ÖSYM ilk yerleştirme sonuçları: Eşitsizlikler ve çarpıklıklar artarak devam ediyor
Fotoğraf: Envato
71 BİN 233 KONTENJAN BOŞ KALDI, KKTC TERCİH EDİLMEDİ
Hem ön lisans hem lisans düzeyinde daha ilk yerleştirmede 71 bin 233 boş kontenjan kalmış bulunuyor. Kayıt yaptırmayacaklarla birlikte bu rakamlar 130-150 bini bulabilir. Bu kadar kontenjanın boş kalması iyi bir planlama yapılamadığını veya aile ve gençlerin bazı programlardan umudunu kestiğini gösteriyor. İş kariyer beklentisi de çok önemli bulunuyor.
Merkezden uzak ilçe veya küçük yerleşimlerde açıklanan fakülteler de yeterince tercih edilmiyor veya çok düşük puanla öğrenci bulabiliyor.
KKTC üniversitelerinin hiçbir çekiciliği kalmamış durumda, ancak tam burslu programları kontenjanlarını doldurabiliyor.
SON SINIF DÜZEYİNDEKİ ÖĞRENCİLERİN SADECE yüzde 17.78’İ LİSANS PROGRAMLARINA YERLEŞEBİLDİ
Son sınıf düzeyindeki öğrencilerden ancak yüzde 17.78’i bir lisans programına yerleştirilebilmiş bulunuyor.
Son sınıf toplamında, 180 sınırını aşamayan veya hiç sınava girmeyen öğrenciler de dikkate alınırsa bu oran daha da düşüyor. 1 milyon 250 bin civarındaki çağ nüfusundan sadece 174 bin 945’i lisans programlarına yerleşebilmiş bulunuyor.
İMAM HATİPLER BAŞARISIZ, MESLEK LİSELERİ DÖKÜLÜYOR
Lisansa yerleştirme oranı Türkiye genelinde yüzde 16.20.
4-6 yıllık fakülte veya lisans programlarına yerleşmede en yüksek oran yüzde 58.19’u sosyal bilimler lisesinde bulunuyor. Bu liseleri özel ( yüzde 53.27) ve resmi ( yüzde 49.42) fen liseleri takip ediyor. Anadolu liselerinin mezunlarının yerleşme oranları yüzde 28.32 düzeyinde bulunuyor.
İmam hatip mezunlarının yüzde 14.90’ı, mesleki teknik liselerin ise yüzde 2- yüzde 8’i bir lisans programına yerleşebilmiş bulunuyor.
Kaldı ki imam hatiplerin büyük çoğunluğunun ilahiyatlara yöneldiği, meslek liselerinin de puan avantajı tanınan teknoloji fakültelerine yerleştirildiği düşünülürse bu okullar genel lisans yerleştirmesinde çok daha düşük başarı göstermiş bulunuyor.
KALTELİ (NİTELİKLİ) KALİTESİZ ÜNİVERSİTE AYRIŞMASI ARTIYOR
Her geçen yıl Boğaziçi, ODTÜ, İTÜ, Koç gibi üniversitelerin puan dilimi daha yukarı çıkarken taşra üniversitelerinin puan dilimi giderek düşüyor.
Yani üniversiteler arasında kalite ayrışması, dolayısıyla toplumsal eşitsizlikler de artıyor demektir.
Kısaca, ÖSYM toplumsal çarpıklıkları ve eşitsizlikleri bir kez daha dışa vuruyor, bu çarpıklıkların ve eşitsizliklerin sürdürümüne, hatta derinleşmesine aracılık ediyor.
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46
- YKS, eğitim ve şehirler: Üniversitede resesyon, şehirde resesyon ve göç 16 Ağustos 2024 04:15