15 Haziran 2019 00:45

15-16 Haziran sendikal mücadelede işçi inisiyatifinin önemi

15-16 Haziran sendikal mücadelede işçi inisiyatifinin önemi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

15-16 Haziran 1970’in, Türkiye işçi sınıfının en görkemli eyleminin üstünden tam 49 yıl geçti.

Kuşkusuz Evrensel’in sürekli okurları 15-16 Haziran’dan söz ettiğimizde, sadece 1970 yılının 15-16 Haziran günlerinde İstanbul ve Kocaeli’yi kapsayan büyük işçi eyleminden söz etmediğimizi biliyorlar.

Çünkü 15-16 Haziran’dan söz ettiğimizde;

- 1963’de, Kavel greviyle başlayan,

- 1960’ların ikinci yarısında yoğunlaşan grevler, direnişlerle süren,

- DİSK’in 1967’de kuruluşuyla, fabrika işgalleriyle, “Türk-İş’ten DİSK’e geçişler”le işbirlikçi, uzlaşmacı, siyaset (partiler) üstü sendikacılıktan, sınıf mücadeleci bir sendikacılık çizgisine geçişin,

- İşçiler arasında sınıf, sınıf mücadelesi, sosyalizm, emperyalizme karşı mücadele, demokrasi,... fikirlerinin hızla yaygınlaştığı, dolayısıyla işçi sınıfının antiemperyalist ve demokrasi mücadelesi karşısında sorumluluk üslendiği,

- İşçi sınıfımızın bir sınıf olarak tarih sahnesine çıktığı bir dönemden söz ediyoruz.

İşte bu nedenlerledir ki, 15-16 Haziran eylemi olarak adlandırdığımız eylem, 1970 yılının haziranında birden ortaya çıkan bir eylem değildir. 15-16 Haziran; bütün bu dönemin mücadelelerinin üstünden, o dönemin yoğun mücadele günleri içinde yetişen işçi kuşağının mücadelesinin oluşturduğu değerler üstünde biçimlenen, dolayısıyla bu dönemin simgesi olmayı hak edecek görkemli bir eylemdir.

Bu yüzdendir ki, gazetemiz ve bu köşede, 15-16 Haziran dendiğinde; yerine göre 15-16 Haziran’daki büyük eylem, genellikle de 15-16 Haziran’a gelen beş yıl içindeki mücadelelerle, bu mücadeleler içinde oluşmuş değerler kastedilmektedir.

İşte bu nedenler ve daha fazlası için, geçen yarım yüzyıl boyunca, hele de işçiler ileriye doğru fark edilir bir adım attıklarında, hemen 15-16 Haziran’da simgelenen mücadelesini derslerine dönüyoruz. Bu vesileyle sınıfın deneyimlerini, kendi tarihinden öğrenmesi için 15-16 Haziran mücadelesini öğrettikleriyle bağlantılar kuruyoruz.

Elbette ki 15-16 Haziran’da simgelenen işçi mücadelesinden öğrenilecek çok şey vardır. Ama, “15-16 Haziran’dan bugüne de ilham vermeye devam eden nedir?” denirse, bu soruya verilebilecek en gerçekçi yanıt; “Dönemin ileri işçi kuşağının ve mücadeleci sendikacılarının inisiyatif aldıkları bir dönem” olduğudur.

Çünkü bu dönemin belirleyici özelliği, mücadelenin öne çıkardığı genç bir işçi kuşağının inisiyatif alarak, fabrika işgallerine varan mücadeleyi örgütlemeyi başarmış olmasıdır.

Burjuvazi bunu çok erken fark etmiştir.

Bu yüzden de 15-16 Haziran eylemleri bahane edilerek, İstanbul ve Kocaeli’nde ilan edilen sıkıyönetimde;

1-) 15-16 Haziran eylemlerine önderlik eden sendika yöneticisi, temsilci, baştemsilci gibi sıfatlar taşıyan, eylemlerde öne çıkan işçi önderlerini tutuklanarak sıkıyönetim mahkemelerinde yargılamıştır.

2-) 60’ların ikinci yarısındaki mücadeleler içinde yetişmiş ileri işçiler ki, sayıları beş bini buluyordu; patronlar tarafından işten çıkarılıp, “kara listeler” oluşturulmuştur. Bu işçilerin sanayide çalışması böylece önlenmek istemiştir. Ki, sendikal mücadeleye asıl darbe, bu ileri işçi kuşağının fabrikalardan tasfiyesiyle vurulmuştur.

Bu hamlesiyle burjuvazi sadece fabrikalarını ileri işçilerden kurtarmamış aynı zamanda sendikal mücadele içinde işçi inisiyatifini kırarak, geleneksel, bürokratik sendikal anlayışın sendikal hareketi zapturapt altına alınmasının da yolunu açmıştır.

Bugün de işçi sınıfının sendikal mücadelesinin en önemli sorununun; ileri işçilerin ve mücadeleci sendikacıların inisiyatif alamamış olmasıdır. Bu konuda 15-16 Haziran’a gelen mücadele, bu inisiyatifin önemine hem de olamazsa sendikal mücadelenin bürokratik sendikacılık çizgisinden çıkamayacağının sayısız kanıtlarını sunmaktadır.

Bugün elbette sendikal bürokrasi ve yozlaşma, sermeye partilerinin sınıf içendeki etkileri, tarikatçılık vb. gibi sorunlar o dönemden çok daha güçlüdür. Ama bugün; sınıfın büyüyen kitlesi, taleplerinin genelleşmesi, okur yazarlık anlamında eğitim düzeyi, mücadelenin yayılma hızı, iletişim araçlarının yaygınlığı,... gibi kullanılabildiğinde çok önemli olacak avantajları vardır.

Kısacası 49 yıl sonra bugün de 15-16 Haziran’dan öğrenmeye devam ediyoruz ve işçi sınıfımız 15-16 Haziran’ı aşan bir mücadele hattına girmeden de 15-16 Haziran’dan öğrenmeye devam edeceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa