13 Haziran 2019 00:36

İleri işçiler ve Evrensel

İleri işçiler ve Evrensel

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Evrensel’in 25. yılı vesilesiyle gazetede yayımlanan işçi mektuplarında yansıyan canlı ruh, içtenlik ve sahiplenici tutum birçok başka özelliğiyle birlikte, işçilerin en ileri kesimlerinin, gazete ile yaşamları ve mücadeleleri arasında kurdukları bağın da ilanıydı. Burjuvazinin, cephaneliğindeki paslı-kirli tüm silahlarıyla umutları karartıp bilinç unsurunu kader, rıza ve boyun eğme çizgisinde tutmayı, egemenliğinin en önemli koşullarından biri olarak önemsemesine karşı, ileri işçilerin bu tutumu, proletaryanın kendi cephesinden verilen mütevazı, ama gücü kararlılığı ve kazanmaya dair inancında olan bir yanıttı.

İnsan soyunun kapitalist sömürü ve barbarlıktan kurtulmasını amaçlayan bir mücadele geleneğini devralan bu yanıt, kendinden önceki mücadele birikiminin önem ve değerini bilme gibi bir büyük erdemi de içeriyor. Çeyrek yüzyıl elbette az zaman değil. Sömürülen ve ezilenlerin mücadele birikiminin sesi, aracı ve kürsüsü olma işleviyle yüklü bir günlük gazetenin, politik baskı ve mali zorluklar başta olmak üzere çok yönlü engellere rağmen, bugün bulunduğu mevzi(ler)de bulunması, işçi sınıfı ve emekçilerin bir kazanımıdır. 

Ancak ileri işçiler başta olmak üzere işçi kitleleri ve burjuva gericiliğinin baskı ve saldırılarıyla karşı karşıya olan bütün ezilenler açısından, Evrensel’in sermayeye karşı mücadelede daha etkin bir mevziye dönüştürülmesine ihtiyaç olduğu da bir gerçektir. Evrensel bu mücadeleci sahiplenmeyle güçlenecek ve tersinden bu mücadele Evrensel’le güçlenip ileriye gidecektir. İşçi-emekçi mücadelesinin ve Evrensel’in 25 yılı buna tanıklık ediyor. Bunun için gerekli olan, bütün öteki unsurlardan önce, ileri işçi ve emekçilerin el-kafa ve yürek birliğiyle kendi gazetelerine daha kuvvetle sahip çıkmaları; ona yazmaları, onu okutmaları, bütün fabrika, işyerleri, okullar ve kurumlarda var hale getirmeleridir.

Büyük sermayenin çıkarlarını “bütün toplumun çıkarları” olarak propaganda eden, sömürülenleri sömürenlere biat etmeye ve bağlı kalmaya çağıran, Saray iktidarınca kayrılıp beslenen tekelci burjuva basınının ideolojik- politik ve kültürel kuşatmasına karşı, ‘gerçeklerin gösterilmesi’yle yetinmeyen; sermayenin hakimiyetinden kurtuluşun yol ve güçlerini de işaret eden bir yayın olarak devrimci sınıf gazetesinin daha güçlü hale gelmesi ihtiyacı daha da artmıştır. Karşıt sınıflar arası ilişkilerde “yumuşama”nın değil gerginlik, sertleşme ve çatışmaların öne çıktığı; ülkede ve uluslararası alanda, işçi sınıfı başta olmak üzere halk yığınları aleyhine gelişmelerin ağır bastığı koşullarda, proletaryanın devrimci görüş açısını en net şekliyle yığınların en geniş kesimlerine ulaştıracak yayın araçları ve yayın çizgisine ihtiyaç daha da artar. Bugün böylesi bir dönemde bulunuluyor.

İşçi ve emekçilerin bilincini kuşatan sis perdesini dağıtmak; o perdenin, hayatın somut gerçekliklerinin mızraklarınca delinmekte olduğunu ve delinmesinin kaçınılmazlığını bilerek ve ondan da güç alarak bütünüyle koparıp atmak, açık olmalıdır ki bir süreci gereksinir. Ama bunun için de, sömürü ve onun ürünü burjuva alçaklıklarını dosdoğru sergileyen açıklık, netlik ve beraklığa gerek vardır. Burjuva ideolojisiyle burjuva “özel kazanç” mekanizması arasındaki ilişkinin gölgelenmesine yol açan her tür girişimin; burjuvazinin her türden entrikası ve sömürüyü kaçınılmaz gösteren politikasının bütün çirkefliğiyle teşhiri, bu sis perdesinin dağıtılmasına hizmet edecektir. O perdenin “ardındaki”, ve aslında perdenin kendisinin de bir unsuru olduğu sömürü mekanizmasıyla onun burjuva kurumsallaşmasının, proletarya ve emekçi düşmanı karakteri açık hale gelmelidir. Evrensel bu mücadelenin, bu çabanın araçlarından biridir. İşçi emekçi kitleleri bu mücadele araçlarına sahip çıkıp onu sınıf düşmanına karşı daha etkin biçimde kullanmalıdırlar. Kapitalist sömürü düzeni, “mümkün tek düzen” değildir; değiştirilebilir, değiştirilmeye mahkum bir “düzen”dir. İşçiler, “insan yaşamak için sömürülmeyi göze almak zorunda olmamalıdır, sömürü olmadan da yaşanabilir” düşüncesiyle hareket ettiklerinde, insan soyunun toplumsal kurtuluşu yakınlaşmış demektir. Evrensel, bunun gerçekleşmesi için yürütülmüş ve yürütülen kolektif mücadelenin hem ürünü hem de mevziidir. Onu sahiplenmek ve daha etkili, daha verimli bir mücadele aracı olarak kullanmak; bu hale gelmesi için çaba göstermek, sermaye ve gericiliğe karşı saflardaki herkesin hem kendi kazanımı hem de bütün bir devrimci kolektivitenin kazanımı olacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa