20 Haziran 2019 23:50

Bu tablo sandıkta hükümeti zorlayacak

Bu tablo sandıkta hükümeti zorlayacak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Uluslararası piyasalardaki gelişmeler nedeniyle doların baskılandığı bir dönemden geçiyoruz. Fed’in bu yıl içerisinde faizlerde indirime gitmesi beklentisi günden güne güçleniyor. Bu kuşkusuz Türkiye gibi borçlu ekonomiler için en iyi haber. Ne var ki, ülke ekonomisinin sorunları derin. Artan siyasi risklerin yanı sıra artık uluslararası sermayeye güven telkin etmeyen mevcut ekonomik modelin geçmişte olduğu gibi sıcak para ile fonlanarak ayakta tutulması pek kolay görünmüyor. Kısacası dolarda son günlerde yaşanan gevşeme yanıltmasın. İşler iyi gitmiyor.

Geçtiğimiz hafta içinde açıklanan veriler tekrarlanacak seçimde iktidar partisini zorlayan konuların başında ekonominin geleceğini bir kez daha ortaya koyuyor. Kuşkusuz bu açıdan en önemli gösterge işsizlik. Mart ayı itibariyle işsizlik oranı yüzde 14,1, tarım dışı işsizlik oranı yüzde 16,1 seviyesinde bulunuyor. Genç işsizliği yüzde 28,4 gibi son derece korkutucu bir seviyede seyrediyor. İstihdamda daralmanın en sert yaşandığı sektör ise yıllık yüzde 25 ile inşaat.

Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik verilerindeki aylık değişime baktığımızda son bir yıldır aralıksız yükseliş trendinin sürdüğünü görüyoruz. Mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranı yüzde 9,9’dan yüzde 13,7’ye tırmanırken, bu artış Mart ayında da devam etmiş. Oysa hükümet mart ayı verilerinin güçlü bir toparlanma eğilimine işaret ettiğini vurgulamaktaydı.

Sanayi üretiminde de durum parlak değil.  Geçtiğimiz yılın Ağustos ayından itibaren aralıksız olarak daralmıştı. Yeni yılın ilk üç ayında ise hafif bir toparlanma eğilimi göze çarpmaktaydı ve buna paralel olarak nisan ayında ise aylık yüzde 0,1 dolayında bir artış beklentisi dile getirilmekteydi. Ne var ki, sanayi üretimi aylık yüzde 1 daralırken, yıllık bazda ise küçülme yüzde 4’ü buldu. İmalat sanayindeki daralma ise yıllık yüzde 4,2 seviyesinde.

Bu hafta açıklanan bir diğer önemli veri ise Mayıs ayına ait konut satışları idi. Konut satışlarında yerel seçimlerin hemen öncesinde uygulanan teşviklerle geçici bir toparlanma sağlanmış ne var ki sonrasında gerileme eğilimi sürmüştü. Buradaki düşüşün Mayıs ayında daha da keskin bir şekilde sürdüğünü söylemek mümkün. Yıllık bazda konut satışları yüzde 31,3 oranında daralırken, ipotekli satışlarda düşüş yüzde 85’i aştı. Görüldüğü gibi konuttaki krizin başlıca sebebi kredili alımlardaki gerileme. Burada geleceğe dönük olumsuz beklentilerin yanı sıra faizlerdeki sert tırmanış büyük rol oynuyor. Bu sorunu konut kredilerine özel desteklerle ya da bankaları baskılayarak aşmak mümkün değil. Zira bu aşamada bütçe dengesini ya da banka bilançolarını daha da bozacak müdahalelerin ekonomiye maliyeti çok daha büyük olacaktır. Faizlerin düşürülmesi ise kurda yukarı yönlü hareketleri tetikleyeceği için seçim öncesinde tercih edilmedi. Seçimin ardından özellikle ABD ile S-400 meselesinde uzlaşma çabalarına paralel olarak bu yönde adımlar gündeme gelecektir.

Perakende satışlarda ise satış hacminin nisan ayı itibariyle bir önceki yıla göre yüzde 6,9 azaldığını, özellikle elektrikli eşya ve mobilya satışlarında daralmanın yüzde 22,4 seviyesinde bulduğunu görüyoruz. Bu sektörde aylık bazda yaşanan daralma da yüzde 5,8 gibi son derece yüksek bir düzeyde. İşsizlikteki artış, enflasyon karşısında daralan alım gücü ve yüksek faizler nedeniyle vatandaşın zorunlu olmayan harcamalardan kaçındığını net bir şekilde görüyoruz.

Son olarak bütçe verileri ilk beş ayda ortaya çıkan bütçe açığının 66,5 milyar TL ile YEP’te 2019 yılının tamamı için öngörülen seviyenin yüzde 82,5’ine ulaştığını gösteriyor. Geçtiğimiz yıl aynı dönemde oluşan bütçe açığı 20,5 milyar TL seviyesindeydi.

Yerel seçimlerin bütçe dengesine olumsuz etkilerini tartışmaya dahi lüzum yok. Eğer seçimin en önemli ayağı olan İstanbul’da yaşanan seçim tekrarı olmasaydı muhtemelen hükümet seçimin hemen ardından kemer sıkmaya dönük kimi tedbirleri devreye sokacaktı. Şimdi bu tedbirler temmuz ayına ötelendi. Ne var ki, ekonomideki daralma bütçe disiplini açısından hükümetin işini oldukça zorlaştıracak. Büyüyen açık ise faizleri yukarı doğru baskılamayı sürdürecek. Seçimin hemen ardından hükümetin uluslararası sermaye çevrelerini ikna turlarına yeniden koyulacağını söyleyebiliriz. Ve hiç bu şüphesiz bu kez çok daha sağlam teminatlara ihtiyaç duyulacak.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa