Bir seçimin ardından
31 Mart ve 23 Haziran geride kaldı. 31 Mart tek adam diktatörlüğüne vurulmuş bir darbe olmuştu, 23 Haziran onu epeyce budadı. Bugünlerde sosyalist ve sol ve ilerici çevrelerin seçimlerde uyguladıkları taktikler çeşitli çevrelerde tartışılıyor. Ama bu tartışmalarda en önemli gerçek neredeyse göz ardı ediliyor. Bu gerçek uygulanan taktiğin başarılı olması ve iktidar blokunun geriletilmesidir. Bu gerilemede elbette özellikle ekonomik kriz gibi nesnel koşulların yıpratıcılığı göz ardı edilemez. Ama somut bir alternatifin varlığı ortaya konulmadan, güçlerin birleştirilmesinin başarılması olmadan bu ilerlemeyi sağlamakta olanaklı olamayabilirdi.
Bu tür bir araya gelmelerde kimse kimseye sonrası için kefil olmuyor, onun programını savunmak gibi bir yükümlülük altına girmiyor. Mücadele edilmesi gereken ortak bir hedef belirleniyor -aslında son dönemde olduğu gibi bazı durumlarda buna da gerek kalmıyor, hedef kendisini açıkça ortaya koyuyor- ya belirlenmiş, çerçevesi çizilmiş ittifaklar yapılıyor, ya da ittifakın, desteğin bir biçimi olarak fiilen aynı yönde davranılıyor. Her şey olup bittikten sonrası ise başka bir konu. Bu seçimlerde ortak hedef tek adam diktatörlüğünün geriletilmesiydi ve bu konuda küçümsenmeyecek bir mesafe alındı. Şimdi kazandıkları belediyelerin yönetimine gelenlerden beklenen halka verdikleri sözleri tutmalarıdır. Farklı bir yol tutmaları halinde bu kendilerine sık sık hatırlatılacaktır.
Muhalefetteki düzen partilerinin istek ve taleplerine bakıldığında onların “parlamenter sistemin” restorasyonu diyebileceğimiz bir hatta ilerleyecekleri görülebiliyor. Sosyalist, ilerici muhalefet demokrasinin kazanılması, ülkenin demokratikleştirilmesi, Kürt sorununun demokrasi ve eşitlik içerisinde çözülmesi, bunun için başta işçi ve emekçi kitleler olmak üzere geniş halk yığınlarının harekete geçirilmesi, bu mücadelenin politik alanla sınırlı kalmaması ve ekonomik taleplerin karşılanması alanına doğru da genişlemesi gibi bir anlayışla hareket etmeye çalışıyor. Kuşkusuz doğru olan da budur ve bu platformu kabul edenlerle, bir sınırlama koymadan bir araya gelmek, birlikte davranmak halk hareketinin gelişmesi için önemli.
Genel olarak bakıldığında siyasi olarak şunları da tespit etmek yanlış olmayacaktır. Bu seçimlerden istikrar değil, istikrarsızlık çıkmıştır. Sistem - bu artık daraltılmış bir anlamda kullanılıyor- ve yeni bir referandum tartışmaları şimdiden başladı. Bunun anlamı halk hareketinin ilerleyebileceği koşulların daha fazla olgunlaşmakta olduğudur. Kuşkusuz bunun biçimleri üzerine önceden bir yol çizilemez. Yol bellidir ama nasıl ilerleneceğini bütünüyle somut koşullar belirleyecektir. Bu nedenle peşinen politik saptamalarda bulunmak, güçlerin şöyle veya böyle sınırlanması gibi adımlar atmak yanlış olacaktır.
Bir de şu gerçeğin altı kalınca bir kez daha çizilmelidir. Ülkede demokratik hak ve özgürlüklerin kazanılmasının, köklü çözümlerin gündeme gelmesinin güvencesi işçi hareketinin halk hareketinin omurgası olmayı başarmasına bağlıdır. İşçi hareketi yeni bir kabarmanın eşliğinde durmaktadır. Ekonomik krizin tüm yükünün işçi ve emekçilerin sırtına yıkılması, bu yönde daha ileri adımlar atılması, sadece düşük ücret, temel ihtiyaç maddelerine yapılan zamlar vb. ile sınırlı kalınmaması, işçilerin kazanılmış haklarına, birikmiş fonlarına saldırılması, işçi hareketinin daha geniş bir zeminde hareket etmesinin koşullarını olgunlaştırıyor. Bu neden hiç kimse, hiçbir politik güç bu gerçeğe sırtını çeviremez, çeviremeyecektir.
Ülkenin bütün temel politik problemleri çözülmeden orta yerde durmaktadır. Ancak muhalefet güç kazanmış, halkın moral gücünde önemli artışlar olmuş, başka bir yola doğru yürümenin olanaklı olduğu görülmüştür. İktidar ve sermeyenin artan saldırıları, yakın bölgemizde ve genel olarak dünyada karşılıklı gerginliklerin ve kutuplaşmaların artması, işçi ve halk hareketinin kendisini buna göre hazırlamaya çalışmasının önemini daha da artırıyor. Yakın dönemde içeride ve dışarıda meydana gelen bütün gelişmelere bu perspektiften bakmak, gelecek rotayı belirlemek açısından önem kazanıyor.
Evrensel'i Takip Et