Yakamadıkları

SORU

Ufka baktığında yakınlaşan gemiyi göreceksin. Sence yakınlaşan gemi mi, deniz mi yoksa?

Adayı göreceksin denizin ortasında. Sence yakınlaşan ada mı yüzen, deniz mi çekilen yoksa?

YAKAMADIKLARI

Yanan ateşi, yakılan ateşi hatırla. Çağlar boyu yanan, yandırılan ateşi/ateşleri. Suyun söndürmediği/söndüremediği ateşleri. Akıl mı söndürür, düşünce mi? Onların asıl yakmak istediği. Çağlar boyu yakamadığı/yakamayacağı…

ŞİİR

Sennur Sezer’in yakılan ateşler için “Bir Yudum Su” şiirinde söylediğidir:

“hele bir su verin,

tutuşmuş bir gülle geldim.

Evet tutuşmuş bir gül gönlüm

beş yıldır Sivas’ta

otuz üç yapraklı bir gül.

Ve beş yıldır Amasya’da

dört yüz bahadırla kapalı bir mağarada.

Bir yudum su verin,

tutuşmuş bir gülle geldim:

Edirne’de bir cami avlusunda,

yanıyor insanlar beş yüz yıldır

beş yıldır da Sivas’ta.

Bir su verin bir su

gönlüm serinlemez

gül bahçesine dönmedikçe örenler

Sivas’ta, Çorum’da, Maraş’ta.

Bir yudum suyunuz yok mu

yanmasın daha güller

Tunceli’de, Lice’de, Diyarbakır’da”

KAL

Gece boyunca düşümdeydin. Baş başa gülümserken yanımda, alkışlanıyorken çılgınca. Sesinle, soluğunla, kokunla bir bahar esintisinin ılıklığıyla sarıyorken beni yanımda. Kal. Geceler boyu. Yanımda…

DENİZLE GÖKYÜZÜ

Bir deniz uzanıyor gökyüzüyle üst üste, alt alta hem de. Kıyısında uzanmışız ikimiz. Denizin de, gökyüzünün de.

ŞİİR AYAKLANMASI

Küçük İskender şiirin büyüğünü yazmıştır. Onun şiiri, kentin çocukluk, aşk, cinsellikle yaşananların/yaşatılanların çarpıklıklarının yoğurduğu insanın ayaklanmasından kaynaklanır. Bir şairin başkaldırısının ayaklandırdığı/ayaklandıracağı bir şiirdir onun şiiri aslında.

BİTMEYEN

Sabah sabah hararı boş çekçekinle koşturuyorsun sokakta. Gökyüzü mavi bir ırmak gibi akıyor üstünde, köpüren ak bulutlarıyla. Karton parçaları, plastik atıklarıyla dolu bir çöp konteynırına doğru, özlemle. Sen koşuyorsun, gökyüzü de. Uzayıp giden bir sokakta. Bitmeyen.