ilerliyorlar ve pazarda ve rekabette avantajlı duruma geliyorlar. AB komisyonunun Alman otomotiv tekellerini aralarında anlaşma yaparak teknolojik gelişmeleri engellemekten ceza ile tehdit etmesi bütün bu gelişmeler içinde bir anlam taşıyor.
Tekeller arasındaki keskinleşen bu rekabetin, artık günümüzde tekellerin devleti haline gelmiş devletler arasındaki çelişkileri de keskinleştirip yoğunlaştırması elbette kaçınılmaz. Trump ABD tekellerinin en ileri temsilcisi olarak bu alanda başı çekiyor ve her alanda rakipleri geriletmek, onların ekonomilerini zora sokmak için hamle üstüne hamle yapıyor. Onların ham madde ve enerji kaynaklarına doğru hamleler yapıyor, geride kaldığı alanlarda eksiklerini askeri güç ve politik ağırlıkla kapatmaya çalışıyor.
Önümüzdeki süreç bütün bu çelişki ve mücadelelerin artacağını, yoğunlaşacağını açıkça ortaya koyuyor. Bölgesel gerilimler -Ortadoğu, Uzak Doğu, Latin Amerika vb.- tırmandırılıyor ve bunların yerel güçler arasında bir çatışmaya dönmesi, onların bazılarının desteklenerek rakiplerle mücadelenin daha geniş alanlara yayılması, onların zora sokulması ve rekabetten silinmesi için tüm imkanlar zorlanıyor. Bu gelişme bölgesel savaşları, daha kapsamlı savaşları vb. kışkırtıyor, gündeme getiriyor.
Bu yöndeki gelişmeler bir yandan dünya halklarını tehdit ederken, diğer yandan onların mücadele isteğini kışkırtıyor ve onları daha ileri mücadelelere zorluyor. Önümüzdeki yılların zorlu mücadelelere gebe olduğu anlaşılıyor ve bu gebeliğin yeni doğumlara yol açması da tarihsel örneklerde yaşandığı gibi kaçınılmaz görülüyor.
- Ücret asgari, yaşam sefalet 13 Aralık 2024 05:40
- Genel grev ve direnişi gerçeğe dönüştürmek için 06 Aralık 2024 06:15
- Birleşik ve genel mücadele için 29 Kasım 2024 06:55
- Siz ne diyorsunuz? 22 Kasım 2024 05:31
- Gelişmelerin anlamı üzerine 15 Kasım 2024 05:25
- Direnerek kazanmak 08 Kasım 2024 11:13
- Elde ne var? 01 Kasım 2024 05:05
- İktidara ve düzen partilerine güvensizlik 25 Ekim 2024 15:00
- Dışa karşı cephe, içe karşı cephedir 18 Ekim 2024 05:06
- Muhalefet sorunu 11 Ekim 2024 05:27
- ‘İç cephe’ kimlere karşı güçlendirilecek? 04 Ekim 2024 04:53
- Sorumluluk sizde 27 Eylül 2024 05:37