Şimdi gari demokrasi var
Benim yaşıma gelmiş ya da geçmiş olanlar anımsarlar: 1946 da çok partili döneme girdik. Demokrasi dönemine sözüm ona…
Adam elindeki “üçüncü mevki” bilet ile trende birinciye geçip oturuyordu. Böyle bir davranışa görevi gereği karşı çıkmak zorunda olan görevli uyarıyordu elbette::
-Beyefendi biletiniz üçüncü. Burası sizin yeriniz değil. Bir gerideki vagon…
Dediğinde hemen yanıtını alıyordu:
-Şimdi gari demokrasi var. Canımın istediği yere otururum.
Bayağı horozlanıyordu vatandaş.
Bu demokrasi nasıl bir şeydi vatandaş da görevli de bilmiyorlardı. Bir demokrasi sözü dolanıyordu çevrede ama kimse tanılayamıyordu.
Uzun süre bu böyle sürdü.
Sonra vatandaş, elindeki bilete göre oturmağa ister istemez alıştı. Demokrasinin ne olduğu anlaşıldı da ondan mı ? Yooo! Bırakın O günleri bu gün de anlaşıldı mı ?
Bir binek aracı kamunun iyeliğinde olan alandan ortalama 25 metrekare alıyor. Kısacası benim de olan alan dan… Biliyor mu bunu arabanın iyesi? Hayır! Bunu ödemek zorunda olduğunu gerçekten bilmiyor. Daha önceki yazılarımdan birinde yazdım, örnekleriyle bunu.
Örneğin Japonya’da eğer sizin olan, ya da kiraladığınız, binek arabanızı koyacağınız bir yeriniz yoksa size araba satmıyorlardı ben oralardayken. Benim de iyelerinden biri olduğum bir alanı nasıl olur da bir ödeme (tutarı bilseniz dudağınız uçuklar) yapmadan kullanabilir? Bizde bunu soran var mı?
Bildiğim kadarı ile , buna tanık olan kişilerin anlattıklarına göre, burnumuzun ucundaki Selanik’ de başkasının olan, ya da başkasına kira karşılığında özgülenmiş olan yere arabasını bırakan bir başka kişi, bizim bildiğimiz ölçülerin çok üzerine tutarda “ceza” ödüyor. Oysa bizde vatandaş arabasını, benim kapımın önüne bırakabiliyor. Hem de öyle ki, ben evime girip çıkamıyorum. Oysa beni alabilmek için her an bir cankurtaran kapıma yanaşmak zorunda olabilir. Çünkü bunu gerektirecek sayrılıklarım var.
( Sürecek)
Evrensel'i Takip Et