Kamuda TİS süreci
Fotoğraf: Envato
Kamu çalışanları için 2020 ve 2021 yıllarında geçerli olacak ücret ve sosyal ödemelerin belirlenmesi süreci önümüzdeki günlerde başlıyor.
Yasaya göre en fazla üyeye sahip üç konfederasyon temsilcilerinden oluşan kamu görevlileri sendikaları heyetinde imza yetkisi ise Memur-Sen’e ait.
Öte yandan kamu görevlilerinin toplu sözleşme hakkı bulunsa da bu hakkın etkili kullanımını sağlayacak grev hakkından yoksunlar. Dolayısıyla muhtemel bir uyuşmazlık halinde zorunlu tahkim mekanizması devreye giriyor. Ve tahkime başvurma yetkisi de Memur-Sen’e ait.
Buna karşılık Memur-Sen’in diğer konfederasyonların masada olup sadece taleplerini dile getirebilmesine bile tahammülü yok. Dahası “yasada da masada da adalet” şiarıyla bunu engellemeyi doğrudan toplu sözleşme talebi haline getirmiş durumda.
Derinleşen ekonomik kriz koşulları sendikaların ortak mücadele alanını genişletmelerini her geçen gün daha elzem hale getiriyor. Ancak yetki almayı “iktidar olmak” olarak niteleyen Memur-Sen, diğer konfederasyonların toplu sözleşme masasındaki varlığını “çok başlılık” olarak değerlendiriyor. Değişen siyasi yapıya atıfla “yürütmenin tek kanatlı, toplu sözleşmenin ise üç taraflı” olmasından yakınıyor.
Söz hakkı konusunda demokrasinin biçimsel koşullarıyla bile çelişen böylesi bir yaklaşım, sendikal dayanışma alanını da en azından merkezi düzeyde ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla kamu emekçilerinin bütünü açısından taşıdığı sakınca, toplu pazarlık masasında taviz verip vermemekle sınırlı değil. Bu durumda dayanışma konusunda Memur-Sen’e bağlı sendikalara ve üyelerine de daha çok iş düşüyor.
Geçmiş dönemlerin reel hak kayıplarını karşılamayan sözleşmeleri giderek ağırlaşan kriz koşullarıyla birleştiğinde, ekonomik talepleri ön plana çıkartıyor. Nitekim birçok sendika temel ücret zammı, 3600 ek gösterge, gelir vergisi adaletsizliğinin ortadan kaldırılması, zorunlu BES uygulamasının son bulması, ek ödemelerin emekliliğe de yansıtılması gibi taleplerde ortaklaşıyor.
Bununla beraber kamu emekçilerinin yüz yüze olduğu yapısal sorunlar da başta iş güvencesi olmak üzere temel hakları her geçen gün daha fazla aşındırıyor. Süreklilik, tam zamanlılık, güvence gibi ilkelerden giderek uzaklaşılıyor.
Kamu emek ve çalışma düzenindeki dönüşüm, özel sektörle arasındaki kâr mantığı ve çalışma koşulları temelli farkı giderek belirsizleştirirken, iş güvencesi, artan esneklik uygulamalarıyla beraber farklı statüde çalışan kamu emekçilerinin tümü için ortadan kalkıyor.
Böylece de farklı çalışma rejimlerinin bir arada bulunduğu kamu istihdamında, aynı işi yapan pek çok emekçinin farklı koşullarda çalıştırılması bir sorunken, bu farklı koşullar güvencesizlikte eşitleniyor.
- Ekonomik kriz ve piyasa ideolojisi 25 Ağustos 2019 23:30
- Anayasa Mahkemesinin barış bildirisi kararı 05 Ağustos 2019 00:20
- Sömürünün en derinine, ayrımcılığın her türüne maruz kalmak: Mülteci işçiler 01 Temmuz 2019 00:09
- Kıdem tazminatı fonu 10 Haziran 2019 00:50
- Kale Kayış işçileri 19 Mayıs 2019 20:07
- Cinsel şiddet 28 Nisan 2019 19:58
- Seçim sonrası 07 Nisan 2019 20:55
- İşçilerin can güvenliği 24 Mart 2019 20:37
- Kadın emeği 03 Mart 2019 20:40
- Tanzim muhalefeti 17 Şubat 2019 23:30
- Sendikalaşma oranları 04 Şubat 2019 00:50
- Eğitim işsizlik ilişkisi 28 Ocak 2019 00:17